Nuh ALBAYRAK

nuhalbayrak@stargazete.com

ABD’nin “o çocukları” günümüzde ne kadar da çoğalmış...

Son yazımda ABD’nin son tehditlerini eleştirmiş, meselenin Brunson olmadığını ifade etmiştim. 

Haklı olduğum ortaya çıktı ama bazıları yazdıklarımdan çok rahatsız olmuş. 

12 Eylül darbesinden sonra, CIA Başkanı Henze’in; “Bizim çocuklar başardı” sözüne atıf yaparak “Türkiye’yi artık, ‘o çocukları’ yönetmiyor. ABD bağımsız bir ülke olduğumuzu anlamalı” ifademi, resmen, “O. Çocukları” şeklinde değiştirmişler. 

Aslında bu sahtekârlık üzerine, “Tam kendilerine yakışanı yapmışlar” deyip geçmek lazım. 

Ama işin içindeki yüzsüzlüğü ifşa etmem gerekiyor. 

Bir kere bu fitne ocaklarının, bu “hassas” etik anlayışı (!), etraflarındaki küfürbazlar için neden çalıştırmazlar acaba? 

Ulusalcı darbecilerden FETÖ işgalcilerine ve arkalarındaki değişmeyen emperyalistlere karşı duruşumuzdan rahatsız olan bu ABD uşaklarının, bizi asla susturamayacağını peşinen söyleyelim.. 

   

Çok ayıp Ertuğrul bey…

Ertuğrul Özkök’ün bu linç kampanyasının liderliğini yapmasının ise “özel gerekçeleri” olduğundan onun üzerinde “özellikle” durmamız gerekiyor. 

Efendim, kendisi beni hiç tanımazdı. 

Hatta İnternetHaber muhabiri, “Star Yayın Yönetmeni Nuh…” diye bir soru soracak olmuş, “Tanımıyorum, yazılarını da okumuyorum” diye susturmuş. 

Fakat, ne zaman 28 Şubat darbesinde Hürriyet’in rolünü dile getirdik, Mesut Yılmaz’ın, yeni hükümeti Aydın Doğan’ın villasında 6 saatte kurduğunu ve Özkök’ün de, o kabineyi herkesten bir gün önce manşet yaparak medyayı nasıl atlattığını (!) ifşa ettim, ondan sonra Ertuğrul bey beni sık sık köşesinde ağırlamaya başladı! 

Ama yazdığım şeylere cevap verdiğini zannetmeyin, pusuda bekler, fırsat bulunca çullanır. 

Peki şimdi yazımdaki ifadeyi çarpıtarak, hatta hızını alamayıp “o”nun önüne bir değil, üç nokta koyarak, değil bir amiralin (!), stajyer gazetecinin bile tenezzül etmeyeceği bir “evrakta sahtekarlık” yaparak, “Hangisine ‘O… Çocuğu’ diyorsun” diye soracak kadar basitleştiren kin ve öfkenin sebebi, gerçekten yöneticilerimize saygı mı acaba? 

Bu beyefendi madem Erbakan’a hakaret konusunda o kadar hassastı da neden o kadar zulmetti? 

    

Star atlamadı, Özkök patladı

FETÖ sayesinde 20 yıl sürüncemede kalan 28 Şubat davasının takipçisi olduk ve özellikle medyanın fonksiyonunu ortaya koyduk, tamamlanmasına katkı sağladık. 

Bu davanın, 25 gün önce yayınlanan Gerekçeli Kararı’nda, Özkök’ün bizzat ismi yer almış, “Genelkurmay’ın talimatları doğrultusunda gerçek olmayan haberler ürettiler, sanal irtica haberleriyle gündem oluşturdular. Genel Yayın Yönetmenleri Ertuğrul Özkök… desteği olmasaydı, 28 Şubat darbesi gerçekleşmezdi, Anayasa’yı ilga ve hükümeti düşürme suçlarının şerikleridir” denilmişti. 

