Altındağ: Güçlü bir siyasi yapı en büyük şansımız

Başarılarıyla gündemden düşmeyen bir isim... 

İnşaattan turizme, bilişimden medya sektörüne kadar pek çok alanda kendini ispatlamış genç bir işadamı Emre Altındağ... 

İş yaşamında ki bu başarısını şimdi de sivil toplum alanında sürdürüyor. Altındağ, Türkiye’nin en önemli sivil toplum kuruluşlarından birisi olan Ankara Genç İş Adamları Derneği’nin (ANGİAD) Başkanlığını yürütüyor. Bu hafta iş tecrübelerinden yararlanacağınız, yaşam öyküsünden ilham alacağınız, samimi sohbetiyle Emre Altındağ’ı sayfamıza konuk ettik. Kendisini daha yakından tanıyacağımız bu hoş sohbetle sizleri baş başa bırakıyoruz.

Birçok işin başarıyla üstesinden gelen bir işadamı olarak sizi tanıyabilir miyiz? Emre Altındağ kimdir?

“1980 yılında Diyarbakır’da dünyaya geldim. İlkokulu Diyarbakır’da, ortaokul ve liseyi Ankara’da okudum. Yüksek öğrenimimi iki ayrı üniversitede tamamladım. Dicle Üniversitesi Maden Mühendisliği ve Çankaya Üniversitesi İşletme bölümü mezunuyum. Evli ve bir kız çocuğu babasıyım.”

ÜLKE EKONOMİSİ İÇİN VARGÜCÜMÜZLE ÇALIŞIYORUZ

İş hayatına atılma sürecinizden biraz bahseder misiniz? 

İnşaat, turizm, bilişim, akaryakıt, tarım, AVM ve medya sektörlerinde hizmet veren Altındağ Grup’un ortaklarındanım. Şirketimiz bir aile şirketidir. Bölge ve ülke ekonomisine katkı sunmak için var gücümüzle çalışıyoruz. 2003 yılında 7. Dönem Yönetim Kurulu Başkanı Murat Aydeniz’in daveti üzerine Ankara Genç İşadamları Derneği (ANGİAD)’a üye oldum. Şimdi Genel Başkanlığını yaptığım derneğimizde, 9. Dönemde Genel Sekreterlik, 10. ve 11. Dönemde Başkan Yardımcılığı, 12. Dönemde ise Başkan Vekilliği görevlerinde bulundum.”

ANGİAD BİR OKUL GİBİ

 Uzun yıllardır içinde bulunduğunuz dernek yaşantısı size neler kazandırdı?

“Öncelikle ANGİAD gibi kuvvetli bir yapıya başkanlık etmekten onur duyduğumu belirtmek isterim. Dernekçilik her şeyden evvel bir gönüllülük işidir. Maddi ve manevi fedakârlıklar ister, karşılıksız çok çalışmayı ister. Ülkemizin en önemli STK’larından ANGİAD da bugüne kadar önemli çalışmalar yapmış, güçlü bir yapıdır. Bende bu güçlü yapıda yıllarca görev aldım. ANGİAD bana kişisel hayatımda ve meslek yaşantımda çok büyük kazanımlar sağlayan bir okul oldu diyebilirim. Bu güne gelene kadar edindiğim tecrübe inanıyorum ki, bundan sonraki sosyal ve ekonomik hayatıma da ışık tutacaktır.”

AR-GE’YE BÜYÜK ÖNEM

ANGİAD olarak AR-GE çalışmalarına büyük önem veriyorsunuz. Bunu biraz açar mısınız?

