SELİM EFE ERDEM
Önce döviz kuru zıplatılarak ekonomik kriz çıkar, sonra halkı sokaklara dökerek Amerikan yönetimine kafa tutan yönetimler iktidardan düşür! Yıllardır Brezilya’dan Endenozya’ya sayısız ülkede başarıyla uygulanan bu oyun bu defa Türkiye’de sahnelendi. Ama halk ne paralarını çekmek için bankalara ve temel ihtiyaç malzemelerini almak için marketlere koştu ne de protesto için sokaklara döküldü. Peki ama neden başaramadılar? Yanıtı ‘bağışıklık’ kazanmış bünyede saklı...
5 MADDEDE OPERASYON
Birincisi, dolar kurunu 7.5 TL’ye çıkarıp Türk lirasını çökertmek istediler ama kur geri döndü. İkincisi, ‘bankalar iflas edecek’ söylentisiyle, vatandaşları mevduatlarını çekmeye yönlendirip finans sistemini çökertmek istediler. Tam aksine vatandaş döviz büfelerine koşup elindeki doları TL’ye çevirdi. Üçüncüsü, kriz algısıyla yabancı yatırımcının Türkiye’den çıkartarak ekonominin ihtiyaç duyduğu sıcak para girişini kesmek istediler. Yabancı yatırımcılar ‘TL yatırım karlı’ dedi. Dördüncüsü CNNinternational’ın televizyon yayınında olduğu gibi, ekonomik kriz gerekçesiyle halkın sokaklara dökülüp hükümeti düşürmesini beklediler. Türk milleti tam tersine Başkanına nına sahip çıktı. Beşincisi 2001 krizindeki gibi, faiz ve döviz sarmalı üzerinden IMF’yle anlaşmaya ve ABD’nin bir eyaleti gibi yönetmeye çalıştılar, başaramadılar. Türkiye’nin son yaşadığı ekonomik gelişmelerin ABD’nin gelişmekte olan ülkelere uyguladığı tipik bir mali operasyon olduğunu söyleyen Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Birol Akgün, saldırının neden başarısız olduğunu da anlattı:
DEŞİFRE OLDULAR
“Bu ekonomik operasyonun milletin üzerinde yaratması gereken psikolojik etkiyi yaratamadılar. Çünkü Gezi olayları, 17-25 Aralık ve 15 Temmuz darbe girişimleri sonrası bu operasyonları yapan aktörler deşifre oldu ve toplumun bünyesinde bağışıklık yaptı. Türk milleti dış operasyonları artık çok hızlı algılayıp doğru refleksi gösteriyor, güçlü liderlik, güçlü ekonomi de toplumun bu refleksini yönlendirerek dışarıdan gelen operasyonları püskürtüyor. Bu tip operasyonlar, özellikle yükselmekte olan ülkelere yapılır ve gücü ve direnci kırılır. Örneğin Arjantin, Brezilya, Endenozya’da olduğu gibi. Bizi gücü kılanlardan biri milli birliği ve beraberler, manevi değerlerimizdir. Dikkat edin, oralara da saldırmaya başladılar ki direncimizi kırsınlar”
DARBE YÖNTEMLERİ
Prof. Akgün, ABD’nin tüm darbe yöntemlerini Türkiye’de denediğine belirterek, “60’lar ve 80’lerde hep iç karışıklık çıkarak askeri darbelerle yönetimi değiştirdiler. Gezi, 6/7 Ekim olayları, hendek teröründe toplumdaki fay hatları tetiklenmek istendi ama o da başarılı olmadı. Ekonomik saldırıyla halkı sokaklara döküp, müdahaleye zemin hazırlamayı düşündüler. Ama değişen Cumhurbaşkanlığı sistemiyle bu kodlar da ellerinden alındı” dedi.
