Başkan Erdoğan: Pazar günü bize 'Mursi'ye yapılan darbeyi' hatırlatanlarla yarışıyoruz

İstanbul Sultangazi'de toplu açılış töreninde konuşan Başkan Erdoğan, "Mursi'nin darbeyle indirilmesini hücrede eziyet çektirilmesini seyreden Batı dünyasını ve tüm insanlığı esefle kınıyorum. Bize Mursi'yi hatırlatanlarla şu anda yarışıyoruz. Pazar günü yapılacak seçimde bir tarafta bize Mursi'yi hatırlatanlar var diğer tarafta adaletle bu yolda yürüyecek olanlar var." dedi.

18 Haziran 2019 Salı 07:00
Politika Haberleri

AA


Erdoğan, Muhammed Mursi'nin vefatına değinerek, "Esaretten, şehadete yürüyen, Mısır halkının seçilmiş ilk cumhurbaşkanı Muhammed Mursi kardeşimize, bir kez daha Allah'tan rahmet diliyorum. Ne yazık ki aynı tarihte içeri alındı ve aynı tarihte 6 yıl sonra cezaevinde, mahkeme salonunda şehadete yürüdü. Mısır halkına ve İslam dünyasına başsağlığı dileklerimi ifade ediyorum." dedi.
 
"PAZAR AKŞAMI İNŞALLAH ZAFERLE MÜŞERREF OLACAĞIZ"
 
Demokratik bir seçimle işbaşına gelen merhum Mursi'nin darbe ile indirilmesini, hapiste tek oda hücrede eziyet çektirilmesini ve nihayet hayatını kaybetmesini seyreden Batı dünyasını ve insanlığı esefle kınadığını söyleyen Erdoğan, şöyle konuştu:
 
"Darbe ile devrildiğinde bize Mursi'nin sonunu hatırlatanların bugün, aynı çirkinliği sergiliyor olmaları, önümüzdeki kirli zihniyetin hala varlığını sürdürdüğünü işaret ediyor. Bize, Mursi'yi hatırlatanlarla biz şu anda yarışıyoruz. Unutmayın, pazar günü yapılacak seçimde bir tarafta bize Mursi'yi hatırlatanlar var, diğer tarafta adaletle bu yolda yürüyecek olanlar var. Onun için şu 5 gün çok önemli. Durmak yok, yola devam. Çok koşacağız, çok çalışacağız ve pazar akşamı inşallah zafer ile müşerref olacağız. Ben şunu söylüyorum; Zalimler için yaşasın cehennem..."
 
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Mursi'nin eşine cenazesinin gösterilmediğini, bu sabah 05.00'te iki oğluyla defnedildiğini anlatarak, "Niye korkuyorsunuz? İşte siz bu tür şehitlerin kendisinden korkarsınız. Korkaklar için de yaşasın cehennem. Bunu başaramayacaklar, ülkemiz için de bunu başaramayacaklar. Nasıl 15 Temmuz'da başaramadıysalar, bundan sonra da başaramayacaklar." diye konuştu.
 
CHP'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu'nun 15 Temmuz'la alakalı o zaman tweetler attığını ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti:
 
"O tweetlerde de nerede olduğu belli. Nerede? FETÖ ile beraber. Ama bunlarda biliyorsunuz yalan çok. Ne diyorlar, 'Benim onlarla alakam yok.' Hepsi kayıtlarda var. Ordu'da, Ordu Valimize 'it' diyor, ondan sonra 'İt demedim.' diyor. 'Basit dedim.' diyor, 'Basitleşme dedim.' diyor. Kayıtlarda hepsi var. Dürüst ol, dürüst. Siyasete dürüstlük yakışır. Başındaki adam gibi yalan değil. Al birini vur öbürüne. Biz İstanbulumuzu bu yalancılara teslim edemeyiz. Öyleyse kapı kapı dolaşacağız. Telefonlarımız susmayacak. Tamam. Buna hazır mıyız?"
 
