Seçim arifesinde yurtdışı vatandaşlar ve AK Parti

Mustafa Yeneroğlu/ AK Parti İstanbul Milletvekili
16.06.2018

Seçim dönemi aynı zamanda ülke adına bir muhasebe dönemidir. İktidar partisi bir taraftan geride bırakılan dönemde yapılanları seçmenlerle paylaşırken diğer taraftan yeni hedeflerini kamuoyuna açıklar.


Seçim arifesinde yurtdışı vatandaşlar ve AK Parti

Muhalif partilerin icraatlar bağlamında doğal olarak paylaşabilecekleri bir şey yoktur. Ancak iktidara geldiklerinde yapmak istediklerini kamuoyuna aktarırlar. Her iki kanat da tüm bunları seçim beyannamesinde bir araya toplayarak toplumun bilgisine sunar.

Ülkemizde her seçim döneminde yaşanan bu süreçte, yoğun bir nüfusu barındıran ‘yurtdışında yaşayan vatandaşlar’ 7 Haziran seçimlerine kadar adeta yok sayılıyordu. Bazı partiler hiç yermez, bazılarıysa satır arasında bir iki cümleyle değinirdi. AK Parti ekonomik ve siyasi istikrarı sağlayıp, bu alanla ilgili alt yapı çalışmalarında köklü adımlar attıktan sonra 7 Haziran seçimlerindeki seçim beyannamesinde bu kesime özel yer verdi. Bunu yaparak da yurtdışında yaşayan 6 milyon insanı ilgilendiren konuların spesifik olarak ele alınması gerektiğini ortaya koydu.

Yeni bir seçim arifesinde içinde bulunduğumuz süreç de yurtdışında yaşayan insanlarımıza yönelik yapılanları ve yapılacakları ele alma noktasında bir imkân sunuyor. Ekonomik katkısı, toplumsal ihtiyaçları, kültürel kazanımları ve barındırdığı insan kaynakları itibarıyla Yurtdışı Türkler olgusu böyle bir muhasebeyi hak ediyor. Özellikle de iktidar partisi olan AK Parti’nin bu alandaki icraat ve hedeflerinin doğrudan etkileyici niteliğinin olmasından dolayı bu kesime yönelik neler yaptığını ve neler yapacağını ortaya koyması gerekiyor. Tam da bu noktada bu soruya kapsamlı bir cevap vermekte fayda var.

Bir değişim alanı

Bu soruya cevap verirken başlangıçta AK Parti ile birlikte bu alanda yaşanan dönüşüme dikkat çekmek gerek. Zira AK Parti iktidarıyla birlikte Türkiye’de yaşanan zihniyet dönüşümü gibi yurtdışı vatandaşlar politikalarında da benzer dönüşüm yaşanmıştır. Kamuoyunda yaygın olarak bilinen, yurtdışında yaşayan insanlarımıza yönelik hâkim olan ve gurbetçi kavramında ifadesini bulan sosyolojik gerçeklikten uzak nostaljik bakış açısının aşılmasıyla nesnel ve gerçekçi bir siyaset üretmeye doğru geçiş sağlanmıştır. Böylelikle yurtdışındaki insanlarımız içinde bulundukları gerçeklikle ele alınmaya başlanmıştır. Cumhurbaşkanımızın ‘gurbette değil, birinci sınıf insan haklarına sahip olarak yaşayacağınız yeni vatanınızdasınız’ diyerek yurt dışında yaşayan vatandaşlarımıza yönelik ülkemizdeki yaygın bakış açısının ne kadar yanlış olduğuna ve diaspora gerçeğine dikkat çekmesi, gelinen son noktayla ilgili önemli bir örnektir. Bu söylem AK Parti öncesi dönemlerle kıyaslanamayacak derecede yoğun bir şekilde uygulamaya yansımış ve ’yurtdışı Türkler meselesi’ bir siyaset alanına dönüşmüştür. Geçmişte sessiz devrim niteliğinde atılan adımlar, devletin en üst makamından yapılan açıklamanın gelecekte kurumlara doğrudan daha fazla sirayet etmesiyle daha da gelişecektir.

