Şefik Ada: Bu takıların her birinin bin yıllık hikayesi var

‘İnsan kaderiyle sıklıkla, seçmekten kaçtığı yolda karşılaşır’ derler. Tıpkı Eskişehir’de yaşayan ‘antika takıların babası’ olarak bilinen Şefik Ada’nın hikayesi gibi. Şefik Ada, sanata ve el işçiliğine hep merakı vardı. Ama öğretmenliği seçmişti. Tayini 1982 yılında Diyarbakır’a çıktı. Meryem Ana Kilisesi’ne yakın Süryani vatandaşların yaşadığı bir mahalledeki okulda fen bilgisi öğretmenliği yapacaktı. Burada tanıştığı Süryani takı ustaları Ada’nın hayatını değiştirdi. Altı yıl kaldığı Diyarbakır’dan memleketi Eskişehir’e döndüğünde yeteneğini eğitimle geliştirmiş ve takı ustası olmuştu. Şefik Ada bu süreci şöyle anlatıyor: Süryani ustalar ve 1988 sonrası da Eskişehirli ve Alpulu ustalardan gördüklerimi geliştirdim. Anadolu Üniversitesi Kütüphanesi’nden çok faydalandım. Gördüklerimi ve araştırmalarımı deneme-yanılma metotları uygulayarak geliştirdim. Anadolu Üniversitesi’nde takı çalıştığım Deniz Taşçı, Yaprak Büyükerşen gibi hocaların ‘takılar model olarak tek bende olacak başkasında görmeyeceğim’ ısrarlarından sonra tasarım gücümü artırdım. 

ANADOLU MOTİFLERİ BAŞROLDE

Doğaçlama yaparak sürekli yeni tasarımlar ürettiğini anlatan usta “Bütün takılarım birbirinden farklıdır. Bu nedenle biz de ‘Takınız imzanızdır’ deyip işe başladık” diyor. 

1988-1998 arası evde çalışan 1998’den sonra da markası Antikada’yı kuran emekli öğretmen, tasarım süreci hakkında da bilgi verdi: Kişilerden ve bazı iş yerlerinden satın aldığım sikke, kemer tokası gibi eserlerin üzerine, altın ve gümüş işleyerek hayal gücümü de kullanıp bir şeyler yapmaya çalışıyorum. Yaptığımız ürünlerin hepsinde, Hitit, Roma, Bizans, Selçuklu, Osmanlı gibi Anadolu motifleri yer alıyor. ‘Geçmişin izlerini geleceğe taşımak’ diye bir slogan kullanıyoruz. Kişiye özel yüzük, kolye ve küpe tarzı eserler üretiyoruz. 

PARMAK İZİ GİBİ KİŞİYE ÖZEL TAKILAR

Kişilerin kendini özel hissetmesini sağlamak için takıların bir eşini daha yapmadığını anlatan Ada, bugünden yarına antika olabilecek antika eserleri kişiye özel modernize ederek tanıtmaya ve sevdirmeye çalıştıklarını dile getirdi. El işçiliği yaptıklarını, dövgüler kullandıklarını, astarları şekillendirmeye çalıştıklarını vurgulayan emekli öğretmen Şefik Ada, “Yaptığım bu işleri herkes yapabilir, ama tasarım yapmak farklı, ben tasarım yapıyorum, geçmişteki şeyleri bugüne taşımaya çalışıyorum” ifadelerini kullandı. Geçmişe sahip çıkmak gerektiğini ifade eden Ada, sadece takı sanatıyla değil, bakırla, kilimle, yemekle geçmişimize sahip çıkmalıyız. Geçmişimizi bilmiyorsak geleceğimizin olacağını zannetmiyorum. Geçmişteki geleneksel sanatları unutturmamalıyız. Eğer biz sahip çıkmazsak başka ülkeler sahip çıkar, o zamanda değerlerimiz yok olur gider” diyerek sözlerini noktalıyor.