25 Nisan 2024 Perşembe / 17 Sevval 1445

Elimizdekinin değerini ne zaman anlayacağız?

Dünyanın en değerli müzelerinden biri olan Gaziantep Zeugma Mozaik Müzesi’ndeyiz. İki bin yıllık bir tarih var önümüzde, muhteşem bir enerji yayıyor eserler. Sergilenen mozaiklere göz ucuyla bakıp geçen ama ‘ben buradayım’ demek için bu nadide eserlerin üstüne flaş patlatan ziyaretçiler arasında müzeyi gezmeye çalıştık! Kafamızda elimizdekinin değerini neden bilemediğimize dair binbir soru ile de döndük.

BÜŞRA UĞRAŞ26 Mayıs 2018 Cumartesi 07:00 - Güncelleme:
Elimizdekinin değerini ne zaman anlayacağız?

Türkiye’nin her bir karışı tarih kokar. Anadolu toprağında ne kadar derine inerseniz karşınıza o kadar güçlü bir imparatorluğun kalıntısı çıkar. Geçen hafta Türkiye’nin ve hatta dünyanın en önemli müzelerinden birini ziyaret etme fırsatı bulduk. Gaziantep Zeugma Mozaik Müzesi’nde M.Ö. 300’de Büyük İskender tarafından ‘Selevkia Euphrates’ adıyla kurulan Zeugma Antik Kenti’ne ait çok nadide mozaikler ve kalıntılar, muhteşem bir ambiyans eşliğinde sergileniyor. Gaziantep seyahatimizi fırsat bilip biz de müzeyi gezdik. Tabii müze gezmenin ‘adabına’ henüz nail olamamış insanlardan imkan bulabildiğimiz kadar! Eserlere saygı göstermeyen, tarihlerini öğrenmek yerine yalnızca fotoğraf çekme derdine düşen, bencilce diğer ziyaretçileri rahatsız eden güruh son derece büyük bir hayal kırıklığı oldu. Öyle ki bir süre sonra kalıntıları incelemek yerine insanları takip eder halde bulduk kendimizi! Hep sahip olduğumuz değerlerin kıymetini bilememekten yakınıyoruz. Hatta korunmaya çalışılanlara da zarar vermekten çekinmiyoruz! Dilerseniz henüz müzeyi gezme fırsatı bulamayanlar için Zeugma Mozaik Müzesi turu yapalım önce. Sonra gözlemlerimizden yola çıkarak müze gezerken nelere dikkat edilmesi gerektiğini hatırlatalım.

EN NADİDE MOZAİKLER

Zeugma Mozaik Müzesi, gerek yapısal olarak gerekse içinde sergilenen eserler açısından dünyanın en önemli müzelerinden biri. Öyle ki sanat tarihçileri ve arkeologların kıymetlisi bu müze yabancılara Türkiye’yi; vatandaşlarımıza ise Gaziantep’i ziyaret etmek için başlı başına bir neden. İki kısımdan oluşan o büyük yapının içinde koskoca bir tarih yatıyor. Müzede Geç Antik Dönem kiliselerine, Erken Süryani ve Hıristiyan ikonografisine ait örnekleri yakından inceleme fırsatına sahip oluyorsunuz. Çağın en önemli arkeolojik keşifleri arasında gösterilen Zeugma Antik Kenti’nden çıkarılan, o dönemde sanatın ulaştığı zirve noktasının örneklerini sergileyen mozaiklerin yanında Roma Dönemi’ne ait heykeller, sütunlar ve çeşmeleri de görebilirsiniz. Bunlardan en dikkat çekeni ise açık ara Savaş Tanrısı Ares’in bronz heykeli.

MÜZELER NASIL GEZİLİR?

