23 Nisan 2024 Salı / 15 Sevval 1445

'Bize ait olanı unuttuk'

Şehir Tiyatroları’nda sahnelenen Felatun Bey ve Rakım Efendi adlı oyunda rol alan Bekir Aksoy, “Rakım Efendi, Batı’ya değil yanlış Batılılaşma’ya karşı. Kültürünü unutmayı kabul etmiyor. Batılılaşma beraberinde yozlaşmayı da getirdi. Kendimize ait olanı unuttuk. Halbuki bize ait ne kadar güzel şeyler var köklerimizde.” diyor. 

PINAR KARTALMIŞ6 Nisan 2019 Cumartesi 07:00 - Güncelleme:
'Bize ait olanı unuttuk'

Osmanlı’nın son dönemlerinde ‘asrî hayat’ hevesiyle peşinden gidilen ve bugün de kurtulamadığımız batılılaşma hastalığını eleştiren Ahmet Mithat Efendi’nin Felatun Bey ve Rakım Efendi adlı romanı aynı adla oyunlaştırıldı. İstanbul Şehir Tiyatroları’nda sahnelenen eserin oyuncuları Bekir Aksoy, Ayşegül İşsever ve yönetmeni Selçuk Soğukçay’la bu keyifli müzikali konuştuk. 

Türk edebiyatında Batılılaşma’yı eleştiren ilk eser olan Ahmet Mithat Efendi’nin Felatun Bey ve Rakım Efendi adlı romanı tiyatroya uyarlandı. İstanbul Şehir Tiyatroları’nda seyirci ile buluşan müzikal, Batı özentisi, sonradan görme ve hazır yiyici bir züppe olan Felatun Bey ile ailesine düşkün, sorumluluk sahibi, asrî hayatın bütün cazibesine rağmen kim olduğunu unutmayan Râkım Efendi’nin hikâyesini anlatıyor. Selçuk Soğukçay’ın oyunlaştırdığı ve yönettiği oyunda Bekir Aksoy, Arda Aydın, Ayşegül İşsever, Emrah Can Yaylı, Engin Gürmen gibi isimler rol alıyor. 

Oyunun Rakım Efendisi Bekir Aksoy, “Fakir bir ailenin iyi yetişmiş çocuğu. Kendi ayaklarının üzerinde durmuş, eğitimi ve görgüsüyle saygı duyulan, sevilen, dürüst, güvenilir o yüzden herkes tarafından takdir edilen biri.” diye tarif ediyor canlandırdığı karakteri. Arkadaşı Felatun Bey’in aksine aile bağları kuvvetli, mirasyedi değil, çalışıp kendi elde ediyor kazancını. Felatun Bey ile Rakım Efendi’nin Osmanlı’nın son dönemindeki yanlış batılılaşmayı eleştirdiğine dikkat çeken Aksoy, “Çok doğru tespitleri var oyunun. Batılılaşmayı günümüzde de yanlış anlıyoruz. Çok güzel bir geleneğimiz, kültürümüz var. Özbekistan, Taşkent’ten yeni geldim. Harika bir kültür ve unutulmaya yüz tutmuş. Zaten Rakım Efendi de kültürünü unutmayı kabul etmiyor. Batıya değil yanlış batılılaşmaya karşı. Batılılaşma beraberinde yozlaşmayı da getirdi. Kendimize ait olanı unuttuk. Halbuki bize ait ne kadar güzel şeyler var köklerimizde.”şeklinde konuşuyor. 

KÜLTÜRÜMÜZÜ YOK SAYDIK 

Sinan Bengier, Engin Gürmen gibi iki ustayla birlikte sahne alan Bekir Aksoy, “Benim için oyundan çok kulis bir okul gibi. Orada bire bir çok şey görüyor, öğreniyorsunuz. Tam bir eğitim hali diyebiliriz. Kendimi şanslı hissediyorum.” diyor ve ekliyor: “Darülbedayi’de olmak zaten çok güzel. Tabi Şehir Tiyatroları’nda birçok şey size hazır geliyor. Özel tiyatrolar öyle değil, orada her şey size bakıyor. Kostüm, ışık, sahne düzeni, bazen dekoru taşımak bile düşüyor mesela payınıza.” 

Oyunda Yozefino’yu canlandıran Ayşegül İşsever de karakterini şöyle tanıtıyor: “23 yaşında kalkıp yabancı bir ülkeye gitmek zorunda kalmış biri. 26 yaşında eşini kaybediyor ve bir daha evlenmiyor. Belki de tek bildiği şey piyano çalmak ve piyano hocalığı yapıyor.” 

“Benim için aile çok değerli ve önemli bir şey.” şeklinde konuşan İşsever, “Kızım 22 yaşında ve yurt dışında. Düşünüyorum, o oralarda kalmak zorunda olsaydı yabancı bir ülkede ne yapardı, nasıl yaşardı? Bu yüzden çok üzülüyorum aslında oynadığım karakterim Yozefino’ya.” diyor. 

Felatun Bey ve Rakım Efendi’yi sahneye uyarlayan yönetmen Selçuk Soğukçay, oyunda eleştirisi yapılan Batı özentisi, kompleksli hallerin günümüzde de mevcut olduğunu, hiç bitmediğini söylüyor ve ekliyor: “Biz Batı’ya özenirken Batı bizden aldı hep. Kültürümüzü yok saydık. Ahmet Mithat yazmış zaten. İnanın seyirci bile arkadaşlara soruyormuş ‘Oyunda neden yerde yemek yeniliyor? Hâlâ kaldı mı yerde yemek yemek’ diye. Şaşırıyorum bu bizim kültürümüz ve bizden bir şey, Batı bize dört ayaklı masayı dayatırken iyi ama biz yerde yerken değil. Düşünmek lazım bunları.” 

Eseri olduğu gibi sahneye taşıdıklarını, neredeyse hiçbir değişiklik yapmamaya çalıştıklarını da sözlerine ekleyen Soğukçay, dekorda farklı algılara ihtiyaç olduğundan bu sorunu kafesler kullanarak çözdüğünü kaydediyor. 

Felatun Bey ve Rakım Efendi, Nisan ve Mayıs ayı boyunca da İBB Şehir Tiyatroları’nda sahnelenmeye devam edecek.