Tüm Yazarlar
Turgay Yerlikaya Yazıları
Alternatif medyanın anakronik siyaseti: T-24 örneği
Turgay Yerlikaya
Batılı basın-yayın organlarının 14 Mayıs sonrasında kendilerini önemli ölçüde revize ederek rasyonel öngörülerle Erdoğan'ın ne denli avantajlı olduğunu yazmasına rağmen Türkiye'deki "alternatif medya" nın bu gerçekliği ne pahasına olursa olsun görmeyi ve göstermeyi reddetmesi üzerinde düşünülmesi gereken bir durumdur.
Asrın felaketi ve topyekûn seferberlik
Turgay Yerlikaya
Mehmet Akif Ersoy'un Balkan Savaşları'nın yarattığı tahribatı ve hüznü anlattığı "Yâ Râb, bu uğursuz gecenin yok mu sabâhı? Mahşerde mi bîçârelerin, yoksa felâhı" dizeleri, 6 Şubat'taki hüzne de tercüman olmaktadır.
İletişim Başkanlığı neden hedefte?
Turgay Yerlikaya
2009 yılındaki eksen kayması tartışmaları ile başlayan ve süreç içerisinde tematik farklılıklarla muhtelif alanlarda görülen Türkiye karşıtlığının, İletişim Başkanlığını hedef alarak yola devam ediyor olması, Türkiye'nin özellikle son zamanlardaki kritik tercihleriyle yakından ilgilidir. Tıpkı savunma sanayiindeki kararlı adımlarda olduğu gibi, Türkiye'nin enformasyon alanındaki ciddi mücadelesi de Türkiye'nin bağımsızlığı ve geleceği açısından hayati öneme sahiptir. Geçtiğimiz yasama döneminde Adalet Komisyonu'nda kabul edilen ve ekim ayında parlamentonun önüne gelecek olan "Dezenformasyonla Mücadele Yasası" hedef alınıyor ve ilgili yasanın bir tür sansür ortamı oluşturacağı iddia ediliyor.
İletişimin markalaşması: Türkiye Cumhuriyeti İletişim Başkanlığı
Turgay Yerlikaya
İletişim Başkanı Fahrettin Altun'un, Türkiye'nin iddialarını, tezlerini, haklı duruşunu ulusal ve uluslararası kamuoyuna anlatırken, yalan, dezenformasyon, manipülasyon, kara propaganda ve algı operasyonlarına karşı mücadele anlamında yoğun bir çaba içerisinde olduklarını ifade etmesi, her geçen gün etki alanını artıran bir kurumsal tecrübenin, teori ve pratik anlamında nasıl bir tutarlılığa da işaret ettiğini açık biçimde göstermektedir.
Gerçekliğin yitimi ve sosyal ağlarda yükselen göçmen karşıtlığı
Turgay Yerlikaya
Algıların gerçekliğin önüne geçtiği bu enformatik çağda sosyal medya ortamları üzerinden yükselen ırkçı tutumların gelecek on yılları esir almaması adına sosyal ağlara yönelik engelleyici önlemler alınması bir gerekliliktir. Son dönemde, tüm dünyada yayılan popülist dalganın en önemli göstergelerinden birisi olan göçmen karşıtlığı konusu sosyal ağlarla yakından ilişkili bir husustur. Özellikle Avrupa’da aşırı sağ parti ve siyasetçiler doğrudan göçmenleri hedef almakta ve göçmenler seçim dönemlerinde siyasi bir malzeme olarak kullanılmaktadır.
Sosyal ağlar, kitle psikolojisi ve linç kültürü
Turgay Yerlikaya
Kendi cemaatlerinin hakikatini mutlak kabul eden şebekelerin sosyal ağlarda farklı olana tahammüllerinin asgari seviyelerde seyretmesi, demokratik olduğu iddia edilen bu alanların gerçekte ne denli dışlayıcı olduğunu göstermektedir. Kutuplaşma söylemi içerisinde anlamlı bir yere oturan bu sosyolojik görünüm aslında Türkiye’nin bugüne kadar tek kutuplu bir sosyal yapı arz ettiğini de ortaya koymaktadır.
Yerel yönetimler ve kültür-sanat alanı
Turgay Yerlikaya
Yerel yönetimlerin kültür-sanat alanına yaptıkları yatırım ve bu alandaki faaliyetleri son zamanlarda önemli bir ivme kazanmıştır. Nicelik itibarıyla fazla sayıda etkinlik ve programa imza atan belediyelerin niteliksel açıdan ne kadar yetkin oldukları önemli bir soru işaretidir.