"BELEDİYE MECLİS ÜYELERİNİN 180'İ CUMHUR İTTİFAKINDA"
 
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "31 Mart seçimlerinin Türkiye'deki galibi, İstanbul'daki galibi, hiç şüpheniz olmasın, Cumhur İttifakı'dır, AK Parti'dir." dedi. 
 
Seçimlerde Türkiye genelinde, il genel meclisinde yaklaşık yüzde 60 oy aldıklarını, büyükşehir belediye başkanlıklarında yüzde 52'lik, il belediye başkanlıklarında yüzde 55'lik oranla milletin yanlarında yer aldığını dile getiren Erdoğan, İstanbul'un 39 ilçesinden birini MHP, 24'ünü de AK Parti'nin kazandığını, 14'ünün de Millet İttifakı'na kaldığını söyledi. 
 
Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin 312 belediye meclis üyesinin 180'inin Cumhur İttifakı tarafından kazanıldığını anımsatarak, gerisinin de Millet İttifakı'na kaldığını ve kendilerinin açık ara önde olduğunu kaydetti. 
 
Başkan vekillerinin tamamının AK Parti'nin olduğunu söyleyen Erdoğan, şöyle devam etti: 
 
"İstanbul'u yönetimde her şeyden önce bütün komisyonlar şu anda Cumhur İttifakı'nda olduğuna göre burada hizmetin en ideal şekilde verilmesi de ancak böyle olur. Burada bir belirsizlik vardı, işte o belirsizliği çözmek için birleştirme tutanaklarındaki aleni yanlışlar. Şimdi diyorlar ki beyefendi rahatsız olmuş, hani 'çaldılar' dendi ya. Buradan söyleyeyim, Binali Yıldırım kardeşimin rakibine söylüyorum. 'Çaldılar' ifadesi hukuki değildir ama siyasidir. Biz siyasiler, birileri bir şey çaldıysa ona çaldı deriz. Hukuki nedir? Usulsüzlüktür. Bunun da bir siyasi ifadesi vardır. O da yolsuzluktur. Burada hem yolsuzluk var hem hırsızlık var. Müsaade edin de bunu da söyleyeyim. Söylediğimiz bu."
 
"MİLLETİN İRADESİNİN SANDIKTA TEZAHÜRÜ İÇİN MÜCADELE EDECEĞİZ"
 
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti' gücünü milli iradeden alan bir parti olduğunu, bugüne kadar milletin iradesinin sandıkta tezahür etmesi için mücadele ettiklerini ifade etti. 
 
31 Mart'a büyükşehir seçimlerinde tespit ettikleri yolsuzlukların, hırsızlıkların ve hukuksuzlukların hesabını sormanın boyunlarının borcu olduğunu belirten Erdoğan, bunun için Yüksek Seçim Kurulu'na gittiklerini anlattı. 
 
İmamoğlu'nun "Ben mazbatamı aldım." dediğini anımsatan Erdoğan, "Sen mazbatanı Yüksek Seçim Kurulu'ndan almadın, İl Seçim Kurulu'ndan aldın. Daha bu işleri bilmiyorsun, öğreneceksin." dedi. 
 
Müracaatın ardından YSK'nin mazbatayı iptal ettiğini dile getiren Erdoğan, "Senden onu aldı. Bu ne demektir? Daha öğreneceğin çok şeyler var. Biz Nasreddin Hoca gibi damdan düştük damdan, bunların hepsini biliriz. Bunu bildiğimiz için de YSK'ye müracaatımızı yaptık. YSK de bu seçimin yenilenmesine karar verdi. Çünkü geçmişte bunun örnekleri çok. İptal etti. Seçimlerin yenilenmesi kararı siyasi değil hukuki bir sürecin ürünüdür. Büyükşehirde yenileme kararı veren, yenilenme kararı veren YSK benzer itirazların dile getirildiği iki ayrı ilçede buna gerek görmemiştir. Bağırıp, çağırmadık, YSK'ye 'çete' demedik. Ama Bay Kemal YSK'ye önce methiyeler düzerken, daha sonra YSK'ye 'çete' dedi. Bizim edebimizde böyle bir şey yok ama bunlarda maalesef bu var. Her şeyi söylediler." ifadelerini kullandı. 
 
