20 Nisan 2024 Cumartesi / 12 Sevval 1445

Düğün dernek kolay iş mi

Birbirinizi sevdiniz, tanıdınız ve muhteşem bir evlenme teklifine “evet” dediniz. Peki başınıza neler geleceğinden haberdar mısınız? Türk gelenek ve göreneklerine uygun bir evlilik gerçekleştirecekseniz kız istemeden düğüne kadar zorlu ama keyifli bir yolculuk sizi bekliyor.

FATMA ERSOY 24 Şubat 2018 Cumartesi 07:00 - Güncelleme:
Düğün dernek kolay iş mi

Sevdiğiniz insanla hayatınızı birleştirmeye karar vermenizle birlikte evlilik hazırlıkları gündeme gelir. Ama bu süreç sadece ‘kız isteme’ ve ‘nişan’ merasiminden ibaret değildir. Şehir hayatında iyiden iyiye uzaklaştığımız her yörenin kendine özgü gelenekleri bu ‘başlangıç’ törenlerini daha da özelleştirir. Kız isteme, söz kesme, bohça, nişan, kına, gelin hamamı, düğün derken liste uzayıp gider. Tüm bu gelenekleri ve daha fazlasını yeni nesiller için bir kültürel hizmet olarak derledik.

Hayaller Hollywood gerçekler 40 kişilik kız isteme: Filmlerde gördüğünüz yıldırım nikâhını kolektif Türk toplumu yemez. Unutmayın söz merasimi, aslen iki ailenin tanışmasıdır. Öncelikle ailesini yanına alan, jilet gibi giyinmiş delikanlı elinde çiçeğiyle çikolatasıyla, kız tarafının evine gider. Ailenin erkek tarafından büyüğü “Allah’ın emri, Peygamberin kavliyle” kızı ister. 

Damat kahvesi hastanede bitmezse sıra söz yüzüğünde: Eğer kız tarafı, teklifi uygun görürse kahveler ikram edilir. Tam bu esnada damada meşhur tuzlu Türk kahvesi verilir. Bazı gelin adaylarının bu geleneği abartıp müstakbel eşlerini hastanelik ettiği vaki. Efendi efendi tuz, şeker ya da kararında pul biber katın! Geline ve damada söz yüzükleri takılırken, dindar bir aile ise dua, seküler ise mutlu bir birliktelik konuşması sonrası kurdele kesilir. Bekâr ve evde kalmışlara kurdeleden birer parça verilir. Unutmadan alyanslarınızı nişan töreninizde takacağınız için söz yüzükleriniz manevi bir anlam taşır. 

Günümüze kadar şanını sürdüren nişan bohçası: Söz kesilirken aileler çoğu kez nişanın ne zaman yapılacağını da belirler. Nişan öncesi mutlaka damadın ailesi geline ve gelinin ailesi de damada alınan hediyelerle bir bohça hazırlar. Gelin ve damadın çoğu kez hayatında bir kez bile kullanmayacağı ama adet yerini bulsun diye alınan hediyeler olabildiğince süslü ve gösterişli bir sandığa yerleştirilir. 

Nişanı kız tarafı düşünsün: Evler küçüldüğü ve aile fertlerinin bir araya gelmesi zorlaştığı için nişan törenleri olabildiğince yakın akrabaların katılımıyla gerçekleşir. Elbette Anadolu’da daha yoğun katılım özellikle takı merasimi için tercih sebebidir. Nişan töreninin prodüksiyonundan kız tarafı sorumludur. 

Kına yakmadan olur mu: Düğünden birkaç gün önce kına gecesi düzenlenir. Şimdilerde gelin adaylarının pek de hoşlanmadığı ‘kına yakma’ eğlenceli kısmının hatrına yaşatılan bir gelenektir. Yöre farkına göre kıyafet ve müzik tercihleriyle konsept değişir. ‘Hem ağlarım hem giderim’ modundaki gelin kına yakılırken avucunu açmaz. Kayınvalidenin gönlünden kopan bir altın ile sorun çözülür. 

