19 Nisan 2024 Cuma / 11 Sevval 1445

'Batı’nın insan hakları kağıt üzerinde'

Mayına basarak iki ayağını kaybeden Hoşyar Ali, 28 yıldır gönüllü olarak İran-Irak sınırındaki mayınları temizliyor. Hikâyesi Ayak İzi belgeseline konu olan Hoşyar Ali, “İnsan haklarını korumak mayın üretmek mi?”, “İnsan haklarını savunmak çocukların süt kutularına mayın yerleştirmek mi?” diye soruyor.

GÜLCAN TEZCAN 16 Şubat 2019 Cumartesi 07:00 - Güncelleme:
'Batı’nın insan hakları kağıt üzerinde'

Savaş sadece gerçekleştiği dönemde değil sonrasında da sivillerin canını almaya devam ediyor. 1980-88 yılları arasında yaşanan İran-Irak savaşı sırasında Irak Kürt bölgesine yerleştirilen mayınlar da bu şekilde yüzlerce cana mâl olmuş. 

Halepçe Katliamı’nda ailesini kaybeden Hoşyar Ali Hasan canını değil ama iki ayağını ve çok sayıda yakınını kaybetmiş mayın yüzünden. Ve kendi imkanlarıyla canı pahasına bölgedeki mayınları toplamaya başlamış. 

Hoşyar Ali’nin hikâyesini Ayak İzi adıyla kayda alan ve tüm dünyaya duyuran yönetmen Haydar Demirtaş, belgeselin özellikle ABD’deki festivallerde izleyiciyi şok ettiğini söylüyor. Belgeseli ile insan haklarından söz eden Batı’nın iki yüzlülüğünü ortaya koyan Demirtaş’a ABD’deki 14. Frozen River Film Festivali dönüşü Ayak İzi’ni ve Hoşyar Ali’nin hikâyesini sorduk. 

Ayak İzi adlı belgeselinizle bir kaç gün önce ABD’deydiniz. 

Hangi festivale katıldınız? Nasıl karşılandı?  

2018’de 18. Boston Türk Film Festivali’ne, geçen hafta da 14. Frozen River Uluslararası Film Festivali’ne katıldım. Boston gösterimine gidemedim ama belgeselin güzel tepkiler aldığını biliyorum. O festivalden ödül ile döndük. Bu hafta Frozen River Uluslararası Film Festivali’ndeydim, iki gösterim oldu. Belgesel bittiğinde seyircilerin yüzündeki şaşkınlık görünüyordu. Belgesel şok etmişti hepsini. Arada herkes bana ve Gabriel Oktay arkadaşıma yaklaşıp tebrik ettiler ve ne kadar etkilendiklerini söylediler. 

Belgeselin kahramanı Hoşyar Ali Hasan kimdir? Nasıl tanıdınız onu?  

Hoşyar Ali Hasan; Halepçe Katliamı’nda ailesini kaybetmiş ve hayatını gönüllü olarak mayın toplamaya adamış biri. Irak Kürt bölgesinde yaşayan Hoşyar Ali 28 yıldır İran-Irak sınırına döşenmiş olan mayınları temizliyor. Hoşyar Ali’nin ağabeyleri ve onlarca akrabası mayın patlaması sonucunda hayatını kaybetmiş. Kendisi de mayın toplarken iki ayağından olmuş. Bunların daha fazla yaşanmaması için bireysel bir çaba içerisinde. Canlıların ölmemesi için mücadele ediyor. 

Toplamış olduğu mayınların bir kısmını evinin bir odasında sergiliyor. Onun için tehlike artık ikinci planda. Diyarbakır’da yaşayan gazeteci arkadaşım Mahmut Bozarslan Hoşyar Bey’in haberini yapmıştı. Haberi görür görmez arkadaşımı aradım ve bu konuda kendisinden yardım istedim. Sağ olsun Mahmut iletişimleri kurdu. Belgesel çekimi için Feyzullah Ekin ile beraber Irak Kürt bölgesine gittik. Buradaki yerel idareciler ile halktan da yardım alarak çekimlere başladık. Hâlâ sıkıntılı bir bölgede yaşıyorlar. Ancak hiç çekinmeden bildiklerini, yaşadıklarını anlattı bize. Hangi ülkenin hangi mayınları ürettiğine dair bilgi verdi.

Hoşyar Ali ayaklarını ne zaman kaybetmiş? Hangi dönemde yerleştirilmiş mayınlar? Mayına basıldığında etrafındakilere ne ölçekte zarar veriyor?  

Hoşyar Ali iki ayağını da mayın toplarken kaybetmiş. Bir ayağını ABD mayını ile bir ayağını da İtalyan mayınına basarak kaybetmiş. Mayınlar Baas rejimi sırasında ve Irak-İran savaşı zamanında yerleştirilmiş. Bazı mayınlar vücudun muhtelif yerlerini koparırken bazıları da 200 metre uzaklıktaki insanları öldürecek şiddette. Bilhassa o bölgede yaşayan Kürtlerin ölmesi üzerine planlanmış bir şey bu. 

Mayınların üretildiği ülkelerden bahsederken dünyaya ne söylüyor Hoşyar Ali? 