Erdoğan, büyükşehirde birleştirme tutanaklarının hiç olmadığı veya imzasız düzenlendiği sandıklarda 30 bin, sandık kurulu üyelerinin kanuna aykırı atandığı sandıklarda ise 212 binin üzerinde oy olduğunu dile getirerek, iki aday arasındaki farkın AK Parti'nin itirazlarıyla 29 binden 13 bine gerilemiş olmasının manidar olduğunu söyledi.
 
"NE VALİMİZE 'İT' NE DE POLİSİMİZE 'ŞEREFSİZ' DEDİRTİRİZ"
 
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Geçen akşam televizyon programında bunu da inkar ediyor, 'Böyle bir şey yok.' diyor. Niye? Yalan bunların genlerine işlemiş, genlerine. 'Ben Ordu Valisine it demedim, basitleşme dedim...' Bütün görsel ve yazılı medyada var, dedin. Seçimden sonra da bunun hesabını vereceksin, dur bakalım, bitmedi iş. Benim polisime, polislerime de yanındaki avanesi 'şerefsizler' dedi. Onlar da kayıtlarda var. Bunların hesabını vereceksiniz. Biz ne valimize 'it' dedirtiriz ne de polisimize 'şerefsizler' dedirtiriz. Utanmıyor musun? Yanında koruma olarak bu milletin polisini alıyorsun, ondan sonra da polisime 'şerefsizler' diyorsun. Bunların hesabını soracağız. Herkes yerini de bilecek, haddini de bilecek." diye konuştu.
 
Oyların sadece yüzde 10'unun sayılmasıyla ortaya çıkan bu durumu tüm sandıklara yeniden saydırarak neticeye ulaştırmanın mümkün olduğunu, CHP'nin sandıkların tamamının sayımıyla ilgili talebe itiraz ederek buna engel olduğunu belirten Erdoğan, CHP'nin kabul etmesi halinde sandıkların yeniden açılıp sayılması durumunda bu noktaya gelinmemiş olunacağını kaydetti. 
 
Erdoğan, bu konuda kendilerine güvendiklerini, karşılarındakilerin ise çıkacak sonucu bildikleri için işi hep yokuşa sürme yolunu seçtiklerini anlatarak, sonuçta konunun seçimlerle ilgili en son karar merci olan YSK'ye gittiğini, onun da tespit ettiği sorunlu rakamların aradaki 13 binlik farktan büyük olduğu için hukukun, ahlakın ve vicdanın gereği olarak bu seçimin yenilenmesinin kaçınılmaz hale geldiğini dile getirdi.
 
Erdoğan, vatandaşlardan 23 Haziran Pazar günü yapılacak İstanbul seçiminde partisinin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım için güçlü bir destek beklediğini dile getirdi. 
 
"İstanbul 23 Haziran'da milli iradeye, demokrasiye, sandığa sahip çıkıyor musun? İstanbul, şehrimizin ve evlatlarımızın geleceğine sahip çıkıyor musun? İstanbul 23 Haziran'da büyükşehir belediyesinin yönetimini tecrübeye, bilgi ve samimiyete teslim ediyor musun? İstanbul 23 Haziran'da Türkiye'ye ve Türk milletine düşman çevrelerin heveslerini bir kez daha kursaklarında bırakıyor musun? İstanbul 23 Haziran'da Binali Yıldırım diyor musun?" diye soran Erdoğan, vatandaşlardan "evet" yanıtını aldı. 
 
