Güvenlik Uzmanı Abdullah Ağar: Türkiye’nin en büyük sorunu, PKK/YPG’ye karşı ürettiği hassasiyetlerin Türkiye’ye karşı koz olarak kullanılması

Şu an için Türkiye’nin en büyük sorununun terör örgütü PKK/YPG’nin fizikî varlığı olmadığını söyleyen Güvenlik Uzmanı Abdullah Ağar, "Türkiye’nin belki de en büyük sorunu, PKK/YPG’ye karşı ürettiği hassasiyetlerin bir şekilde Türkiye’ye karşı koz olarak kullanılmasıdır. Türkiye’den bir şey almak ve koparmak isteyenler, PKK üzerinden Türkiye’yi manipüle ediyorlar.” diye konuştu.

18 Şubat 2019 Pazartesi 07:00
Güncel Haberleri

TM Dijital Haber Merkezi


Terör örgütü PKK’nın elebaşı Öcalan’ın yakalanarak Türkiye’ye getirilmesinin üzerinden 20 yıl geçti. Örgütün siyasi kanadı HDP’nin milletvekillerince sık sık provokasyon aracı haline getirilen “Apo sembolü”, örgütün diri tutulması çabasındaki PKK sempatizanlarınca yoğun bir şekilde kullanılıyor.
 
TM Dijital Haber Merkezi’nin sorularını yanıtlayan Güvenlik Uzmanı Abdullah Ağar, “Yürüyüşler gerçekleştirerek, mağdur edebiyatına sarılıp örgütü diri tutma hedefiyle Apo sembolünü kullanıyorlar. HDP’li vekillerin Apo’yu kullanarak yürüyüş düzenlemesi, aynı zamanda -sözde- devletleşme noktasında almış oldukları aklı da gösteriyor. Bu, Batı dünyasının desteği doğrultusunda ‘Ülkeyi nasıl parçalarız?’ projesinin bir safhasıdır.” sözlerini kullandı.
 
Şu an için Türkiye’nin en büyük sorununun terör örgütü PKK/YPG’nin fizikî varlığı olmadığını söyleyen Ağar, “En büyük sorun, bu örgütü himaye eden ABD, Kıta Avrupası, Körfez ve İsrail varlığıdır. Bugün Suriye’de PKK’ya yönelik operasyon yapamıyorsunuz, çünkü bu harekâtı sadece PKK’ya değil, ABD’ye de yapmış oluyorsunuz.” dedi.
 
Türkiye’nin bu tür denklemleri ilerleyen süreçte çok iyi kuruyor olması gerektiğinin altını çizen Ağar, “Türkiye’nin belki de en büyük sorunu, PKK/YPG’ye karşı ürettiği hassasiyetlerin bir şekilde Türkiye’ye karşı koz olarak kullanılmasıdır. Türkiye’den bir şey almak ve koparmak isteyenler, PKK üzerinden Türkiye’yi manipüle ediyorlar.” diye konuştu.
 
Türkiye’nin terörle mücadele yalnız olduğunu anlatan Abdullah Ağar, “Biz kendimiz terörü bitirmek zorundayız. Batı dünyası veya bölgesel bazı aktörlerin PKK ile mücadele noktasında Türkiye’ye karşı sergilediği refleks samimi olmadı. Öcalan da bu denklemin içerisinde konumlandırılmalıdır. Türkiye ortaya bir baskı koydu, uluslararası arenada bir takip oldu ve Öcalan Türkiye’ye getirildi.” ifadelerini kullandı.
 
Bu süreçten sonra Öcalan’ın hem örgüt tarafından hem de örgüt sempatizanları tarafından bir idole dönüştürüldüğünü anlatan Ağar, “Türkiye’nin kamu diplomasisini, psikolojik harekâtı ve sosyolojik harekâtı iyi yönetmesi gerekiyor. Türkiye’nin terörün sadece fizikî varlığıyla veya sadece terörün kaynağını kurutmakla değil, terörü Türkiye’ye karşı kullanan ülke ve iradelerle de kendine has metotlarla mücadele etmesi gerekiyor.” sözlerini kullandı.
 
Bunun Türkiye açısından çok önemli bir konu olduğunu ifade eden Güvenlik Uzmanı Abdullah Ağar, “Apo gider, yerine Murat Karayılan gelir; Karayılan gider, yerine Cemil Bayık gelir; Bayık gider, yerine Duran Kalkan gelir. Bu da Türkiye’nin çok farklı denklemlerle karşı karşıya kalmasına neden oluyor.” diye konuştu.