25 Nisan 2024 Perşembe / 17 Sevval 1445

Büyük Çayır ziyaretçilerini bekliyor

“Eskiden kaça ayrıldığını bilirdik çayırların, adlarını ezbere sayardık: fırtınanın çayırı vardı örneğin, öğlenin çayırı vardı, kesik çayır vardı. Şimdi yoklar! Onları geri çağırmanın bir yolunu bulmalıyız.”

Ali Demirtaş18 Ağustos 2018 Cumartesi 07:00 - Güncelleme:
Büyük Çayır ziyaretçilerini bekliyor

Büyük Çayır ne demek? Üzerinde gür ot biten düz, geniş ve nemli yer mi? Yoksa 2018 yılında, İstanbul’da, 2 Ağustos-15 Eylül tarihleri arasında, 14 mekân ve mecrada, 29 sanatçı ve kolektifin katılımıyla gerçekleşen, Norgunk’un düzenlediği çağdaş sanat etkinliği mi? Bu sefer ikisi de. “Eskiden kaça ayrıldığını bilirdik çayırların, adlarını ezbere sayardık: fırtınanın çayırı vardı örneğin, öğlenin çayırı vardı, kesik çayır vardı. Şimdi yoklar! Onları geri çağırmanın bir yolunu bulmalıyız. Yeni sözcükler, yeni seslenme biçimleri icat etmeliyiz bunun için, yeni formlar, yeni hız ve yavaşlık ilişkileri. Bunu yapabiliriz, bu mümkün! Biz bütün çayırlar, Büyük Çayır’da buluşabiliriz!” diye anlatıyor Norgunk. Ve bu güzel yaz aylarında herkesi 14 mekânda 29 sanatçının eseriyle yani sanatla buluşmaya davet ediyor.

ÇEVRE-SANAT İLETİŞİMİYLE TARTIŞMA ORTAMI

Büyük Çayır şunları merak etti: ‘Yazın, Ağustos ayında, şehrin boşaldığı, özellikle çağdaş sanat etkinlikleri bakımından iyice durgunlaştığı bir dönemde, sanat ortamını, sanat mekânlarını harekete geçirmek mümkün olabilir mi? Sanatçılar, kolektifler, alternatif sanat mekânları bir araya gelerek sponsorsuz, logosuz, billboard’suz bir çağdaş sanat etkinliğini elbirliğiyle doğurabilirler mi? Sanatı üretmenin, paylaşmanın, tartışmanın bağımsız mecralarını yaratmak, icat etmek, inşa etmek söylendiği kadar zor mu?’ sorularına yanıt arayan sergi, İstanbul’da olan ve yaz aylarını sanatla geçirmek isteyenler için oldukça dikkat çekiyor. Mekân ve sanatçı sayılarının fazlalığıyla da ziyaretçilerine gerek lokasyon anlamında gerekse içerik bağlamında geniş bir perspektif sunuyor. Farklı biçimsel formatlarda onlarca eserin yer aldığı sergi, adı ve sanatçıların çalışmaları ile çevre-sanat ilişkisine verimli bir zemin hazırlıyor. Serginin çağrısı ise şu: “Doğaya dönmek kestirimciliğinden ziyade, doğada ve/veya şehirde ne zaman hızlanıp ne zaman yavaşlamak gerektiği üzerine düşünmek ve tartışmak.”

14 MEKÂNDA 29 SANATÇI

Sergide; Murat Akagündüz, Meriç Algün, Larissa Araz, Can Aytekin, Bandrolsüz, Silva Bingaz, Selim Birsel, Onur Ceritoğlu, Collective Çukurcuma, Antonio, Cosentino, Sinem Dişli-Ege Kanar, Peter Downsbrough, Nermin Er, Ayşe Erkmen, İnci Furni, Özlem Günyol-Mustafa Kunt, Sibel Horada, Cem İleri, Sinan Logie, Yasemin Nur, Lara Ögel, Karin Sander, Sarkis, Heinz Peter Schwerfel, Merve Ünsal, Seçil Yersel, Derya Yıldız gibi yerli ve yabancı sanatçı ve kolektifler yer alıyor. Bu sanatçıların çalışmaları ise Ariel, Ark Kültür, BAS, Bilsart, Gon, Komşuköy, Manifold, Mars İstanbul, Masa, Öktem Aykut, Poşe, Riverrun, Rob 389 Beyoğlu, Rob 389 Galata mekân ve mecralarında sanatseverleri bekliyor.