Acı ve neşenin aynı anda hissedildiği düğün töreni: Son sınav ise düğündür. Beline kırmızı kuşağı takılmış gelini almak için kız evine gelen damadı bir sürpriz bekler. Kız tarafından işgüzarlar gelini odaya kilitleyip çeyiz sandığının üzerine oturarak damattan ilk bahşişleri koparırlar. Aile fertleri ile hüzünlü vedalaşmanın ardından düğünün yapılacağı yere kadar gelin ve damada eşlik etmek üzere akrabalar uzun bir araç konvoyu oluşturur. Kornalar eşliğinde şehir turu atılırken sıklıkla aracın önü kesilir ve bahşiş istenir. Evde verdiği bahşişlerin fırtına öncesi sessizlik olduğunu anlayan damat, pastacıya, fotoğrafçıya, davulcuya, zurnacıya para yetiştirmeye çalışırken, bir süre sonra otomatik bir şekilde 20’lik, 50’lik dağıtmaya başlar. Tabii cebi boşalan damadın en mutlu anı takı töreninde ise uzatılan eller saygıyla öpülür, fotoğraflar çektirilir, çeyrek altınlar, bilezikler birbirini kovalar. 

İlginç evlilik adetleri

- Afyonkarahisar’da çay boş yere demlenmez: Kız isteme sırasında çay kahve servisi yapılmıyor ve sadece su ikram ediliyor. Eğer kız verilirse, erkek tarafı çaya davet ediliyor. Nişanda ise damadın annesinden gelini isteme konuşmasını bir kez daha yapması bekleniyor. Bu istemenin ardından ikramlar geliyor ve kutlamalar başlıyor. Kayınvalide ‘ilk günden yüz göz olmamak için’ elini öpen gelini kutlamıyor. 

- Adana’da keskin nişancılık ve atletizm şart: Kına gecesine giderken yolda durdurulan damattan, yüksek bir ağaç dalına konulan yumurtaları vurması istenir. Vuramazsa, kız tarafı kendisine ceza verir. Buna karşılık çeyiz damat evine götürülmeden önce damat tarafı çeyizden bir yastık kaçırır. Kız tarafının gençleri ise onu kovalar. Bahşişi ise yastığı damada yetiştiren kapar. 

- Aydın’da evin yoksa evlenemezsin: Kesin bir kural var: “Evi olmayan erkeğe kız verilmez.” Pazartesi başlayan düğünlere ‘ön düğün’, cuma başlayanlara ‘ters düğün’ deniyor. Damat gelini para, buğday, şeker ve pirinç serperek karşılıyor.

- Çorum’da ekonomi düğün bahşişleriyle dönüyor: Gelinin evinden alınarak damat evine getirilmesi sırasında da bir dizi düğün adeti gerçekleştiriliyor. Gelin evinde gelinin yakınları tarafından bahşiş alınmadan kapılar açılmıyor. Damat evine gelindiğinde kayınvalide, gelinin bütün kötü huyları böyle kırılsın diye kapının önünde bir güzel çömlek kırıyor. Gelin eve yağ gibi yayılsın diye kapının önüne yağ dökülüyor.

- Diyarbakır’da gelin koyun postuyla uysallaştırılıyor: Gelin yeni evine girerken ayağının altına post seriliyor. Bunun nedeni gelinin koyun gibi uysal olması.

- Erzurum’da görevimiz tehlike: Düğünde damadın evliler tarafından kaçırılması, sağdıcın damadı kurtarmak için kaçıranlara ziyafet sözü vererek pazarlık yapması ve damadın serbest bırakılması aksiyon filmlerini anımsatsa da aslında bir düğün adeti. 

- Kastamonu’da kısmetiniz ayakkabıya bağlı: Kız istenmeye karar verildiğinde evin en iyi huylu kişisi ayakkabısını sallayarak ayağından atıyor. Düz düşerse evliliğin uğur getireceğine inanılıyor.

- Kırklareli’nde geline karşılık tavuk isteniyor: Düğün günü erkek tarafı kız evine gelin almaya gittiğinde yanında canlı tavuk götürür ve gelinin evine/bahçesine bırakır. Gelinin ailesi evlerinden bir can çıktığını düşünerek yerine bir can gelmesini (tavuk) ister. 

- Sivas’ta evlenmeden önce iki kez düşünün: Damat tarafı kızı istemek için yakın akraba, komşu ve mahallenin imamından oluşan bir kalabalıkla ile kız evine gider. Kızın istenmesi ve verilmesinin ardından çay kahve ikram edilir. Söz kesme gecesinde kız evinden çay bardağı, fincan gibi eşyalar çalan misafirler, ertesi gün damat adayına vererek hediye ya da ziyafet ister. Aynı şekilde düğün masraflarının tamamını erkek tarafı karşılar. Gelinin alınacağını haber vermeye gelen kişi eğer görevini hissettirirse; elleri bağlanıp boynuna tezek asılarak eşeğe ters bindirilerek tüm köyde dolaştırılır.