26 Nisan 2024 Cuma / 18 Sevval 1445

Gece gerdanlık gündüz seyranlık Mezopotamya’nın incisi Mardin

Dillerin, dinlerin ve kültürlerin buluşma noktasındayız. Mezopotamya’nın bereketli toprağı Mardin, ziyaretçilerini büyülüyor. Kulağımızda Türkçe, Kürtçe, Arapça, Süryanice kelimeler ve bahar çiçeklerinin kokusu eşliğinde şehri keşfediyoruz.

15 Nisan 2017 Cumartesi 07:00 - Güncelleme:
Gece gerdanlık gündüz seyranlık Mezopotamya’nın incisi Mardin

‘Gece gerdanlık, gündüz seyranlık’ derler Mardin için... Coğrafi özelliğinden dolayı kaya ve mağara mimarisinin belki de en iyi örneği... Taş diyarların başkenti. Camileri, kiliseleri ile ışıl ışıl parlayan güçlü bir medeniyet mozaiği var karşımızda. Kale kent görünümündeki Mardin, kiremitsiz çatılı evleri, gizemli tünellerden oluşan ve sonu görünmeyen daracık kademeli sokakları, yapı ve anıtları ile fotoğraf karelerini çoğaltacak güzelliklere sahip. Eğer geçmişe yolculuk düşlüyorsanız ilk durağınız Mardin olmalı. Türk’ü, Kürt’ü, Arap’ı, Süryani’si, herkese kucak açan Mardin, İpek Yolu güzergahında olması nedeniyle kardeşlik kültürünü binlerce yıldır sürdürmüş. Türkçe, Kürtçe, Arapça, Süryanice kelimeler, çiçek kokan tertemiz havasında birbirine karışıyor. ‘Mardin’in incisi neresi’ derseniz, yanıt kesinlikle Midyat. Bugünlerde popüler dizilere mekan olan şehrin ilçesi, göç tarihinin ve efsanelerin canlandığı yer olarak tanımlanıyor. Sözü fazla uzatmadan şehri gezmeye başlayalım. 

GÖRMEDEN DÖNMEYİN DARA HARABELERİ

Mardin’in güneydoğusunda, Nusaybin’e 30 kilometre uzaklıktaki Oğuz Köyü’nde bulunan Dara Harabeleri, binlerce yıllık tarihiyle turistleri büyülüyor. 

Romalı İmparator Konstantinos’un 394 senesinde ele geçirip başkent yaptığı antik kent birkaç yıl önce keşfedildi. Roma antik kentinde savaşta öldüğü tahmin edilen 4 bin kişinin kemiklerinin bulunduğu mezarın yanı sıra anıtsal yapılar göze çarpıyor.  

Altunboğa Medresesi: Tekke Mahallesi’nde bulunan Altunboğa Medresesi Kâtip Ferdi’nin kayıtlarına göre Melik Mansur’un veziri Altunboğa tarafından yaptırılmıştır. Kitabesi bulunmadığından yapım tarihi kesinlik kazanamamış. Ancak, Melik Mansur’un hüküm sürdüğü dönem ve medresenin mimari yapısı  13’üncü yüzyılın sonu ile 14’üncü yüzyılın başında yapıldığını gösteriyor. 

Deyrulzafaran Manastırı:Tarihi Mardin kuruluşu kadar eski. Deyrulzafaran Manastırı’nın tavanının ihtişamı görülmeye değer. Tavandaki taşlar sıra halinde dizilmiş ancak taşların aralarında harç kullanılmadan birbirine kenetlenip geometrik şekil verilmiştir.

Savurkapı Medresesi:Merkez ilçedeki Bab es Sur Camii’nin yanında bulunan Savurkapı Medresesi şehrin tarihine ışık tutuyor. Medrese, tahminlere göre Artukoğulları döneminde inşa edilmiş. 

Kayseriye Çarşısı:Ulu Camii’nin kuzeyinde konumlanmış, 1500 yılından kalma Kayseriye Çarşısı, Mardin’in ünlü çarşılarından biri. Kuruyemişten sabuna, el işlerinden bakır aksesuarlara kadar yöreye özgü pek çok ürün çarşıda bulunuyor. 

