ABD'li uzmanlardan Batı'ya ''İdlib'deki insani krize acil müdahale'' çağrısı

Washington'da düzenlenen panelde konuşan uzmanlar, batı ülkelerinin sessizliğine atıfta bulunarak, İdlib'deki insani krize acil müdahale çağrısında bulundu. Ortadoğu Enstitüsü Kıdemli Araştırmacısı Charles Lister, "Batı ülkeleri, dünyada önemli ve anlamlı bir oyuncu olmaktan çok uzaklaştı. Özellikle İdlib'deki kriz konusundaki sessizlik bunu açık bir şekilde gösteriyor. Siyasetçilerimizin Suriye'ye yönelik bir kaygısı ve hatta ilgisi dahi yok." açıklamasında bulundu.

22 Şubat 2020 Cumartesi 08:17
Dünya Haberleri

AA



Washington merkezli Orta Doğu Enstitüsü tarafından düzenlenen "Suriye İdlib'deki kriz" başlıklı panele Ortadoğu Enstitüsü Kıdemli Araştırmacısı Charles Lister, Suriye'de hizmet veren gönüllü sağlık kuruluşu MedGlobal'in başkanı Dr. Zaher Sahloul ve Dış Politika Araştırma Enstitüsü uzmanı Elizabeth Tsurkov konuşmacı olarak katıldı.

Tsurkov'un, İdlib'deki Rusya ve Esed rejiminin saldırıları sonrasındaki son durumu anlatmasıyla başlayan panelde, batı ülkeleri ve Birleşmiş Milletler'in (BM) Suriye krizindeki pasif yaklaşımı eleştirildi.

İdlib'de Rusya, Esed rejimi ve İran destekli terör örgütlerinin ortak saldırılarından bu yana son 3 ayda yaklaşık 1 milyon kişinin bölgeden ayrılarak Türkiye sınırına gittiğini vurgulayan Tsurkov, bölgede ateşkes ilan edilene kadar bu insanların hayati endişelerinden dolayı evlerine geri dönemeyeceklerine dikkati çekti.

İdlib'deki sivillerin genel Suriyeli mültecilere göre en fakir kesim olduğunu ve kendi imkanlarıyla göç etmeye güçlerinin olmadığını belirten Tsurkov, alandaki yardım kuruluşlarının tekniksel açıdan herkese yardım ulaştırmak konusunda yetersiz kaldığını kaydetti.

Şu ana kadar İdlib'deki insani krize doğrudan müdehale eden tek ülkenin Türkiye olduğunu vurgulayan Tsurkov, Türkiye’nin de daha fazla mülteci akınından çekindiğini, bu sebeple İdlib'de askeri varlığını arttırmak zorunda kaldığını ifade etti.

Tsurkov, Esed rejimine ait askerler veya İran destekli gurupların sivillere yaptığı işkence ve infaz görüntülerine atıfta bulunarak, uluslararası toplumun acilen duruma müdehale etmesi ve ateşkesin sağlanması gerektiğini, aksi halde yeni ve çok daha kapsamlı bir insani krizle karşı karşıya olunacağını vurguladı.

- "BATI DÜNYASI DAHA BÜYÜK BİR MÜLTECİ GÖÇÜYLE KARŞI KARŞIYA”

Diğer yandan Suriye'de hizmet veren gönüllü sağlık kuruluşu MedGlobal'in başkanı Dr. Zaher Sahloul ise Suriye'de sadece yerel halkın değil, oradaki insanlara sağlık hizmeti vermek amacıyla farklı ükelerden gelen doktorların da kasıtlı olarak hedef alındığını, öldürüldüğünü veya işkence gördüğünü anlattı.

ABD ve diğer ülkelere bu buruma acilen müdahale etmesi çağrısında bulunan Sahloul, "Doktorların dahi hedef alındığı Suriye'de sağlık hizmeti de verilemez hale gelirse, batı dünyası daha büyük bir mülteci göçüyle karşı karşıya kalacak." dedi.

Bunun yanı sıra uluslararası medyanın Suriye'ye olan ilgisizliğinin İdlib'deki insani krizde büyük rol oynadığına işaret eden Sahloul, Suriye'deki duruma ilişkin birkaç gün önce CNN kanalının mülakat için kendisine ulaştığını ancak o esnada Illinois eyaletinin eski valisi tutuklu olduğu cezaevinden serbest bırakıldığı için mülakatı iptal ederek valiyi son dakika haberi olarak verdiklerini belirtti.

Sahloul, "Suriye'de 50 bin kişinin evini kaybetmesi medya veya siyasetçilerin dikkatini çekmek için yeterli bir sayı değil. Son iki ay içinde 900 bin insan evini kaybederse ancak o zaman ilgilerini çekebiliyorsunuz ancak bu durumda bile yolsuzluk yapan valiyi Suriye’deki krize tercih ediyorlar." ifadelerini kullandı.

BM’nin İdlib konusunda yetersizliğine de değinen Sahloul, alanda herhangi bir BM yetkilisinin olmadığını, doğal afetler sebebiyle Bahamalar’a giden BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in İdlib’e gitmemesine anlam veremediğini söyledi.

- "SİYASETÇİLERİMİZİN SURİYE’YE YÖNELİK BİR KAYGISI YOK”

Öte yandan, uluslararası toplumun Suriye konusunda ortak bir noktaya gelememesine tepki gösteren Charles Lister ise Fransa’nın Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) nezdinde Suriye’deki insani krize dikkat çeken sadece bir açıklama yayımlanmasını teklif ettiğini ancak Rusya’nın veto etmesi sebebiyle basit bir açıklamanın bile yayımlanamadığını vurguladı.

Lister, "Batı ülkeleri, dünyada önemli ve anlamlı bir oyuncu olmaktan çok uzaklaştı. Özellikle İdlib’deki kriz konusundaki sessizlik bunu açık bir şekilde gösteriyor. Siyasetçilerimizin Suriye'ye yönelik bir kaygısı ve hatta ilgisi dahi yok." şeklinde konuştu.

Diğer yandan, Türkiye'nin İdlib'deki askeri oluşumuna bakıldığında Ankara’nın İdlib’in yarısını gözden çıkardığını ancak sınırının olduğu diğer yarısını savunmak konusunda kararlı olduğunu belirten Lister, şöyle devam etti:

"Şu an ikili ilişkiler anlamında Türkiye ve Rusya’nın kaybetmek istemeyeceği birçok şey varken, her iki ülkenin de İdlib’de askeri çatışma noktasında nereye varacağını tahmin etmek zor. Diğer yandan her iki ülkenin de kendi hedeflerinden vazgeçmeyeceği açık. Bu durum, tabiki kapsamlı bir askeri çatışmayı da beraberinde getirebilir."