Ergün: Yaşam cesurları ve harekete geçenleri sever

Herkese rehberlik yapmak isteyen Erim Ergün, yazdığı ‘Yaşama Uyanış’ kitabıyla kitapseverlerle buluştu. 2000 yılında kansere yakalandığı andan itibaren hayatında ciddi değişiklikler olduğunu söyleyen Ergün, bu süreçte öğrendiklerini de herkesle paylaştığına değiniyor. Hastalıklarımızın da değişime açılan kapılar olduğuna vurgu yapan Ergün ile yeni kitabını ve 10’uncu yılını kutladığı Erim Yaşam Koçluğu Merkezi hakkında konuştuk. 

Kendi mesleğinizi bırakıp, yaşam koçluğu yapmaya nasıl karar verdiniz? 

İTÜ İşletme Mühendislik Fakültesi mezunuyum. 2000 yılında kanser olduğumu öğrendim. Bu süreci yaşarken tamamlayıcı tedavi yöntemleri ile tanıştım. Geleneksel tıbbi tedavimin yanında bu yöntemlerin çok faydasını gördüm. Kişisel değişim ve gelişim konularında çok sayıda eğitim aldım. Bu alanda uzmanlaşarak yüzlerce kişi üzerinde farklı uygulamalar yapma fırsatım oldu. 2005-2007 yılları arasında merkezi ABD’de bulunan dünyadaki sayılı koçluk eğitim programlarından olan Coaches Training Institute Türkiye‘deki temsilcisi Navitas kanalıyla, koçluk eğitimi aldım.

Yazarlık hikayeniz nasıl başladı? 

Hastalıklarımız değişime açılan kapılarımızdır. 17 yıl önce kanser hastalığına yakalanarak başlayan içsel yolculuğum şifa ve farkındalık adına bu kitabı yazdırdı. 2014 yılında başladığım ve 80’incisini gerçekleştirmekte olduğum ışık çalışmalarından alınan öz bilgiler ile ortaya çıkmış ruhsal rehber niteliğinde bir kitap. Kitlesel uyanışa, idrak açılımına destek olmayı ve tabii ki hastalık süreci yaşayıp kişilerin zihinsel, duygusal, ruhsal olarak denge sağlamaları için güçlü bir kapı açmayı hedefledim.

Merkeziniz de var…

2008 yılı başı itibariyle profesyonel olarak koçluk yapmak ve insanların değişimlerinde onlara destek olmak istedim. Birlikte gelişmek ve değişmek adına Erim Yaşam Koçluğu Merkezi’ni kurdum. Merkezimde Yaşam Koçluğu ve Mentörlük hizmetinin yanı sıra, geliştirdiğim Altın Nefes Tekniği, Ruhsal Ameliyat vb. teknikler ile bireysel seanslar gerçekleştiriyorum. 2015 yılında devreye aldığım ve geliştirdiğim ATON Şifa ve Dengeleme Enerjisi’nin uygulayıcı eğitimlerini de vermekteyim.

Günümüzde her oyuncunun bir yaşam koçu olmalı gibi bir söyleyiş var. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? 

Kesinlikle olmalı. Çünkü yaşam koçluğu insanın hayatını bütünsel olarak ele alır. Sistemin hepimize getirdiği geçmişten travmalar var. Oyuncularında performanslarını iyi bir şekilde sergilemesi için, olduğu gibi olabilmeleri, potansiyellerini açığa çıkarabilmeleri, oynadıkları tiyatroya, diziye, filme odaklana bilmeleri için muhakkak bir yaşam koçu desteği almalılar.