25 Nisan 2024 Perşembe / 17 Sevval 1445

Genç: Dünyevi hırslari mizahi dille anlatıyoruz

Kültür ve sanat alanında genç bir bakışın çalışmalarını kişilerle buluşturan KarArt Kültür Sanat Merkezi, ‘İki Efendinin Uşağı’ isimli oyun ile tiyatro tutkunları ile buluşuyor.

GİZEM TÜMBAY KOÇAK 18 Şubat 2017 Cumartesi 07:00 - Güncelleme:
Genç: Dünyevi hırslari mizahi dille anlatıyoruz

Birbirinden çok etkinlikle sanatseverlere geniş bir yelpaze sunan oyunu Yapımcısı Osman Genç ve Yönetmeni Özlem Turhal de Chiara’dan dinledik. Geleneksel mizah anlayışına vurgu yaptıklarını söyleyen Genç sözlerine şöyle devam ediyor; Yazıldığı dönemden günümüze, tiyatroya hoşça vakit geçirmek için gidenlerin ve insanın para, güzellik gibi dünyevi hırslarının başına neler açabileceğini mizahi bir diller anlatıyoruz.

‘İki efendinin Uşağı’ oyunu için bir araya gelmeye nasıl karar verdiniz?

Osman Genç: Geçtiğimiz sezon hazırladığımız    Hz. Ömer’in hayatını konu edinen oyun, seyircilerimiz için farklı bir sunum içeriyordu. Gerek dil gerekse üslup bakımından, ön yargıları da egale eden bir oyun ortaya çıkarmıştık. Bu sezon, bir komedi arayışı içine girip bizim kültürümüze de yakın mizah unsurları taşıdığını da bildiğimiz Commeddia Del Arte tarzı Goldoni’nin ‘İki Efendi’nin Uşağı’ oyununu sergilemeye karar verdik.

Carlo Goldoni’nin usta kaleminden ortaya çıkan bu oyun için nasıl bir hazırlık süreci geçirdiniz?

O. G.: Bizim geleneksel tiyatroda ‘Kanava’ dediğimiz temel tekst vardır. Doğaçlama bu temel metin üzerinden yapılır. Aslında Commedia Del Arte tarzı oyunlar da bu biçimde yazılmış. Bu nedenle, seyircimizin geleneksel mizah algısına uygun bir oyun sahnelemek istedik. Bu çerçevede, oyunculuk bakımından bu tarza uygun oyuncuları bulmak da son derece önemliydi. 

Oyun tiyatro tutkunlarına neler anlatıyor?

O. G.: ‘İki Efendi’nin Uşağı’ aşk ve evlilik etrafında dönemin farklı tiplerini sahnede buluşturan bir gülmece. Zengin bir adam olan Pantolone, kızı Clarice’i doktor Lombardi’nin oğlu Silvio ile evlendirmeye karar verir. Fakat kızın öldüğü sanılan nişanlısı Federigo Rasponi’nin geri gelmesi bütün planları suya düşürür. Ancak plan içinde plan, kurgu içinde kurgu vardır. Karışan işler, oyunun sonuna doğru tatlıya bağlanır, tiplerin düştüğü komik haller, gülmecenin konusunu oluşturur. Yazıldığı dönemden günümüze, tiyatroya hoşça vakit geçirmek için gitmek isteyenlerin ve insanın para, güzellik gibi dünyevi hırslarının başına neler açabileceğinin mizahını görmek isteyenlerin bu oyunu tercih edeceğini düşünüyoruz. 

Geleneksel motifleri de içinde barındıran bir oyun, seyirciden nasıl tepkiler alıyorsunuz?

O. G.: Aslında geleneksel mizah öğelerini öne çıkaran ‘İki Efendi’nin Uşağı’, günümüze uyarlanan bir oyun oldu. Bu çerçevede, salondaki seyircinin güldüğünü görmek, bizim de yüzümüzü güldürüyor. Farklı şehirlerde, farklı semtlerde seyirciyle buluşmak ve doğaçlama esasına uygun olarak sahnelediğimiz bu oyunla, onlara seslenebilmek, bizim için de farklı bir deneyim. Çünkü mizahın genel ilkeleri olsa da, yerel özellikler taşıdığını düşünüyoruz. Bu özellikleri ıskalamadan, öne çıkararak, seyircilerimizin yüzünü güldürmek ve onlara bir tebessüm ettirmek amacıyla hareket ediyoruz. 

İZLEYEN VE İZLENİLEN, ACI VE NEŞE YER DEĞİŞTİRİYOR

‘İki efendinin Uşağı’ için nasıl bir çalışma hazırladınız?

Özlem Turhal de Chiara: Ben oyuncuyum. Bir oyuncu olarak ilk profesyonel yönetmenliğimde oyuncunun alanını gözetmeye öncelik verdim. Beraber çalıştığım tüm aktörlere provaların ilk gününden itibaren oyuncu kimliklerinin, yarattıkları karakterle omuz omuza gideceğini ve alanlarını genişletmek istedikleri kadar genişletebileceklerini söyledim. Öyle de yaptılar. ‘İki Efendinin Uşağı’ klasik bir Commedia Dell’Arte eseri. Geleneksel Türk tiyatrosu unsurlarını oyunun kurgusuna yerleştirdik. Zaten halklarının da benzerliği gibi bu iki tür de birbirlerine paralel. Bizim oyunumuzda da hem Karagöz-Hacivat var hem Verdi’den Arya. Yine bir halk ritüeli olan Capoeira’yı da oyuna serpiştirdik. Zaten potansiyelleri çok yüksek oyuncular var oyunda, şarkı söylüyor, dans ediyor, Capoeira yapıyor, enstrüman çalıyorlar.