24 Nisan 2024 Çarşamba / 16 Sevval 1445

Diyetin kusursuz matematiği

Vücut sistemimiz kusursuz bir dengeden oluşuyor. Tıpkı kainat gibi bedenimizin işleyişi de matematiksel bir sisteme dayalı. Doğadaki her besinin sağlık için karşılığı var. Bu besinler doğru oranda alındığında faydası çok, zararı yok. Dengeye ihanet eden ise bizleriz. Aşırılıklarımız kusursuz dengeyi bozuluyor, fazla kilo ve hastalık riski baş gösteriyor.

MURAT TOPOĞLU20 Mayıs 2017 Cumartesi 07:00 - Güncelleme:
Diyetin kusursuz matematiği

Bedenimiz sağlıklı yaşam için kusursuz bir denge kurmuş. Üç ana besin grubu olan karbonhidrat, yağ ve proteinlerin alımı, vücut için gerekli olan enerjiyi sağlıyor. Kişinin enerji alımı ile tüketimi eşit ise, vücut ağırlığı sabit kalıyor. Aşırı beslenme sonucu enerji alımı, tüketimden daha fazla olursa, fazla enerji yağ olarak depolanır ve vücut ağırlığı artıyor. Tam tersi olan negatif enerji durumunda ise vücut ağırlığı azalır ve açlık gelişiyor. Besinler farklı oranlarda protein, karbonhidrat ve yağ içerdikleri için, besinler arasında uygun bir denge gözetilmesi kaçınılmaz oluyor. 

BESİNLERDEKİ ENERJİ

Bir gram karbonhidrat okside olduğunda, 4.1 kalori açığa çıkıyor. Bir gram yağdan çıkan enerji 9,3 kaloridir. Bir gram proteinin oksidasyonu sonucu ise, 4.35 kalori enerji çıkıyor.

Fakat bu maddelerin gastrointestinal kanaldan emilimleri değişiklik gösteriyor. Karbonhidratların yüzde 98’i, yağın yüzde 95’i, proteinin yüzde 92’si emiliyor. Bu emilim oranları göz önüne alınınca, fizyolojik olarak kullanılabilen enerji miktarları şöyle:

Karbonhidrat 4 kalori, yağ  9 kalori, protein 4 kalori. Günlük enerjinin yüzde 15’ini proteinlerden, yüzde 40’ını yağlardan, yüzde 45’ini karbonhidratlardan sağlanıyor. Gelişmemiş ülkelerde, bu oran, karbonhidratlar lehine, protein ve yağ aleyhine bozuluyor. Geri kalmış ülkelerde, protein ve yağdan alınan enerjinin yüzde 15-20’yi geçmediği görülüyor.Bir erişkin için ortalama günlük protein ihtiyacı, 30-50 gram. Günde 20-30 gram vücut proteini yıkılarak vücudun diğer kimyasal maddelerinin yapımında kullanılıyor. Yıkılan proteinin yerine konması için gerekli olan proteinin diyetle alınması gerekiyor. 

KARBONHİDRATLARIN ÖNEMİ

Bazı proteinler, esansiyel aminoasitleri yeteri kadar içermezler ve yıkılan proteinleri yerine koymak için kullanılamazlar. Böyle proteinlere kısmi proteinler deniliyor. Eğer diyette fazla olarak ‘kısmi’ protein alınıyorsa, protein ihtiyacı artıyor. Genellikle, hayvansal proteinler daha ‘tam’, bitkisel proteinler daha ‘kısmi’ proteinler. Örneğin, mısır proteininde, triptofan hiç bulunmaz. Bu nedenle, başlıca protein kaynağı mısır olan yörelerde yaşayanlarda, triptofan eksikliğine bağlı olarak, Kwashiorkor sendromu sık görülüyor.

Diyette bol miktarda yağ ve karbonhidrat bulunur, enerjinin de büyük kısmı bunlardan sağlanıyor. Bu yüzden bunlara ‘protein koruyucular’ deniliyor. Açlık durumunda, karbonhidrat ve yağlar tüketildikten sonra, enerji için hızlı bir şekilde protein depoları tüketiliyor.Yemeklerden hemen sonra metabolize edilen besinin hemen tümü karbonhidratlardır. Yemekten yaklaşık 8-10 saat sonra, vücut karbonhidrat depolarının tamamını kullanıyor, açığı yağ depolarını kullanarak kapatıyor. Karbonhidrat kullanımı için insülin gerekli. Bu nedenle, tedavi edilmemiş Diabetes Mellitus’ta, karbonhidrat tüketimi, son derece az görülüyor.

 METABOLİZMA HIZI NEYE GÖRE DEĞİŞİR

Vücut metabolizması, basitçe vücut hücrelerindeki tüm kimyasal reaksiyonları ifade ediyor. Metabolizma hızı da, tüm bu kimyasal reaksiyonlarda ısının serbestlenme hızını gösteriyor.

Isı, vücutta serbestlenen tüm enerjinin son ürünü. Alınan enerjinin yalnızca yüzde 27’si hücrelerin işlevsel sistemlerine ulaşıp kalan büyük kısmı, protein metabolizması, kas aktivitesi ve çeşitli organlarla dokuların aktiviteleri sonucu açığa çıkan ısıya dönüşüyor. Bu yüzde 27’lik enerji de sonuçta yine ısı haline dönüyor. Isı birimi olarak 1 kalori, 1 gram suyun sıcaklığını  bir derece yükseltmek için kullanılan enerjidir, ‘c’ harfi ile belirtiliyor. Enerji metabolizmasında kullandığımız kalori ise, ‘C’ harfi ile ifade edilip kilokalori olarak biliniyor, bin kaloriye eşitleniyor. Bu bilgiden yola çıkarak belirli bir zaman içinde tüketilen oksijen miktarı hesaplanıp metabolizma hızını ölçmek mümkün hale geliyor.