Bilgi savaşları ve uluslararası müdahaleler
Turgay Yerlikaya
Geçtiğimiz günlerde RAND Corporation’dan Türkiye uzmanı Katherine Costello tarafından yazılan “Russia’s Use of Media and Information Operations in Turkey” isimli rapor, Rusya örneği üzerinden hem devletlerin klasik ve yeni medya vasıtasıyla yürüttüğü operasyonel beceriyi gösteriyor hem de günümüzde devletlerin müdahale etme araçlarında ne gibi dönüşümler olduğunu ortaya koyuyor.
Sosyal medya ve seçim manipülasyonları
Turgay Yerlikaya
Sosyal medya aracılığı ile, reel siyasette ne kadar etkili olunduğu bir kenara, kısa süreliğine de olsa gündem oluşturulduğu ve bazı tartışmaların seyrine etki edilebildiği kabul edilmektedir. Bu nedenle internetin sunduğu imkanlar hem resmi hem de enformel yönleriyle kullanılmakta ve özellikle seçim dönemlerinde bu stratejiler izlenilerek istenilen yönde sonuç alınmaya çalışılmaktadır.
Muhalefetin taşıdığı potansiyel faşizm
Turgay Yerlikaya
Muhalefetin devamlı bir biçimde Suriyeli mültecilerle ilgili ırkçı söylemleri yaygınlaştırması potansiyel faşizm olarak tarif edilen olgunun yaygınlaşmasına hizmet etmekte ve Türkiye’nin geleceği açısından ciddi sorunlar taşımaktadır.
Cambridge Analytica Risk Toplumu ve Sosyal Ağlar
Turgay Yerlikaya
Başlarda özgürlüklerin genişletilmesi bağlamında değerlendirilen sanal mecralara yönelik aşırı iyimser tutumların yerini korku ve endişeye bıraktığı görülmektedir. Ulus devletler Facebook ve Twitter gibi küresel şirketleri kendi egemenliklerini tehdit edici aktörler olarak değerlendirmekte ve bu yönde önlemler almaktadır.
‘Kültürel iktidar’ mücadelesi
Turgay Yerlikaya
Hegemonya her ne kadar belirli bir toplumsal sınıfın diğerleri üzerindeki hakimiyetini ifade ediyor olsa da bu durum hiçbir zaman tam anlamıyla gerçekleşmemektedir. Hegemonya tesisi iddiasında olan ve bu yönde ideolojik araçlarla sivil toplumu domine eden hakim sınıf her zaman “karşı hegemonya” girişimleri ile yüzleşmek durumundadır.
Merkez-çevre siyasetinin dönüşümü ve yeni arayışlar
Turgay Yerlikaya
Farklı siyasal pozisyonların aynı ideolojide buluşmasının imkansızlığını görerek onları ortak bir tema etrafında toplamaya çalışan entelektüel çaba, Erdoğan karşıtlığında en yeni tarz olarak kendisine yer bulmaktadır. Histeri derecesine varan Erdoğan karşıtlığının, siyaset yapma imkanlarını tıkadığı ve Türkiye’deki demokratikleşme mücadelesine katkıda bulunmadığını söylemek gerekmektedir.
İtaat kültürü ve FETÖ ile mücadele
Turgay Yerlikaya
FETÖ ile mücadeledeki en etkin adım “lider tasfiyesi” (decapitation) olarak gözükmektedir. Terör örgütlerinde liderin tasfiyesinin örgütle mücadelede önemli bir adım olacağı yönündeki literatür, bunun etnik temelli ayrılıkçı hareketlere kıyasla dini görünümlü örgütlerde çözülmeyi daha fazla hızlandırdığını göstermektedir.
Özgürlük güvenlik ikileminde ihlal tartışmaları
Turgay Yerlikaya
Devletler için tahrip edici sonuçlar doğuran terör eylemleri söz konusu olduğunda özgürlüklerin güvenlik lehine sınırlandırılması mümkün olabilmektedir. Avrupa’daki örneklerden hareketle ifade ve basın özgürlüğünün çeşitli sınırlandırmalara tabi tutulduğu ve yakın gelecekte daha ağır düzenlemelerin yapılacağı anlaşılmaktadır.