Mayınları üretenler Çin, İtalya, ABD gibi ülkeler ve bunlar sözde insan haklarından bahsederler. Hoşyar Ali de “İnsan haklarını korumak mayın üretmek mi?”, “İnsan haklarını savunmak çocukların kullandığı süt kutularına mayın yerleştirmek mi?” diye soruyor ve ekliyor: “İnsan haklarını savunan ülkeler sadece kağıt üzerinde insan haklarını savunuyorlar ve ben bunun mücadelesini vermeye devam edeceğim”. Bu nedenle belgeselin dünya çapında insanlara ulaşması gerektiğine inanıyorum. 

Siz bu belgeselin yönetmeni olarak ne düşünüyorsunuz?  

Bu belgeseli çekmeye karar verdiğimde şuna inanmıştım; doğru bir iş yapıyoruz ekip olarak. Zorluklar içerisinde çektik bu belgeseli ama ekibimin bana inanması beni motive etti. Belgesel çekmek zor bir meslektir, Ortadoğu’da savaş bölgesinde belgesel çekmek çok daha zordur. 

Hoşyar Ali’nin çocukları olduktan sonra bu işi bırakmayı düşünmemiş mi?  

Aksine daha çok sahiplenmiş mayın toplamayı.  “Canlılar ölmesin diye iki ayağımı kayıp ettim. İki elimi de kaybetsem bu işin peşini bırakmayacağım” diyor. 

Bu projenin yapımında TRT Belgesel’in rolü  nedir? 

Ajans Ba olarak TRT belgesel için şu anda yayınlanan “Başka Hayatlar” adlı bir dizi belgesel çektim. “Ayak İzi” belgeseli de “Ortadoğu’nun Gözyaşları” adlı ikinci serimizin ikinci bölümü olacak. Bu konuda proje danışmanım Yaşar Öner’e ve TRT belgesel kanal koordinatörü Süleyman Tezgel’e de teşekkür ediyorum. 

Mardin gibi sektörün uzağında gibi görünen bir yerde belgesel çekmek handikap mı ya da tersine bir belgeselci için hazinenin üstünde oturmak mı? 

Üniversiteyi kazandığım gün “Okul biter bitmez Mardin’e döneceğim ve çalışmalarımı Mardin’den yürüteceğim aynı zamanda birilerini yetiştirmek için çaba göstereceğim” demiştim. O sözümü tutuyorum. Tabi ki Mardin’de belgesel sinema işi yapmak zor ama Mardin beni besliyor. Mezopotamya toprakları bana cesaret ve hikaye veriyor. Bu ay 37. belgeselimi bitirdim ve daha fazlasını yapmak için çaba içerisindeyim. 

Ayak İzi’nin festival rotası  

- 18. Boston Türk Film Festivali Belgesel Dalı Mansiyon Ödülü – 2018 –  ABD 

- Eurasia Uluslararası Film Festivali En İyi Belgesel Ödülü – 2018 – Rusya 

- Avustralya Uluslararası Shorts Film Festivali – 2018 – Avustralya 

- Prisma Uluslararası Film Festivali–2018 – İtalya 

- 6. Antakya Uluslararası Film Festivali – 2018 – Türkiye 

- 2. AFSAD Kısa Film Festivali – 2018 – Türkiye 

- 13. Batum Uluslararası Film Festivali – 2018 – Gürcistan 

- Frozen River Uluslararası Film Festivali - 2019 – ABD 

SAVAŞ BİTER GERİYE ACI HİKÂYELER KALIR

Hangi konular ilgi alanınıza giriyor? 

Daha çok yaşanmış hikâyeler ve kaybolmakta olan zanaatları çekiyorum. Şu an ise savaş, savaşın ardında bıraktığı izlerin peşinden gidiyorum. Bir yandan babamın hayat hikâyesini çektim, bir yandan 76 yıl boyunca annesini bir manastırda bekleyen bir dedenin hikâyesini kayda aldım. Irak, İran, Filistin, Suriye ve Lübnan’da belgesel çalışmalarıma devam ediyorum. Her zaman söylediğim bir şey var; savaş olur biter ama ardından bıraktıkları çok acı hikâyeler ve yaşanmışlıklar bırakır. Ben de bir belgeselci olarak ekibim ile beraber bu yaşanmışlıkları kayıt altına alıp insanların izlemesi için çaba gösteriyorum. 

Haydar Demirtaş kimdir 

Senarist / Yönetmen - Haydar Demirtaş, 1984 yılında Mardin’in Kocasırt köyünde doğdu. İlk ve orta eğitimini Mardin’de tamamlayan Demirtaş, Mardin Gençlik ve Kültür Evi’nde BBC tarafından açılan sinema atölyesine ve İstanbul Kültür Üniversitesi’nin Mardin’de düzenlediği sinema workshop’larına katıldı. Burslu olarak girdiği İstanbul Kültür Üniversitesi’nde Sanat ve Tasarım Fakültesi İletişim Bölümünü bitirdi. İlk kısa filmi Gezici Nalbant ve babasını anlattığı ikinci dramatik/ belgesel filmi, Babam Tarih Yapıyorile çeşitli ödüller aldı. 2013 yılında çekmiş olduğu Misafir adlı belgeseli başta Cannes Film Festivali olmak üzere birçok ulusal ve uluslararası film festivallerinde gösterildi ve ödüller aldı.