TALPA, 2016 Uçucu Sağlığı Çalıştayı'nı yaptı

Düzenlenen çalıştayda TALPA yönetimi tam kadro yer alırken, uçucu sağlığına ilişkin önemli konular ele alınıyor.

Çalıştayın önemli konularında biride 2 yıl önce düşürülen Germanwings kazası olurken, kaza sonrası ne gibi değişikliklerin olduğu, hangi çalışmaların yapıldığı konularında bilgiler verildi.

Çalıştay’da açılış konuşmasını yapan TALPA yönetim kurulu başkanı Ayhan Günal, gerçekleştirdikleri çalıştayın çok önemli olduğunu belirtirken, burada tartışılacak ve sunulacak konularda bir çok yeni bilgiler edinme fırsatı bulacaklarını ifade etti.

Operasyonlarda ve iş süreçlerinde verimlilik konusunda sunum yapan Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Gene Müdürlüğü Danışmanlık ve Eğitim Daire Başkanı Mustafa Kemal Akgül, zaman kavramının önemine dikkat çekti. 

Zamanın bir kaynak olduğunu, olabildiğince verimli kullanılması gerektiğini belirten Akgül, zamanı an olarak algılamak gerektiğini ve plansızlık, rutin, zamanı ertelemek, acelecilik, gereksiz işler gibi zamanın tuzaklarından uzak durulması gerektiğinin altını çizdi.

Zaman kavramının hayat akışının en önemli parçası olduğunu belirten Akgül, işimizi oluşturan süreçlerin iyileştirilmesi ve geliştirilmesinin zamanın doğru kullanılmasıyla aynı orantıda olduğunu belirtti.

Germanwings kazası sonrası ne değişti?

Çalıştayın önemli konularından biri ise havacılık tarihinin en önemli kazalarından biri olan Germanwings kazası sonrası uçucu sağlığına bakış oldu.

Bu konu hakkında kaza sonrasında BEA (Fransız sivil havacılık kaza araştırma komitesi) ve EASA’nın ne gibi öneriler sunduğunu açıklandı.

Türk Hava Yolları’nda Psikiyatrist olarak görev yapan Dr. Dijan Ertemir tarafından yapılan sunumda, kazada rol oynayan etmenler, BEA raporunda yer alan tavsiyeler ve BEA tavsiyeleri ışığında EASA kararları yer aldı.

2014 Mart 2015 günü Barselona-Düseldorf seferini yapan Germanwings’e A320 tipi uçak, yardımcı pilot Andreas Lubitz tarafından bilinçli olarak düşürülmüştü.

Sunumda Ertemir, pilotun aylarca sorunlu olarak uçtuğuna dikkat çekerken, bu durumu bilmesine rağmen kendini bildirmemesi ve kontrolünü gerçekleştiren doktorlarında havacılık otoritelerine uyarıda bulunmamasını önemli olduğunu  belirtti.

Pilotun kendini bildirmemesinin ciddi bir sorun olduğunu ancak bunda lisansını kaybetme ihtimalinin etkili olduğu görüşünün hakim olduğu yapılan araştırmalarda saptandı.

Ertemir bir diğer hususun ise doktorların hasta gizliliği kanunlarının dışına çıkamayarak otoriteleri bilgilendirememesi olduğunu belirtti.

BEA tarafından yapılan çalışmalar sonucunda verilen tavsiyeler ise şu şekilde oldu:

-Lisans kaybından doğan tazminat konusunun bir karara bağlaması ve pilotların kendi durumlarını gizlememesine teşvik edilmesi.

- Uçuş sağlığını göz önünde bulundurarak bazı anti depresan ilaçların kullanımına belli şartlarda kontrollü olarak izin verilmesi.

- Tıbbi gizlilik ile halkın güvenliği arasında dengeyi sağlayacak bir takım düzenlemeler yapılması. (Kanada, Norveç ve İsrail gibi ülkelerde doktorlar bu gibi durumlarda havacılık otoritelerine bilgilendirmelerde bulunabiliyor)

-Psikiyatrik öyküleri olan pilotların daha detaylı ve kapsamlı kontrollerden geçirilmesi.

-AME (Uçuş Hekimleri) için akıl sağlığı değerlendirmesi eğitimlerinin verilmesi.

-Tedavi ihtiyacı duyan pilotların meslektaş destek grupları gibi oluşumlarla desteklenmesi.

-Bilginin adil çalışma ortamında gizli kalacağının güvencesi ve amacın kişiyi uçuşa döndürme güvencesinin verilmesi.

-Psikolojik değerlendirmelerin havacılık psikoloji uzmanları tarafından yapılması ve psikolojik sorun yaşayanların periyodik muayenelere tabii tutulmaları.

-İlk işe alımlarda, kaza sonrası ve pozitif test sonucu takipte alkol teslerinin uygulanması.

-AME’lerin performansı üzerinde güçlü bir gözetim programının kurulması.

-EASA’nın AME eğitimlerini onaylaması ve denetlemesi.

Yapılan bu tavsiyeler sonrası EASA’nın AB Komisyonu’na getirdiği PART-MED için getirdiği teklifler ise şu şekilde oldu:

- Pilotların ilk ve rekürren tıbbi muayenelerinin, alkol-madde taraması, kapsamlı pskiyatrik muayene içerecek şekilde güçlendirilmesi, pskiyatrik öykü varsa daha iyi takip konması.

- AME’lerin eğitim, gözetim ve değerlendirmelerini geliştirerek muayenelerin kalitesinin arttırılması.

-AMC ve AME’lerin yarım kalan muayeneleri otoriteye bildirmelerini sağlayarak aldatma girişimlerinin engellenmesi.

Yapılan bu öneriler ve tavsiyeler kapsamında EASA’nın çalışmalarının devam ettiği ve yeni projelerin hazırlandığı belirtildi.

TALPA’nın 2016 uçucu sağlığı çalıştayı’nda gün boyunca, Radyasyon hakkında yanlış bilinenler, Uyku Apnesi, Pilot Gözüyle Fatigue/Yorgunluk, SMS Emniyet Yönetim Sistemi, SHT MED Yeni Havacılık Sağlık Talimatı gibi konular ele alınacak.