"BİNALİ KARDEŞİMİN RAKİBİ BUNLARI HİÇ BİLMİYOR"
 
Erdoğan, İstanbul ve Türkiye'nin kendilerini ve ekiplerini 1994'ten beri tanıdığını ifade ederek, "Ama benim Binali kardeşimin rakibi bunları hiç bilmiyor. Bak, sadece şunu söyleyeyim, şimdi İstanbul'da Marmaray diye bir şey var mıydı? Yaptık mı? Ne kadar yolcu geçti oradan biliyor musunuz? 350 milyon yolcu geçti. Boğaz'ın altından Marmaray'ı 29 Ekim 2013'te açtık, o günden bugüne 350 milyon yolcu geçti. Kimsenin haberi yok. CHP'ye kalsa zaten onu bize yaptırmayacaktı. Allah'tan görünmüyor da denizin altından onu yaptık, bitirdik." ifadelerini kullandı. 
 
Avrasya Tüneli'ni, Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nü tamamlayıp hizmete açtıklarını ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:
 
"Bu CHP zihniyeti onu istemedi biliyor musunuz? Ama biz dedik ki 'Orayı da yapacağız.' İsteseniz de istemeseniz de yapacağız ve yaptık. O da bitti mi? Osmangazi Köprüsü'nü yaptık mı? İstanbul'u İzmir'e bağladık mı? Bu yıl sonu İstanbul-İzmir arasının açılışını yapıyoruz. Bunları biz yaptık. Özellikle gençlere sesleniyorum. Sevgili gençler bakınız bu yatırımları yapan AK Parti iktidarı bunları bilin. Üçüncü Havalimanı dünyanın ilk üçü içerisinde. Bittiğinde bir numara olacak ve şu anda biz Üçüncü Havalimanı'yla hamdolsun dünyaya şöyle güzel bir örnek olduk; 17 yılda Berlin Havalimanı bitmedi ama biz 5 yılda İstanbul Havalimanı'nı bitirdik. Farkımız bu." 
 
"ŞEHRİ NEREDEN NEREYE GETRİDİĞİMİZİ SİZLER ÇOK İYİ BİLİYORSUNUZ"
 
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, vatandaşlardan 1994'te nasıl bir İstanbul devralındığını hatırlamalarını isteyerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
 
"Şehri nereden nereye getirdiğimizi sizler çok iyi biliyorsunuz. Gençler, şimdi büyüklerinize hep bunları sorun. 2002 yılı kasım ayında nasıl bir Türkiye biz devraldık, ülkemizi nereden nereye getirdiğimizi en yakın sizler bilirsiniz. Biz bugüne kadar İstanbul ve ülkemiz için çok şey yaptık. Eksikler yine var. Hatalar da oldu ama bunları onlar yapamadı. İstanbul çöp dağlarıyla dolu muydu? Ümraniye'de CHP'li belediye başkanı vardı. İstanbul'da CHP'li belediye başkanı vardı. Ümraniye çöplüğü patladı 39 vatandaşımız orada öldü. Sorumlusu kim? CHP. Büyükşehir belediye başkanı CHP'li, ilçe belediye başkanı CHP'li... Biz geldik bu çöp dağlarını ortadan kaldırdık. Oraları spor tesisleriyle donattık."
 
Doğal gazı İstanbul'a getirdiklerini, göreve geldiklerinde kentte 50 bin evde doğal gaz bulunduğunu ifade eden Erdoğan, görevi bıraktığında 1 milyon 250 bin evin doğal gazı bulunduğunu söyledi. 
 
Erdoğan, şu anda kentte 6,5 milyona yakın evde doğal gaz olduğuna işaret ederek, hava kirliliğini de böyle ortadan kaldırdıklarını belirtti. 
 
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Şimdi diyor ki 'Ben suyu şöyle ucuzlatacağım.' Hangi suyu ucuzlatacaksın ya? Bir defa biz susuz İstanbul aldık, susuz İstanbul... Istranca Dağlarından dağları delerek İstanbul'a suyu bu kardeşiniz getirdi. Melen'den aynı şekilde İstanbul'a suyu biz getirdik." diye konuştu. 
 
Tüm bunların yanında iki yakayı deplase etmek amacıyla Boğaz'ın altından bir su tüneli inşa ettiklerini dile getiren Erdoğan, herhangi bir sıkıntıda artık rahatsızlık olmadığını kaydetti. 
 