“Türkiye’nin küresel ekonomideki yeri için AR-GE çalışmaları ve inovasyon çalışmaları vazgeçilmez bir öneme sahip. Turizm, hizmet, sanayi ve ticaret sektörlerinin yanında günümüzde önemi artarak devam eden inovasyon çalışmalarının da Ankara’da yükselen bir değer olarak hak ettiği noktaya çıkarılması gerek. Ankara’mız ve bölgemiz, mevcut ekonomik koşulların çok daha ilerisinde bir yere gelebilecek potansiyele sahip. Bugün İç Anadolu Bölgesi olarak Türkiye’deki üniversitelerin yüzde 20’sini barındırıyoruz. Bölgemizdeki AR-GE çalışmalarının artarak devam etmesi kalkınmanın ve bölge ekonomisinin itici bir güce sahip olmasını sağlayacak. Bu çalışmaların yüzeysel araştırmalarla sınırlı kalmayıp radikal bir boyut kazanması beraberinde sanayi ve hizmet sektörlerinin küresel anlamda öncü bir konuma yükselmesini sağlayacaktır. Artık teknolojik inavasyonda radikal gelişmelere açık bir bölge ekonomisine sahibiz. Eğitim ve hizmet alanlarındaki AR-GE çalışmaları ile de bu potansiyeli sonuna kadar kullanmalıyız.” 

BAŞARININ SIRRI ÇOK ÇALIŞMAKTA

ANGİAD’’ın başarısındaki sır nedir?

“ANGİAD büyük bir yapı ve özellikle rol model olma özelliği taşıyan bir özelliği var. Kurulduğu günden beri bu ayrıcalığı artarak devam ediyor. Öncelikle sorunlara yaklaşımımız diğer yapılardan farklı. Biz sorunun çözümüne odaklı hareket ediyoruz. Diyoruz ki bu sorunu çözmek için önce biz taşın altına elimizi koymalıyız. İkinci fark yaratan konu ise ANGİAD’ın seçim süreçleri olmuştur. Büyük rekabet ve heyecanla geçen her ANGİAD seçiminden çok güçlü yönetimler çıkmıştır. ANGİAD’ı farklı kılan başka bir özellik de sürekli kendini geliştiren farklı alanlarda çalışmalar yürüten bakış açısıdır. Bu bakış açısı her seferinde farklı bir büyümeyi ANGİAD’a taşımaktadır.”

REFAH İÇİN EĞİTİM SEVİYESİNE BAKINIZ

Hayatta en çok öncelik verdiğiniz konu nedir?

“Ben eğitimi çok önemsiyorum. Bir ülkenin refah seviyesini görmek istiyorsanız önce eğitim kalitesine bakmalısınız. Eğitimin kalitesini ise eğitim veren kurumların politikası belirler. Bu politikanın içinde eğitim-öğretim dışında da etkinlikler varsa, işte o zaman kaliteyi yakalamak kaçınılmaz olur.”

Girişimcilik konusunda neler dersiniz?

“Az önce ‘Ülkelerin refah seviyesini, eğitim kalitesi belirler’ dedim. Ülkelerin refah seviyesini belirleyen bir diğer çok önemli unsur ise girişimciliktir. Biz bu konuda kısmen şanslı bir ülkeyiz. Kısmen diyorum çünkü Türkiye’deki genç nüfus tahminlerin çok üzerinde bir girişimci ruha sahip. Bunun türlü nedenleri var. Öncelikli nedenlerinden biri ise millet olarak değiştiremediğimiz alışkanlıklarımız. Girişimcilik konusunda ailelerimizin düşünce tarzından eğitim sistemimize kadar, pek çok şey saymak mümkün. Ortalık dağılacak, eşyalar kırılacak, çocuğun üstü kirlenecek diye oyun oynamasına izin verilmeyen, ‘başıma icat çıkarma’ uyarılarıyla büyüyen nesillerin, girişimcilik ruhu ölüyor ne yazık ki.” 

GİRİŞİMCİ OLMAKTAN KORKMAYIN

“Girişimci olmaktan korkmayın diyorum. Yaratıcı ve parlak fikirleriniz varsa bunları yaşama geçirme konusunda kararlı olun. Hatalarınızdan ders çıkarın ancak pes etmeyin. Kendinize gelecekle ilgili hedef belirlerken klasik meslekler dışındaki meslekleri de araştırın.”

