Yeni trend “10-year-challenge” Facebook’un bir oyunu mu?

Sosyal medya gündemine bir anda düşen “10-year-challenge” trendi kapsamında elde edilecek verilerin Facebook tarafından kullanılacağı iddiası üzerine konuşan Medipol Üniversitesi Öğretim Görevlisi Eren, “Son yıllarda Facebook’un günah listesi o kadar kabarık ki, artık insanlar bir güven bunalımı yaşıyor. Sadece Facebook değil, bir hava durumu uygulamasından Amazon’a kadar bütün internet mecraları bu verileri toplayarak işliyor.” diye konuştu.

17 Ocak 2019 Perşembe 07:00
Güncel Haberleri

TM Dijital Haber Merkezi


 
Sosyal medya gündemine bir anda bomba gibi düşerek popülerliği hızla yükselen “10-year-challenge” kampanyasının, kullanıcılar hakkında güncel verilerin depolanması amacıyla Facebook tarafından toplanacağı iddia edildi.
 
Konuyla ilgili olarak TM Dijital Haber Merkezi’ne açıklamalarda bulunan Medipol Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Görevlisi Bilal Eren, “Son yıllarda Facebook’un günah listesi o kadar kabarık ki, artık insanlar bir güven bunalımı yaşıyor. Şirket artık ne yapsa bir tedirginlik oluşturuyor.” dedi.
 
Sosyal medya kullanıcılarının 10 yıl önceki halleri ile şimdiki hallerini tek karede paylaşması ana fikri üzerine kurulan “10-year-challenge” kampanyasının, Facebook’un veri toplamak için ortaya koyduğu bir proje olduğu iddiasının teknoloji alanında faaliyet gösteren bir haber sitesine ait olduğunu söyleyen Eren, “Konuyla ilgili olarak Facebook’tan bir açıklama yapıldı ve bu iddia yalanlandı. Facebook bunun sadece ‘kullanıcılar arası bir şakalaşmadan ibaret’ olduğunu açıklayarak, veri toplama gibi bir niyetleri olmadığını açıkladı.” sözlerini kullandı.
 
Son yıllarda Facebook’un günah listesinin çok kabarması sonucunda insanların bir tedirginlik yaşamaya başladığını belirten Eren, “Bu tedirginliğin iyi bir şey olduğunu düşünüyorum. Öyle ki, bu tedirginlik, bütün internet kullanıcıları arasında artık paranoya haline kadar yükselmelidir.” diye konuştu.
 
“Emek/değer, yerini bilgi/değer skalasına bıraktı”
 
Son yıllarda bu paranoyayı gerçekliğe dönüştürecek birçok şey yaşandığını hatırlatan Eren, “Sadece Facebook değil, bir hava durumu uygulamasından Amazon’a kadar bütün internet mecraları bu verileri toplayarak işliyor.” ifadesini kullandı.
 
Günümüzün en değerli şeyinin veri olduğunu belirten Öğretim Görevlisi Eren, “Emek/değer skalası, artık yerini bilgi/değer skalasına bırakmış durumdadır.” dedi.
 
Oluşacak paranoyanın ardından harekete geçilmesi gerektiğini ve “olan oldu deyip oturmanın” bir anlamı olmadığını ifade eden Eren, “Peki ne demek harekete geçmek? Davalar olur, devletlerin ve sivil toplum kuruluşlarının bu şirketleri sıkıştırması olur. Bunun sonucunda günün sonuna gelindiğinde şirketler müşteri kaybetmektense bu sistemleri daha şeffaf hale getirebilecekleriyle ilgili işlemler yaparlar.” diye konuştu.
 
“Süreçlerin şeffaf olması gerekiyor”
 
Facebook’un fotoğraf temelli bir yapı olduğunu söyleyen Eren, “Adı üstünde zaten. Fotoğrafsız hiçbir anlamı yok. Fakat, bu fotoğraflarımızla ne yapıldığını bilmemiz gerekiyor. Bu süreçlerin şeffaf olması gerekiyor. Fotoğrafların yükleme aşamasını nasıl şeffaf bir şekilde görebiliyorsak, bunları da aynı şekilde görmemiz lazım. Bu paranoya baskıya dönüşmeli, baskı da bu durumu neticelendirmelidir.” sözlerini kullandı.
 
Şirketlerin söz konusu tutumlarını her şeye rağmen değiştirmemekte ısrarcı olması durumunda ne olabileceğini değerlendiren Eren, “Eğer değişmiyorsa, bunları kullanmadığını iddia eden şirketler hayatımıza girmeye başlayacaktır.” dedi.