AK Parti iktidarıyla geçmişte yapılan ve zihniyet değişimini de gösteren köklü değişiklikleri üç temel örnek üzerinden açıklayabiliriz: Başkonsolosluklardaki dönüşüm, YTB’nin kurulması ve sandıkların yurtdışında da açılması. Bu üç örnek de yurtdışındaki vatandaşa sahip çıkmanın ve onlara yönelik hizmeti artırmanın somut örnekleridir. Başkonsolosluklar mesela, yurtdışındaki bir vatandaşın Türkiye’deki devlet mefhumuyla karşılaştığı mekanlardır. Geçmişte konsoloslukların fiziki alt yapısının yetersizliği, görevlilerin vatandaşa karşı üstten muamelesi veya başkonsolosun adeta fildişi kuleden dışarı çıkmayışı devletin yurtdışındaki vatandaşa karşı mesafesini gösteren unsurlardı. AK Parti iktidarı, yapılması gereken daha çok çalışma olmakla birlikte, bu noktada köklü değişikliklere gitmiştir...

Bir yandan başkonsoloslukların fiziki mekanlarının geliştirilmesi için ciddi yatırımlar yapmış, diğer yandan da başkonsolos ile bölgedeki Türk toplumu arasındaki mesafenin kalkmasını sağlamıştır. Öte yandan yurtdışı Türklerle ilgili özel bir kurumun kurulması, yurtdışına göçün tarihine baktığımızda aslında çok geç kalmış bir adımdı. Daha da gecikmemesi için 2010 yılında Başbakanlığa bağlı bir kurum olarak Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı kurulmuştur. YTB, kuruluşundan bu yana yaptığı mevzuat çalışmaları, proje destekleri, danışmanlık hizmetleri veya etkinliklerle yurtdışındaki vatandaşların anadil, kültür, eğitim, iş hayatı, ayrımcılık veya siyasal katılım gibi geçmişte ihmal edilmiş meselelerinde eksiklikleri gidermeye çalışıyor. Son örnek olan sandıkların yurtdışında açılması meselesiyse, gerekli iradenin olması durumunda devletin neler yapabileceğini gösteren bir örnektir. Bugün 24 Haziran seçimlerinde 60 ülke, 123 konsolosluk bölgesi ve 30 gümrük kapısında sandıklar açılıyorsa, bu AK Parti iktidarının ortaya koyduğu iradenin bir tezahürüdür.

Sosyal projeler ve kültürel bağ

Bu temel adımların atılmasının ardından 7 Haziran ve hemen ardından 1 Kasım seçimlerinde Türk siyasi tarihinde bir yenilik kayda geçmiştir. Türkiye’de ilk defa AK Parti hazırladığı seçim beyannamesinde “Yurtdışında Yaşayan Vatandaşlar” başlığı altında ulaşılması gereken hedefleri bir araya getirmiştir. Bu gelişme, yine bir zihniyet değişiminin göstergesi olarak söz konusu kesimin bir parti tarafından ciddiye alınması, meselelerinin kuşatıcı bir biçimde ele alınarak dert edinilmesi açısından önemlidir. Geride bıraktığımız üç yılı değerlendirdiğimizde, bu seçim beyannamesinde yer alan birçok konunun uygulamaya geçirildiğini görürüz. Bunlardan birkaçını sıralamak gerekirse öncelikle dövizle askerlik konusunu sayabiliriz. Bazı vatandaşlarımız için ekonomik olarak ciddi bir yük olan, Türkiye ile aradaki bağı kopma noktasına getiren 6 bin Avro bedelin bin Avroya düşürülmesi ekonomik yükü ciddi derecede hafifletmiştir. Aynı şey pasaport harçlarının yarıya düşürülmesi için de geçerlidir. Yurt dışında alınan boşanma kararlarının Türkiye’de doğrudan tanınmasıyla ilgili düzenleme de Türkiye’de açılan davaların uzun sürmesinden kaynaklanan birden fazla sorunun giderilmesini sağlayıcı niteliktedir. Yurtdışından getirilen araçların Türkiye’de kalış süresinin iki yıla ve cep telefonlarının kullanım süresinin dört aya çıkarılması da vatandaşlarımıza Türkiye’de bulundukları süre içerisinde fayda sağlayan yenilikler arasındadır.

1 Kasım’dan bu yana yurtdışına yönelik sosyal projeleri destekleme noktasında da ciddi gelişmeler yaşanmıştır. Bu noktada yurtdışındaki gençlerimize yönelik kültürel bağın güçlendirilmesi ve mesleki hayat alanlarında YTB tarafından destek programlarının başlatılması, faydalarını uzun vadede gösterecek olan hizmetlerdir. Gençlik kamplarıyla kökler ve köprüler kültürel hareketlilik programı gençlerimizin anavatanlarıyla olan bağlarını güçlendirmektedir. Anadolu hafta sonu okulu, diaspora gençlik akademisi, insan hakları eğitim programı ve Türkiye stajları gibi programlar da eğitim hayatlarında başarılı olmaları için destek imkânı sunmaktadır.

