23 Nisan 2024 Salı / 15 Sevval 1445

Hayatla diyet uyumu

Beslenme ve Diyet Uzmanı Esra Rahşan Çalışkan, dengeli beslenerek formumuzu nasıl koruyabileceğimizi Star Gazetesi okurları için kaleme aldı. İşte aç kalmadan, fit kalmanın sırları.

20 Ekim 2018 Cumartesi 07:00 - Güncelleme:
Hayatla diyet uyumu

Sevgili okurlarım, size bir soru ile başlamak istiyorum: Yoğun bir hayat koşturmanız ve stresli bir işiniz, akşam yemeklerinde iş bağlayıp, benim gibi gece bebeklerden dolayı nöbet tutup, sabahın köründe uyanıp 15 dakika içinde evden çıkmak zorunda mı kalıyorsunuz? Ya da ‘yemezsen ölümü gör’ diyen bir akrabanız, her diyete başladığınızda önünüze bir davet, bir pasta gibi sabotajları çıkaran bir kaderiniz mi var? Veya tatlı, karbonhidrat, annesinin sarması, Karadeniz’in mıhlaması, Antep’in lahmacunu, Hatay’ın oruğu gibi bir sürü lezzetli yemekler arasında boğuşan bir yurdum insanı mısınız? O zaman söyler misiniz bana nerede fit olmak, nerede 36 beden olmak? 

Böyle iseniz, 3 gün detoks yapalım, akupunktur hemen sonuç verdirir onu deneyelim. Ayşe teyzem ‘akşam yemek yeme’ demişti en iyisi onu dinleyeyim gibi yaklaşımlar kaçınılmaz olur. Çünkü burada bir eksik var; hayatın diyetle uyumu… Aslında çok kolay ve eğlenceli bir dengeleme ile hem sosyal olup hem de fit olabiliriz. 

Bunun için; 

Birinci kural battı balık yan gider psikolojisi yok!

‘Asla bunu yemeyeceğim bir daha’ sözleri artık yok! Bu size mahrumiyet psikolojisi getirip, engel olunamayan kaçamak dürtüsü ile kilo kilo geri gelebilir.

İkincisi, su tüketimi hem tokluk, hem kalori yakımına destek olur. İdrarınızın rengi su gibi olana kadar su tüketmelisiniz.

Gün içindeki mönülerinizi takip edin. Örneğin sabah karbonhidrat dediğimiz topraktan çıkan besinlerden fazla yediyseniz, öğle yemeğinde hayvandan elde edilen protein ağırlıklı bir yemek seçin.

Yukarıdaki maddeyi biraz daha açalım: Sabah kahvaltısı yapamadan çıktıysanız evden, işe giderken en masum fast food yiyeceğimiz olan simit ile peynir tüketebilirsiniz. Öğlen şiş, külbastı gibi bir yemek yiyebilirsiniz.

Sebze ve meyveler olmazsa olmazınızdır. Mutlaka günün her öğününe yeşillik ve meyve ekleyin. Taze meyve sevmem derseniz kuru da olur.

Mıhlama, döner, içli köfte gibi yağı zengin bir besin tüketirseniz, gün içinde ikinci bir yağlı yemek tüketmeyin.

ASLA AÇ KALMAYIN 

Aç kalmak metabolizmayı yavaşlatır ve kilo almayı kolaylaştırır. Asla bunu yapmayın. Yani ‘ben bugün çok yedim artık yemem’ düşüncesine girmeyin. En azından salata, yoğurt gibi besinleri tüketin.

Gece yemek yiyip yatmak yağ yakımını azaltır. Ama oldu ki yaptık, ertesi gün sindirimi daha kolay besinler tüketin. Sebze, yoğurt, yulaf olabilir.

Lahmacun, pide pizza gibi hamur tabanlı bir şey yediğinizde yanında ayran ve bol yeşillik tüketin ki, tokluk hissi uzun süreli olsun. Günün geri kalanında ekmek, pilav, makarna, çorba gibi besinleri daha sınırlı tüketin.

Gün toplantılarına gittiniz, bir sohbet bir muhabbet, yanında da tatlı, börek ne güzel gider değil mi? Böyle bir günde sabah yumurta, az bir miktar ekmek ve peynir tüketin.  Öğlen her besinden mutlaka alın, ama ikinci tabak olmasın! O öğün topraktan gelen besinlerle zenginleştiyse, akşam yoğurt, et, balık, peynir gibi proteinleri yağsız bir salata ile tüketin. Hem yağı hem de proteini dengeleyin.

Çikolata… Tatlı, keyifli ve doyumsuz bir lezzet. Bunu doyumlu hale getirmek için sütlü kahve ile tüketebilirsiniz. Hem şekeriniz hem de ruhunuz dengelenir.

Hayat keyif, hayat sorumluluk, hayat eğlence, hayat sağlık, hayat denge, hayat bir kere… Ve bu da tek bir bedende… O yüzden ruhunuz, bedeniniz ne diyorsa onu dengeli bir şekilde besleyin, besleyin ki kalıcı kilo kontrolü olsun…