Mardin Kalesi:Adına şarkılar dahi yazılan Mardin Kalesi’ne  yaklaştıkça hem yapısının ihtişamına hem de sunduğu manzaraya hayran kalacaksınız.

Mardin Ulu Camii:Caminin kapısındaki tarihe göre 1190 yılında inşa edilmiş. Caminin iki minaresinden biri kimine göre bir yıldırım düşmesi nedeniyle, kimine göre ise deprem sonucu yıkılmış. Mardin Ulu Camii’nin en önemli özelliği dört büyük mezhebe hitap etmesi. Ulu Cami’nin minaresinde on sahabenin ismi yazıyor. 

Mor GabrIel Manastırı:Mardin’de bulunan Mor Gabriel Manastırı Midyat ilçesine 23 kilometre uzaklıkta ve Süryani cemaatine ait. Yapı, Deyrulumur Manastırı olarak da biliniyor. 

Gelüşke Hanı:1903 senesinde Sürani Musa Samas tarafından inşa edilen han eskiden ticari ve konaklama amaçlı kullanıyormuş. Daha sonra pazar olarak hizmet veren han, restorasyon çalışmalarından sonra turistlerin uğrak yerlerinden biri haline gelmiş.

Kasımiye Medresesi:Gün batımını karşılamak için dünyanın sayılı yerlerinden biri. Dağların arasında uzanan rengarenk çiçeklerle bezeli uçsuz bucaksız ovalara bakarken, sonsuzlukta kaybolmuş gibi hissedeceksiniz. Gün batımı medresenin duvarlarında beliren ışık hüzmeleri illüzyon etkisi yaparken, yapının gizemli çeşmesine hayran kalacaksınız. Rivayete göre öğrenciler bir zamanlar çeşmedeki suya vuran yıldızları gözlemleyerek astronomi çalışırmış. 

ÜŞENMEDEN GİDİN

Mardin’den iki saat, Midyat’tan ise bir saatlik bir araba yolculuğu ile tarihi Hasankeyf’e gidebilirsiniz. Hasankeyf neredeyse 10 bin yıllık bir geçmişe sahip. Ağırlıklı olarak Artuklular’ın eserlerini görebileceğiniz Hasankeyf’te Hilve kahvenizi yudumlarken eşsiz manzaranın keyfini çıkarın. Tepeden tarihi El-Rızık camii ve minaresini kadraja alıp Dicle nehrini ve arkadaki düzlükleri boylu boyuna fotoğraflayabilirsiniz. Nehrin karşı tarafındaki Zeynel Abidin Türbesi’ne uğramadan geçmeyin. Bölge bahar aylarında gelincik tarlasına dönüyor. 

NASIL GİDİLİR 

Havayolu ve karayolunu kullanarak şehre ulaşmak mümkün. Mardin havaalanı kente 20 km. uzaklıkta. Havaalanına ulaşım taksi ve minibüslerle sağlanıyor. Büyük ve çevre illerden Mardin’e otobüs seferleri düzenleniyor. Otobüs terminaliyle kent arasındaki ulaşım ise belediye otobüsleri ve minibüslerle yapılıyor. 

NE YENİR 

Güneydoğu Anadolu’nun incisi Mardin coğrafi şartlar itibariyle zengin bir mutfak kültürüne sahip. Mardin lezzetleri denince akla ilk soğan kebabı, patates kebabı, patlıcan dolması, cevizli börek, kelle paça geliyor. Peynir helvası, harire, aşure, zerde, un helvası, zingil, kahıyye, tahinli helvası ise şehrin en ünlü tatlıları. 

NEREDE KALINIR

Mardin’de konaklamak için birçok alternatife sahipsiniz. Merkezde bulunan lüks otellerin yanı sıra Eski Mardin’de bulunan butik oteller de mevcut. Çok sayıda tarihi mekanı olduğu için haliyle oteller ve ücretleri yoğun turist akımından dolayı biraz pahalı. Ekonomik bir konaklama için misafirhane konforunda hizmet veren pansiyonlara bakabilirsiniz.