"YA OLDUĞUN GİBİ GÖRÜN YA DA GÖRÜNDÜĞÜN GİBİ OL"
 
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'yi dört temel taş üzerine yükselteceklerini belirttiklerini hatırlatarak, bunların eğitim, sağlık, adalet ve emniyet olduğunu anlattı. 
 
Erdoğan, "Bunları yaptık mı? Yapıyor muyuz? İşte Sağlık Bakanım yanımda ve yoğun bir şekilde şehir hastanelerimizi yaygınlaştırıyoruz." diyerek, şöyle devam etti:
 
"Benim vatandaşıma artık hastanelerin kapıları asla kapalı olmayacak. Bay Kemal, SSK'nin genel müdürü olduğu zaman, hatırlayın o günleri. Ölülerimiz hastanelerde rehin kalıyordu. Şimdi böyle bir şey var mı? Kapılar açık. İstediğin eczaneden ilacını alıyor musun? Buralara geldik ve şimdi yeni yeni çıkardığımız kararlarla da artık kanser dahil, birçok hastalığın ilaçlarını da biz hastalarımıza temin ediyoruz. Çünkü halk içinde muteber nesne yok devlet gibi, olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi. Bunu yapan biziz. Bu ülkenin her bir ferdi şu gerçeği teslim edecektir ki biz her ne yaptıysak samimiyetle, hüsnüniyetle, daha iyiye ulaşmak için yaptık. Millete başka söyleyen, milletin karşısında başka davranan, arkamızı döndüğümüzde ise başka şekilde hareket edenlerden kesinlikle olmadık. Sevgimizi de hoşnutsuzluğumuzu da açıkça ifade ettik gösterdik. Siyasetlerini çift dillilik, riyakarlık, rol yapma üzerine kuranları hiçbir zaman tasvip etmedik. Mevlana Hazretleri ne buyuruyor, 'Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol' Bunu kendimize rehber edindik."
 
"AYRIMCILIĞA MÜSAADE ETMEDİK"
 
Erdoğan, milletin arasında ayrımcılığa müsaade etmediklerini dile getirerek, asla Türk, Kürt, Laz, Çerkes, Gürcü, Abaza, Arnavut, Roman, Boşnak Roman demediklerini söyledi.
 
"Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş dedik, hep birlikte Türkiye olacağız" dediklerini belirten Erdoğan, "Kardeşlerim, ben sizi yaradandan ötürü seviyorum. Bundan daha güzel bir şey olabilir mi? Bundan daha yüce bir şey olabilir mi. Olay bu, yaradılanı yaradandan ötürü sevmek. Diğerlerinin hepsi lafı güzaf. Onun için birbirimizi, Türk, Kürt, Laz, Çerkes, Abaza, Gürcü, Arnavut, Roman, Boşnak vs bundan dolayı değil. Ne diyeceğiz? Ya beni yaradan Allah, seni de yarattı. O yüzden seviyorum. Makam mevki için değil, para pul için değil..." ifadelerini kullandı.
 
CHP'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu'nun "gençlere para vereceğini" söylediğini anlatarak, "Yalan söyleme, yalan söyleme. Al, bir yalanını daha yakaladım." dedi.
 
Belediye başkanlığı döneminde üniversite gençliğine burs verdiğini, CHP'nin ise bunu o zamanki Anayasa Mahkemesine götürerek bu bursu yasaklattığını anlatan Erdoğan, daha sonra sonra iktidar olunca bu defa Başbakanlıktan burs vermeye başladıklarını ifade etti.
 
Erdoğan, bunu da daha kalıcı kılarak Kredi Yurtlar Kurumu vasıtasıyla hem kredi hem de burs verdiğini anlatarak, "İsteyen kredi alır, isteyen burs. Kimseyi boş, geri çevirmiyoruz. Biz buyuz. Milleti aldatma. Belediye olarak şu anda yasalara göre senin burs verme yetkin yok, bunu yasaklayan da CHP, Anayasa Mahkemesine götürdü ve yasakladı. Biz de bunu Kredi Yurtlar Kurumu vasıtasıyla çözdük. Kredi Yurtlar Kurumu artık bu işi isteyene kredi, isteyene burs. Kimseyi ne burs ne kredi konusunda geri çevirmiyor, isteyene veriyor." dile getirdi.
 