Küresel güç ilişkileri ve FETÖ ile mücadelenin stratejik önemi
Turgay Yerlikaya
15 Temmuz darbe girişimi sonrasında beyin takımı ile diasporada etkin bir güç olmayı hedefleyen FETÖ, bu yönüyle Batı’da yer alan Türkiye karşıtı dili hem sahiplenmekte hem de karşıtlığa yeni söylem alanları ile katkıda bulunmaktadır. Sadece Türkiye için değil dünya için de bir tehdit olan FETÖ’nün hem iç hem de dış kamuoyuna anlatılması, mücadelenin geleceği açısından hayati önem taşımaktadır.
Batı basınında Türkiye algısı: Der Spiegel örneği
Turgay Yerlikaya
Türkiye’nin gerek iç gerekse dış politikada cereyan eden hadiselerle dünya kamuoyunda boy göstermesi, çeşitli basın yayın araçlarıyla manipüle edilmeye çalışılmıştır. New York Times, Time, The Guardian ve Der Spiegel gibi ana akım medya içerisinde yer alan ve uluslararası enformasyon akışını yönlendiren Batı medyasının özellikle 2009 Davos Zirvesi ve sonrasında yoğun bir ilgiyle Türkiye’yi takip etmesi, Türkiye’nin yükselen gücüyle paralel seyretmektedir.
28 Şubat: Merkez-çevre diyalektiği ve Türkiye siyaseti
Turgay Yerlikaya
Bir tür tabakalaşmaya karşılık gelen Türkiye bürokrasisi, eğitim ve kültürel alanda çevrenin merkezi yakalama imkanını da ortadan kaldırmış ve yöneten-yönetilen arasında derin bir eşitsizlik üretmiştir. Statü gruplarının kendi sosyal pozisyonlarını sürdürme adına dini bir alt kültür formu olarak yorumlamaları, elit-halk ikiliğinin çatışmalı alanlarına karşılık gelmektedir.
Diasporik bir tehdit olarak FETÖ
Turgay Yerlikaya
Diasporadaki sosyal ve ekonomik sermayeleri göz önünde bulundurulduğunda örgütün sadece ülke içerisinde pasifize edilmesinin sorunu bütünüyle çözmeyeceği açıktır. Mistik metafizik bir dile sahip olan örgütün içerisinde lidere mutlak itaatin sorgulanmadığı hesaba katıldığında lider tasfiyesinin ne denli gerekli olduğu anlaşılmaktadır. Bu doğrultuda terör örgütlerinde lider tasfiyesinin örgütün çözülmesinde ana etmen olduğu ve bu doğrultuda adımların atılmasının zaruri olduğu gerçeğinden hareketle somut adımlar atılmalıdır.
Batı dünyasında FETÖ Algılar ve gerçekler
Turgay Yerlikaya
Türkiye’nin özellikle 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında FETÖ’den arınma çabaları ülke içerisinde önemli bir ivme kazanmıştır. Bundan sonraki süreçte FETÖ’nün diasporik bir tehlike olacağı ve Türkiye açısından ulus-aşırı bir tehdit arz edeceği açıktır.
Self-oryantalizm ve yerli İslamofobya
Turgay Yerlikaya
Post-Kemalist dönemin varlığını siyasal anlamda geride bırakıyor olmak, zihinsel dönüşümün tam anlamıyla gerçekleştirdiğini göstermemektedir. Gezi Parkı sürecinde muhafazakârlar üzerinde oluşturulan sembolik şiddet, siyasal/sosyal açıdan kaybedilen pozisyonların yarattığı travma ile bağlantılıdır.
Oryantalizmden İslamofobyaya: Doğu/İslam karşıtlığının sürekliliği
Turgay Yerlikaya
Seküler elitlerin, Müslüman dünyada kolonizasyon sonrası süreçte uyguladıkları geleneksizleştirme ve İslamsızlaştırma politikaları, bu toplumlarda yerli bir ‘öteki’nin üretilmesinde doğrudan etken olmuştur.
Yeni anayasa sürecinde MHP nerede duruyor?
Turgay Yerlikaya
MHP, anayasa değişikliği sürecine olumlu bakmakla beraber önemli konular üzerinde çekinceleri olan bir parti. Başta HDP ile anayasal vatandaşlık, ana dil, etnik kimliklerin tanınması ve benzeri konularda, Ak Parti ile de başkanlık sistemi konusunda bir uzlaşmazlık yaşaması muhtemel.