Kendisi de bunu inkar etmiyor, 2006 sonunda yazdığı “28 Şubat’ı neden destekledim” başlıklı yazısı “Hâlâ destekliyorum” cümlesiyle bitiyor. 

Bu önemli gelişmeyi, yeni kabineye kilitlenen medya atladı ama Star, 5 Temmuz nüshasında, “Darbenin şerikleri” başlığıyla manşet yaptı. 

Gerçi “Bu ifade avukata ait” diye kıvırmaya çalıştılar ama hiç kıvırmasınlar, o ifade avukatın dosyasında yer alsa da savcı isabetli bulmuş ve gerekçeli kararına aynen almıştır. 

Anladınız mı Ertuğrul beyin Nuh Albayrak takıntısını… 

Bu arada benim için köşesinde “arkadaş” ifadesini kullanmış, aman; Allah muhafaza, “El mer’u me’â men ehabbe…”

  

28 Şubat’ın da “o çocukları” var

Hayatım boyunca hiç kimse için kullanmadığım o ifadeyi Menderes, Demirel, Erbakan için kullandığımı iddia ederek, bütün yöneticileri; alamet-i farikaları ile zikreden bu beyefendi, “Barajlar yapan Demirel’e mi dedin” diye sormuş ama ne hikmetse, “Demirel’e darbe yapan Evren’i” hatırlayamamış! 

Elbette Evren için de kullanmadım ama çok iyi biliyor ki, Evren’i hatırlatırsa, “o çocukları” da hatırlatmış olacak. 

Bunu ister mi? 

29 Nisan 2007’de, 28 Şubat darbesine yine “açıkça taraf olmak ve hâlâ desteklemekle” övündükten sonra hızını alamamış, “Evren’i açıkça savunacak cesarete sahip çok az yazardan biri” olduğunu dile getirmiştir! 

Yani kendisinin de ABD’nin “o çocukları”ndan olduğunu bizzat ifade etmektedir. 

“Netekim” Erbakan’ın, "28 Şubat MGK’sındaki maddelerin tümü ABD gizli belgesinde de var” ifadesi (Ekim 1996'da ABD Başkanı adına, Ankara Büyükelçiliği'neGİZLİkaydıyla gönderilen ve Erbakan’ın indirilmesi için her türlü eylemin yapılması istenen yazı) gösteriyor ki, ABD’nin “o çocukları” 28 Şubat’ta da aynen devredeydi. 

Yani biz Ertuğrul beyin de nasırına basmışız… 

  

Erdoğan’a gelince yok..  

Bunların hepsi bir tarafa, Ertuğrul beyin “etik adına” bana çullanması tam bir ikiyüzlülüktür. 

Yöneticilere karşı madem bu kadar hassastın da, aynı hassasiyeti yıllardır hakarete uğrayan Erdoğan için neden göstermedin? 

Bana laf “sokuşturmak” için yazdığınız yazıda, keşke bir cümle de; o yazımın gerekçesi olan “ABD küstahlığı” hakkında yazsaydınız. 

Almanya’da Türkiye’ye ve Erdoğan’a karşı en büyük fitne kazanını, senin yıllarca yazı yazdığın Bild kaynatır. 

Mesut Özil’e yapılanlar konusunda da yine bu gazete başı çekti. 

Bu kankalarına, bir kere “Ayıptır” dedin mi?   

***

Yemişim senin ve avanelerinin etik anlayışını… 

*** 

Hiç kıvırma Ertuğrul bey… 

“Çok şey bildiğin için” gösterilen özen, hâlâ devam ediyor mu bilemem ama yıllarca altına gizlendiğin “medya” örtüsü, bu gerekçeli karar ile kalkmıştır. 

Övünç duyduğun darbe destekçiliğinin hesabını vereceksin. 

Lütfen sağlığına dikkat et ki, “ABD’nin diğer çocukları” gibi sen de hapisten yırtma...