Buna rağmen, yaşadıkları bunca badireye rağmen milletle hasbilik temelinde kurdukları güçlü gönül bağı sayesinde engelleri aşmayı başardıklarını söyledi.
 
Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletin kendilerine güvenmesinden dolayı vesayetle mücadelelerine destek verdiğini belirerek, "Milletimiz bize inandığı için darbecilerin karşısında kanıyla ve canıyla yanımızda yer aldı. Milletimiz bize itimat ettiği için kendimizde yedi düvele meydan okuyacak gücü bulduk. Milletimizin desteği sayesinde Suriye'de ve Irak'ta terör örgütlerinin inlerini başlarına yıktık." dedi.
 
"BU YALAN CHP'NİN YALANIDIR"
 
"Şimdi bir şey daha uydurdular" diyen Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
 
"Ne diyorlar, 'Ya bu Suriyelileri buralara doldurdunuz, bize para vermiyorsunuz Suriyelilere veriyorsunuz...' Kardeşlerim, bu gerçeği size anlatayım, Bu yalana sakın aldanmayın. Bu yalan CHP'nin yalanıdır. Biz Suriyelilere parasal bir maaş bağlama diye bir şeyimiz asla yok, yalan söylüyorlar. Biz kamplardaki Suriyelilere sağlık desteği veriyoruz, oralardaki hastanelerde, dispanserlerde, çadır kentlerde, bu desteği veriyoruz. Konteyner kentlerde, yiyecek, giyecek bu tür destekleri veriyoruz ama asla onlara maaş bağlama diye bir şey yok. Bu koskoca bir yalandır. 
 
Peki biz kime veriyoruz? Ülkemin fakir fukarasına, garip gurebasına valiliklerimiz, kaymakamlıklarımız vasıtasıyla maaş bağlıyoruz, biz vatandaşımıza veriyoruz vatandaşımıza. Ey CHP bu yalanları bırak. Ülkemdeki Suriyelilere de muhacir olarak bakıyoruz. Onlar varil bombalarından kaçtılar. O bombalardan kaçarak bize sığındılar. Bizim tarihimizde bu yok muydu? Vardı. Allah göstermesin böyle bir şey bizim başımıza gelse biz ne yapardık. Onun için sakın bu sahtekarların uydurduğu yalanlara aldanmayın."
 
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriyeliler konusunda kendilerinin de rahatsızlıklarının olduğunu, emniyet teşkilatının bu konuda gerekli tedbirleri alarak gerekli uyarıları yaptığını dile getirerek, "Bu noktadaki tedbirler de her gün daha da ileriye gidiyor. Şu an itibariyle 330 bin Suriyeli zaten topraklarına döndü ve oradaki mücadele başarıldıkça bunlar daha da kendi evlerine topraklarına dönecekler." diye konuştu.
 
Bugün de milletten aldıkları cesaretle bütün yaptırım tehditlerine, ekonomik tuzaklara, askeri güç gösterilerine eyvallah etmeden dimdik yoluna devam ettiklerini anlatan Erdoğan, hükümette ve belediyelerde ortaya koydukları yönetim tarzı sayesinde her alanda ülkeye çağ atlattıklarını söyledi.
 
"ŞU ANDA BİZİM KARŞIMIZDA OLANLARIN HEPSİ GEZİ OLAYLARINDA YER ALMIŞLARDI"
 
Erdoğan, dünyanın ticaret savaşları ve diplomatik ayak oyunları ile karanlık bir meçhule doğru sürüklendiği bir dönemde Türkiye'nin hala kendi hedeflerine doğru yürütüğünü ifade ederek, şunları kaydetti:
 
"Ülkemizin bu istikrarlı gidişinden ve güçlü duruşundan rahatsız olanlar içerideki her fırsatı bir kriz vesilesi haline dönüştürmenin peşindeler. Şöyle geriye dönüp baktığımızda 2013'teki gezi olaylarından beri bunun sayısız örneğini görüyoruz. Kim vardı? Gezi olaylarında Bay Kemal vardı. Kim vardı? Yandaşları vardı. Yani şu anda bizim karşımızda olanların hepsi Gezi olaylarında yer almışlardı. Kendi imkanlarıyla Türkiye'ye diz çöktüremeyenler, bizi içeriden çökertmek için her yola başvuruyorlar. 
 