EKONOMİK TSUNAMİ AŞILDI
Türkİye’nİn ekonomik tsunami saldırısını atlattığını kaydeden İstinye Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mesut Hakkı Caşın, aslında bir değil eş zamanlı iki saldırı olduğuna dikkat çekti. Prof. Caşın, “Türkiye’ye hem ekonomik saldırıyla halkı idareye karşı ayaklandırmaya çalıştılar hem de terör örgütü PKK/PYD ile Ortadoğu’da ABD’ye karşı askeri kabiliyetini sınırlamaya çalıştılar. Beşinci kol dediğimiz gizli istihbarat faaliyetleriyle halkta panik yaratarak ekonomik krizi tetiklemek istiyorlar. Tek çözümün faizleri yükseltmek ve IMF ile anlaşmak olduğunu söyleyerek, halkın bankalardaki mevduatını çekip kriz çıkartmaya çalışıyorlar. Ama tsunami dalgası karşılandı” dedi.
BRUNSON BAHANE, SALDIRININ ÜÇ NEDENİ
Sorunun rahip Brunson’un tutukluğu olmadığını kaydeden Prof. Caşın, şunları söyledi: “Brunson bahane ediliyor ama arka planda üç neden var. Birincisi ABD, İran’a düzenleyeceği operasyonda Türkiye’deki üstleri kullanmak istiyor. Türkiye asla buna izin vermez. İkincisi, ‘Irak’ta Barzanistan ve Suriye’de PKK/PYD üzerinden Akdeniz’e açılan terör koridorunu ve parçalanmayı kabul et’ diyor. Üçüncüsü Akdeniz’de İsrail’in çıkardığı doğalgaza karışma ve Kudüs’ü İsrail’in başkenti tanı’ diyor. Bunun için ekonomik operasyonla yönetime devirmeye çalışırken hem de Türkiye’nin askeri kabiliyeti sınırlandırılmaya çalışılıyor. ABD’nin üç aylık ‘askıya alma’ kararının içinde F35’lerden daha önemli olan, Türkiye’ye tüm askeri silah sistemlerine yönelik mühimmat ve yedek parça akışının kesilmesi var Türkiye’ye saldırı ile ‘çığ etkisi’ tehdidiyle İtalya, Almanya ve İngiltere’ye de göz dağı veriyorlar. Yani Brunson serbest kalsa bile, Türkiye’nin önüne başka nedenler çıkarılacaktı. 340 milyon nüfusluk bir ABD’nin 7 milyar nüfuslu dünya ile mücadele kazanması mümkün değil.”
CANLI YAYINDA SOKAK EYLEMLERİ ARADILAR
Dövizdeki dalgalanma ve Amerikan televizyonlarındaki bu yayınların tesadüf olmadığına dikkat çeken ASSAM strateji uzmanı emekli Albay İbrahim Keleş, Türkiye’ye yapılan ekonomik saldırının başarısız olduğunu söyledi. Keleş, “Rahatlıkla söyleyebiliriz ki döviz kuru hareketi ve televizyon haberleriyle ekonomik kriz algısı yaratarak halkı İran, Brezilya ve Yunanistan’da olduğu gibi sokaklara dökerek yönetimi değiştirmek istediler.
TÜRKİYE ARTIK ZİNCİRLERİNİ KIRDI
CNN international canlı yayınında, ‘Halkın neden sokaklara dökülüp bankalara hücum etmediğinin sorgulanması’ tesadüf değil. ABD ve CNN international aynı planı Türkiye’deki Gezi olaylarında Taksim’den 9 saatlik canlı yayınıyla, I. Körfez Savaşı ve Irak’ın işgali sırasında yayınladıkları sahte kimyasal silah raporları gibi yayınlarla yaptılar. Ama Türkiye’yi tanımıyorlar. Bu millet sokağa, vatanını korumak için çıkar. Bu millet 15 Temmuzdan bırakın parasını, canından vazgeçti. Halk ‘Batacaklar’ diyerek bankalardan parasını çekmeye koşmadığı gibi ellerindeki doları bozdurup Türk lirasını güçlendirmek için döviz bürolarının önünde kuyruk olarak ekonomik saldırıyı püskürttü. Başaramadılar. Türkiye zincirlerini kırdı” diye konuştu.