Müzede yer alan mozaiklerin hepsinin sanat tarihi açısından çok değerli olduğunu söyleyip duruyoruz. Mozaikler kimi zaman Roma Dönemi kent yaşayışını zihninizde yeniden canlandırmanıza yardımcı oluyor kimi zaman bu yıllardaki inanışları keşfetmenizi sağlıyor. Biz Zeugma Mozaik Müzesi’ne gittiğimizde 9-10 yaşlarında çocuklardan oluşan bir okul gezisine rastladık. Çocukların sanatla buluşması kadar güzel bir şey olamaz. Ancak önce onların bunu anlayabilecek yaşta ve seviyede olduğundan, sonrasında da onlara kılavuzluk edecek kişilerin yeterli donanıma sahip olduğundan emin olmak gerekir. Zira ne yazık ki 40-50 çocuk bir araya geldiklerinde müzeyi gezmekten çok bunu bir oyuna çeviriyorlar. Koşuşturmaca, çığlıklar, kavgalar şöyle dursun eserlerin yüzüne bakmıyor, bunları oyunlarının bir parçası haline getirmeye çalışıyorlar. Gezerken pek çok çocuğu mozaikleri dokunmaması, onlara yaslanmaması konusunda uyarmak zorunda kaldık onlara eşlik eden öğretmenleri yerine. Müzenin en nadide parçalarından biri olan Çingene Kız Mozaiği, diğerlerinden ayrı muhafaza ediliyor. Etkileyici karanlık bir koridordan ulaştığınız odada spot ışığı eşliğinde mozaikteki kız figürü ile göz göze geliyorsunuz. Telefon ve fotoğraf makinelerinin flash’larını kullanmanın yasak olduğunu söylememize gerek yok. Ancak bu odada öğretmenleri bile bu konuda uyarmak zorunda kalıyor güvenlik görevlileri! Tüm bunlar olduktan sonra müzeleri kimler, nasıl gezmeli diye düşündük. Çocuklar elbette götürülmeli ancak ebeveynlerinin kontrolünde. Öncesinde eserlerin önemi hakkında bilgilendirilmeli, zarar vermemeleri için uygun dille uyarılmalılar. Belki de en güzeli çocuklara ana okulundan itibaren sanat eğitimi verip müze gezme alışkanlığı kazandırmak.

ZEUGMA ANTİK KENTİ

Gaziantep’te ilk görülecekler listesinin başında gelen Zeugma Mozaik Müzesi’ni gezmeden öncede Zeugma Antik Kenti hakkında küçük bilgiler vermek isteriz: 2300 yıl önce tüm dünyayı ele geçirme hedefiyle Anadolu topraklarına gelen Büyük İskender’in komutanlarından Selevkos Nikator, yerleşimini kurmak için Fırat Nehri’nin bereketli kıyılarını seçer ve kurduğu kente nehir ile kendi ismini birleştiren bir ad verir; Selevkos Euphrathes. Ancak M.Ö. 64 yılında Roma hâkimiyetine geçtiğinde şehrin adı, ‘köprü başı’ anlamına gelen ‘Zeugma’ olarak değiştirilir. Medeniyetler arasında bir geçiş noktası olan Zeugma, MS 256’da Sasani Kralı I. Şapur tarafından ele geçirilip yok edilene kadar Kommagene Krallığı’nın en büyük dört kentinden biri olarak nam salar. Mozaiklerin en görkemlilerinden olan ve müzenin giriş katında sergilenen, Poseidon ve Euphrates villalarına ait tüm duvar ve hatta taban mozaikleri ve freskler kentin zenginliğinin en büyük kanıtları arasında.

KAÇIRILAN MOZAİKLER EVE DÖNÜYOR

Zeugma Mozaikleri’ne ait 12 parçanın Türkiye’ye gönderilmesini öngören anlaşma geçen hafta Chicago’da imzalandı. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile ABD’nin Bowling Green Eyalet Üniversitesi arasında imzalanan anlaşma sonucunda Zeugma Mozaiklerine ait 12 parça bu yıl içinde Türkiye’ye getirilecek. 1960’lı yıllarda Zeugma ören yerinde gerçekleştirilen kaçak kazılarda yurt dışına çıkarılan ve 1965’te Bowling Green Devlet Üniversitesince 35 bin dolar karşılığında Peter Marks isimli sanat tacirinden satın alınan Zeugma Mozaikleri, o tarihten beri üniversitedeki Wolfe Sanat Merkezi girişinde üzeri cam panel içinde döşenmiş vaziyette sergileniyordu.

ÇİNGENE KIZ’IN ÖYKÜSÜ

Müzenin en önemli eseri olarak büyük boyutlu panolar değil, diğerlerine göre oldukça küçük bir parça halinde keşfedilen MS 2. yüzyıl tarihli Maenad ya da daha bilinir adıyla Çingene Kızı Mozaiği öne çıkıyor. Maenad Villası’nda yemek odasının taban mozaiğinin geriye kalan tek parçasını meydana getiren figürün gözlerindeki mahzun ifade bu mozaiği müzenin en beğenilen buluntusu yapmış ve Zeugma’nın Mona Lisa’sı olarak adlandırılarak antik kentin ve müzenin simgesi haline getirmiş.