İşte buradan bir kez tekrarlıyorum. Başaramayacaksınız, Türkiye'ye diz çöktüremeyeceksiniz, Türk milletinin ayaklarına ve ellerine pranga vuramayacaksınız, bu ülkeyi yıkımın, gözyaşının, acının, sefaletin, esaretin kol gezdiği bir yer haline getiremeyeceksiniz. Halkımızı birbirine düşüremeyeceksiniz, siyasi, askeri ve ekonomik kazanımlarımızı elimizden alamayacaksınız, üretimimizi, istihdamımızı, ihracatımızı çökertemeyecek, refahımızı geriye götüremeyeceksiniz. Bir asır önce sinsice yıktığınız koskoca cihan devletinin külleri üzerinde doğan Türkiye Cumhuriyetine aynı oyunları oynamayacaksınız. Çünkü bu defa karşımızda bir olacağız, iri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olarak doğacağız diyen bir Türkiye var."
 
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu milletin her seçimde geçmişte eşi benzeri görülmemiş bir destekle güç verdiği bir yönetimin ve bir cumhurbaşkanının olduğunu anlatarak, katılımcılara şöyle seslendi:
 
"Ey İstanbul, 23 Haziranı Türkiye ve Türk milletine karşı yürüttükleri mücadelenin aracı haline getirmek isteyenleri sandığa gömmeye hazır mısın? Bu şehrin belediye başkanlığı seçimini 1453'tün rövanşı haline getirmek için yanıp tutuşanlara sandıkta sağlamından bir Osmanlı tokadı patlatmaya hazır mısın? ey İstanbul dünyada ve bölgemizde bunca hayati sorun yaşanırken Türkiye'yi kendi iç çekişmesiyle boğmak isteyenlere cevabını sandıkta vermeye hazır mısın? Ey İstanbul, pazar günü sonuç ne olursa olsun, tek millet tek bayrak, tek vatan, tek devlet için var gücünle çalışmaya hazır mısın?" diye sordu.
 
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu şehir ve bu millet arkalarında olduğu sürece ne siyasi ne askeri ne ekonomik hiç bir meselenin, 2023 hedeflerine ulaşmaktan kendilerini alıkoymasının mümkün olmadığını söyledi.
 
"KALBİMİZİN DE MESAİMİZİN DE BİR YARISI HEP İSTANBUL OLDU"
 
Doğdukları, büyüdükleri, her mücadeleyi birlikte verdikleri bu şehre güvendiklerini ifade eden Erdoğan, "Erkeğiyle, kadınıyla, genciyle, yaşlısıyla, işçisiyle, iş vereniyle, esnafıyla, memuruyla bu şehrin her bir insanına ibadet şevkiyle hizmet etmek için çalıştık. Biz, bu millete efendi olmaya değil, hizmetkar olmaya geldik. Hangi görevi üstlenirsek üstlenelim, kalbimizin de mesaimizin de bir yarısı hep İstanbul oldu." dedi. 
 