YENİ BİR PLATFORM ÜZERİNDE ÇALIŞIYORUZ

Yeni dönemde yeni öncelikler olacak mı?

“Üniversiteli gençlerle daha çok iletişimde olacağız. Üniversitelerin liderlik, inovasyon, işletme kulüpleri var. Onları organize edip hem çalışmalarımıza katkı yapsınlar hem de çalışmalarımızı yaysınlar istiyoruz. Bu amaçla bir platform oluşturup düzenli olarak bir araya geleceğiz, platformun adı üzerinde çalışıyoruz.”

ANGİAD Başkanlığı hayatınızı nasıl etkiledi?

“Sosyal hayatımız oldukça azaldı. Eş, dost ve arkadaşlarımızla eskiden olduğu kadar bir arada olamıyoruz çünkü hem çok yoruluyorum hem de seyahatlerim çok zaman aldığı için geri kalan vaktimi ailemle geçirmek istiyorum. Hayatımdaki renkler azaldı. Üstlendiğim görevi çok heyecan verici buluyor ve şevkle yapıyorum.”

Hem önemli bir iş adamı hem de önemli bir STK’nın Başkanı olarak, ekonomideki gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz?

“Türkiye önemli ve tarihi bir süreçten geçiyor. Dünyanın hem ekonomik hem de sosyolojik anlamda yeniden şekillendiği bir zaman dilimindeyiz. Bu şekillenmeden Türkiye’de alabildiğince nasibini alıyor. Şansımız bu değişim sürecini güçlü ve istikrarlı bir yönetimle geçirmemiz. Son dönemde eğer Türkiye bu güçlü yönetimle geçirmeseydi koalisyon veya azınlık hükümetlerine denk gelseydik bugün çok farklı bir Türkiye’yi konuşuyor olacaktık. Bu pencereden baktığımız zaman ekonomideki yaşanan gelişmeleri ben umutla takip ediyorum. Türkiye ekonomisiyle sosyal yaşamı ile geleceğe damga vuracaktır.”

TÜRKİYE BÜYÜKLÜĞÜNÜ KATAR KRİZİNDE GÖSTERDİ

Türkiye’’nin içinde bulunduğu coğrafyada ki değişimi nasıl yorumluyorsunuz?

“Dünyadaki değişimin kalbi, içinde bulunduğumuz coğrafya. Bütün küresel güçler burada hakimiyet kurmak istiyor. Çünkü buradaki enerji koridoru ve doğal kaynakların zenginliğini kontrol etmek istiyorlar. Hiçbir şey yokken bir anda Katar krizini yaşadık. Bir anda değişen dengeler var. Burada altını çizmek istediğim şey ise Türkiye’nin belirleyici rol oynaması. Son Katar krizinde Türkiye tamamen güçlü bir devletin ortaya koyması gereken profili ortaya koydu. Kendi inandığı ve çıkarları doğrultusunda dik bir duruş sergiledi. Bu çok önemli. Bölgesel bir güç olarak artık Türkiye’ye rağmen bu coğrafyada hiçbir şey yapılamaz. Mesaj çok netti. Suriye Irak, Libya ve diğer sorunlu bölgelerde Türkiye kendi stratejisini izliyor. Bu durum biz iş dünyasını da çok sevindiriyor.”

Ülke çapında önemli başarılara imza atmış bir yönetici olarak, sizce dijital itibarın önemi nedir? 

“Hızlı bir yükselişle en popüler iletişim alanları arasında yerini alan sosyal medya, kitleleri ve insanları bir araya getiriyor ve anında etkileşim ortamı sunduğu için de hayatımızın merkezine günden güne yerleşiyor. İşte bu noktada dijital itibar kavramı karşımıza çıkıyor. Dijital itibar, saygınlığın ve güvenilirliğin yeniçağda farklı iletişim kanallarıyla başarıyla devam ettirilmesi sonucunda oluşuyor. Belki de önümüzdeki yıllarda bilinen eski ‘kurumsal itibar’ kavramının önüne geçecek bir öneme sahip olacak.”