‘Akıl ustası’ Batı düşüncesine ne söyler?

MURAT GÜZEL / Açık Görüş Kitaplığı
3.12.2016

İbn Sina-Aklın Ustası, Ernst Bloch gibi bir düşünce ustasının, kendisinden yüzyıllar önce yaşamış başka düşünce ustalarından kendi fikri zeminini oluştururken nasıl yararlandığını öğrenmek adına önemli bir kitap.


‘Akıl ustası’ Batı düşüncesine ne söyler?

İslam medeniyetinde temelde el-Kindi ile başladığını düşünebileceğimiz felsefi düşünme yordamlarına dair birçok galat-ı meşhur yaklaşım vardır. Bu yaklaşımlardan ilki ve oryantalist saikleri gayet açık olanı, Müslüman filozofların antik Grek felsefesi ile modern Batı felsefesi arasında sadece bir aktarıcı oldukları, özgün bir felsefe üretmedikleri şeklinde özetlenebilir. Diğer bir yanlış yorumlama şekli de İslam felsefesinin ilgilendiği en temel sorunun iman ve akıl uzlaştırması olduğunu savlar. Bu yaklaşıma göre ortaçağ Müslüman filozoflarının en temel uğraş konusu dini düşünce ile felsefi düşünceyi uzlaştırma çabasıdır.

İslam medeniyetindeki felsefi çabaları yorumlamaya dönük bu tür yaklaşımların ilk anda belirlenebilecek kusurları elbette oldukça yüzeysel oluşlarıdır. Derinlemesine irdeleme ve düşünmeye dayanmaksızın, yüzeysel bir bakışla sarf edilmiş görüşler olarak adlandırılabilir bu meşhur yaklaşımlar. Bu yaklaşımların asıl ele alınması gereken kusurları ise düşüncelerin oluşumu ile toplumsal sorunlar arasındaki bağları gözden kaçırmalarıdır elbette. 10. yüzyıldan 12. yüzyıla uzanan süreçte Kindi, Farabi, İbn Sina, Gazali, Fahreddin Razi, İbn Arabi, Şihabuddin Suhreverdi el-Maktul, İbn Rüşd, Sadreddin Konevi, Davud el Kayseri, İbn Bacce, İbn Miskeveyh gibi birbirlerinden farklı ve özgün yaklaşımlar ortaya çıkarmış bir düşünce geleneğinin tamamen eski Grek felsefesinin adaptasyonu olduğu görüşü gerçekten çok kolaycı, bütün bu düşünürlerin aralarındaki farkları yok sayan ve bu yüzden onların çabasına haksızlık eden bir görüştür ve öncelikle sergilediği bu kaba ve nobran bakışla eleştirilmelidir. 10. yüzyıldan 1 ve hatta 15. yüzyıla dek süregelmiş bir modus vivendi zemininde aralarında meseleleri tartışan, yer yer birbirlerinden etkilenen, birbirlerini dönüştüren bütün bu filozoflar dizisini çabucak sahne dışına itme şeklinde gelişen bu el ve akıl çabukluğunun “tartışma bağlamı”nı ölümcül bir şekilde sakatlayan, ortadan kaldıran etkisi özellikle Türkiye’de halen sürüyor elbette.

Buna karşın, zaman zaman güzel işler de olmuyor değil. Adorno ve Horkheimer’ın öncüsü olduğu Frankfurt Okulu çevresine yakınlığıyla ve Umut İlkesi adlı kitabıyla bildiğimiz Ernst Bloch’un Doğu Almanya’ya döndükten sonra 1952’de İbn Sina’nın doğumunun 1000. yılında yayınladığı İbn Sina ve Aristocu Sol başlıklı risale Türkçe’ye İbn Sina Aklın Ustası adıyla çevrildi. Kitapta Bloch “madde”ye dair kendi Marksist yeni kavramını ortaya koyarken “Ortaçağ Aydınlanması”nın başlangıcına da kuvvetli bir bakış sağlıyor. Bloch’a göre İbn Sina, dini inançlarına karşı son derece rahat bir bakışa sahip, yine de onun düşüncelerinin yaşadığı Müslüman topluma gömülü olduğu da gözden kaçırılmamalıdır.

Ernst Bloch gibi bir düşünce ustasının kendisinden yüzyıllar önce yaşamış başka düşünce ustalarından kendi düşüncelerini oluştururken nasıl yararlandığını öğrenmek adına önemli bir kitap İbn Sina-Aklın Ustası. Kitap Bloch’un risalesinin yanı sıra Sergejew ile Winter’in çalışmalarını da içeriyor.

[email protected]

İbn Sina-Aklın Ustası Ernst Bloch  İ. Sergejew K. Winter  Evrensel, 2016

Hegel’e Fransız okuması

Fransızların Hegel okuması, ne kadar karmaşık olursa olsun, neticede Kartezyen akılcılığın artık zayıflamış olan geleneğinden keskin ve bütünlüklü bir kopuş talebiyle yakından ilgilidir. Kopuşla birlikte ortaya çıkan boşluğu yeni yorum ve arayışların merkezi figürü olan Hegel ile doldurma girişimi, bu taleplerle harekete geçen alımlamaların nihai bir sonucu gibi görünür. Hegel Paris’te- Fransızların Hegel okuması isimli, Sadık Erol Er tarafından oluşturulan derleme,  Hegel okumalarının 20. yüzyıl Fransız düşüncesindeki öneminin sebeplerini ortaya koyuyor. Otonom tarafından yayınlanan çalışma, Hegel’in “sözde uyanışı”na ilişkin çeşitli perspektifleri, Fransa’da savaş sonrası düşüncenin geniş uzamı üzerinde haritalandırarak Hegel tartışmalarına güncel bir katkı sunmayı amaçlıyor.

Hegel Paris’te- Fransızların Hegel Okuması, der. Sadık Erol Er, Otonom, 2016

Ayrıksı düşünürlerin portresi

20. yüzyılın büyük düşünürlerinden biri olan Isaiah Berlin, Akıntıya Karşı- Fikirler Tarihi Özerine Denemeler başlığı ile yayınlanan denemeler toplamında, aralarında Machiavelli’nin, Vico’nun, Montesquieu, Herzen ve Sorel’in olduğu, dünyü düşünce tarihine yön veren ayrıksı düşünürlerin önemini tartışmaktadır. Isaiah Berlin, sıra dışı yaratıcılığa sahip hayal gücüyle, kendi dönemlerinin akıntısına karşı kürek çeken ve hâlâ alışılagelmiş düşünce kalıplarına meydan okuyan bu düşünürlerin entelektüel portrelerini çıkarıyor okurun karşısına. Nitelikli okuyucunun ilgisini çekeceğini düşündüğümüz kitapta, özgün duruşu ve bakış açısıyla “çatışmacı liberalizm”in üstadı Berlin’in de ayrıksı üslubuna tanıklık ediyoruz. 

Akıntıya Karşı - Fikirler Tarihi Üzerine Denemeler, Isaiah Berlin, çev. Emre Erbatur, Profil, 2016