Bu seçimlerde de İstanbul'a en güzel hizmeti getirecek bir isimle halkın karşısına çıktıklarını belirten Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: 
 
"Kendisiyle 1994 yılından beri birlikte çalışıyoruz. İstanbul ile birlikte tüm Türkiye'nin ulaşım sorununu birlikte çözdük. Başbakanlık ve Meclis Başkanlığı gibi en üst sorumlulukları başarı ile yerine getirdi. 'İstanbul'a proje adamı yakışır' dedik. Büyükşehir Belediye Başkanı adayımız olarak Binali Yıldırım ile karşınıza çıktık. Bu dönem, her ikimizin de İstanbul'a olan vefa borcumuzu ödemek için tüm birikimimizi ortaya koyacağımız bir dönem olacaktır. Şimdi ne diyor? 'Biz 18 günde ne yaptık'. Ne yaptın 18 günde? 18 günde sadece başkanvekilinin odasının kilidini söktün. 18 günde bunu yaptın. 18 günde İstanbul'a ne yapılır? Niye yalan söylüyorsun. Yalan üstüne yalan. " 
 
Erdoğan, Binali Yıldırım'ın 25 ilçedeki belediye başkanları ile Cumhur İttifakı olarak büyükşehir belediye meclisindeki 180 üye ile el ele, hükümetle el ele, gönül gönüle vereceğini 2023'ün İstanbulunu inşa edeceklerini söyledi. 
 
Cumhurbaşkanı ve hükümet olarak, tüm bakanlıklarla, kurumlarla her alanda Binali Yıldırım'ın yanında yer alacaklarını dile getiren Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: 
 
"Derin bir aşkla, muhabbetle, sevda ile bağlı olduğumuz İstanbul'a kazandıracağımız her yeni hizmet, bizim için bir gurur vesilesi olacaktır. Yaşadığı şehrin geleceğini düşünen, sorunlarının, sıkıntılarının çözümünü arzu eden, bu şehrin terör örgütlerinden, mafyatik yapılara kadar çapulcuların elinde örselenmesine gönlü razı olmayan herkesi 23 Haziran'da sandık başına davet ediyoruz. 
 
Unutmayın! Erzincanlı Topal Dursun'un oğlu Binali Yıldırım'ın hikayesi, babası veya kendisi ülkemizin dört bir yanından gelip, bu şehre yerleşen her İstanbullunun hikayesidir. Binali Yıldırım, üstlendiği her görevi başarı ile yerine getiren, başladığı her projeyi sonuçlandıran, söylediğini yapan, yapamayacağını söylemeyen bir kardeşimizdir. Bunun için şehir dışında yaşayan İstanbullulardan, seçim günü mutlaka gelip, oylarını kullanmalarını rica ediyorum. Her şehirdeki AK Parti teşkilatları, bu konuda tüm vatandaşlarımızın emrindedir."
 
"HANIM KARDEŞLERİME ÇOK GÖREV DÜŞÜYOR"
 
Pazar günü oy kullanacak kadın seçmenlere seslenen Erdoğan, "Pazar günü için özellikle hanım kardeşlerime çok görev düşüyor. 'Kale içeriden fethedilir' sözünde olduğu gibi sadece kendileri oy vermekle kalmayacak tüm aile fertlerinin sandığa gitmeleri ve doğru tercih kullanmaları konusunda seferber olmalarını bekliyorum." dedi. 
 
Bir çağrı da gençlere yapmak istediğini dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti: 
 
"Adaylar arasında istihdamdan teknolojiye, spordan sosyal faaliyetlere kadar sizlere hitap eden projeleri ve bunları uygulama iradesi bulunan tek kişinin Binali Yıldırım olduğunu hatırlatmak isterim. Kaldı ki sadece Binali Yıldırım Bey ile değil aynı zamanda Cumhurbaşkanı ve kabinem olarak biz de gençlerimizin, hizmetkarı olarak eğitimden sağlığa her alanda yanınızda olduğumuzu, olacağımızı bilmenizi istiyorum. Kendi geleceğiniz için pazar günü tercihinizi doğru yapacağınıza inanıyorum. Binali kardeşimi sizlere emanet ediyorum."
 
Açılış törenine Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Fatma Betül Sayan Kaya, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, İstanbul Valisi Ali Yerlikaya katıldı.
 
Erdoğan konuşmasının ardından vatandaşlara içinde çay bulunan çanta dağıttı. Sonrasında Erdoğan ve beraberindekiler kurdele kesimiyle hastane açılışını yaptı.