Yeni dönem, yeni hizmetler

24 Haziran seçimleri, AK Parti için yurtdışında yaşayan Türklerle ilgili de söyleyeceği çok şey olan bir seçimdir. Seçim beyannamesinde bu kesime, diğer partilere kıyasla geniş bir şekilde yer vermesi hem iktidar partisi olması hem de başlattığı geleneği devam ettirme açısından taşıdığı sorumluluğun bir yansımasıdır. Diğer partilerin seçim beyannamesine baktığımızda yurtdışındaki yerleşik insanların meselelerinin ya satır aralarında yer aldığı ya da ülkelerdeki toplumsal ihtiyaçtan kopuk bir şekilde Ankara’da masa başında kaleme alındığı görülmektedir. Bu durum bir yandan diaspora meselesinin tüm partilerde önemli bir gündem olması açısından kaygı vericiyken diğer yandan AK Parti’nin hassasiyetini gözler önüne seren bir gerçektir.

Yeni dönem, ekseriyeti Avrupa ülkelerinde yaşayan insanlarımızın gerek temel konularında gerekse de güncel meselelerinde önemli mesafelerin kat edileceği bir dönem olacaktır. Ankara ve İzmir’in nüfusundan daha fazla olan bu altı milyonluk kesim anavatanlarında daha fazla gündemde yer alacaktır. Bunun için yapılması gereken işlerin başında kurumsal ayakların güçlendirilmesi gelir. TBMM’de oluşturacak Yurt Dışı Türkler Komisyonuyla bu alan Meclisin önemli gündem maddelerinden biri olacaktır. Bu yapılanmayla konular yasamanın yanında denetim mekanizması görevine de sahip meclis komisyonu tarafından kurumlar nezdinde daha güçlü bir şekilde takip edilecektir. Kurumsallaşma noktasında ayrıca iki farklı noktada da yenilik getirilecektir. İlk olarak, kamu hizmetlerinin daha etkin yürütülmesi için Yurt Dışı Vatandaşlar Koordinasyon Kurulu oluşturulacaktır. Bu kurul, kamu nezdindeki çalışmaların daha efektif bir şekilde takip edilmesini ve kurumlar arası koordinasyonu sağlayacaktır. İkinci olarak da vatandaşlarımızın yaşadığı ülke ve bölgelerde ortak istişare mekanizmalarının oluşturulması için Yurt Dışı Vatandaşlar Danışma Meclisleri kurulacaktır. Yurtdışındaki sivil toplum temsilcilerimiz ve uzmanlar bu süreçte aktif olarak yer alacaktır.

Kurumsal altyapının güçlendirilmesinin dışında temel konular olan anadil, kamu hizmetleri, insan hakları, çalışma hayatı ve sosyal hizmetler alanlarında da kapsamlı çalışmalar yürütülecektir. Anadil, kültür ve eğitim alanı gençlerimizin Türkiye ve Türkçe ile aidiyetlerinin güçlendirilmesini içerdiği için asli bir alandır. Bu kapsamda yapılacak her faaliyet geleceğe yönelik bir yatırımdır. Kamu hizmetleri bağlamında başta başkonsolosluk hizmetleri olmak üzere tüm bürokratik işlemlerin yurtdışındaki vatandaşın sosyal ve ekonomik gerçekliğiyle örtüşür bir şekilde yürütülmesi, bu kişilerin menfaatine olmakla beraber kamunun kolaylaştırıcı yüzünü gösterecektir. Vatandaşlarımızın maruz kaldığı ayrımcı uygulamalar ve İslam düşmanı saldırılar can güvenliğini tehdit eden gelişmelerdir. Devlet, yurtdışındaki insanının can ve mal güvenliğini tehdit eden gelişmelerle ilgili bir yandan ikili ilişkileri diğer yandan da önleyici mekanizmaları geliştirmekle mükelleftir. Bu sorumluluğun yerine getirilmesi noktasında atılması gereken adımlar tespit edilmiştir.

Yurtdışı vatandaşlar meselesi ülkemizde tüm tarafları ilgilendiren milli bir konudur. Bu nedenle de her partinin başlıca gündem maddeleri arasında yer alması, özellikle de seçim beyannamelerinde gerçekçi hedeflerini ortaya koymaları, partiler arası rekabeti artırarak meselelere daha fazla sahip çıkılmasını beraberinde getirecektir. Diğer partilerin bu konuda da

AK Parti’den öğreneceği çok şey vardır.

@myeneroglu