25 Nisan 2024 Perşembe / 17 Sevval 1445

Geleceğimiz kadınlara ve köpek balıklarına bağlı

Su Altı Fotoğraf Sanatçısı Ayşegül Dinçkök: “Canlılar birbirine inanır, anlayış ve sevgiyle yaklaşırsa dünyadaki hiçbir varlığın ne su altında ne üstünde zararlı olamayacağını düşünüyorum. İki kadın yalnız başına bu kadar korkulan köpekbalıklarıyla birlikte suyun altında tek başında kalabiliyorsa el ele verdiğinde daha neler yapar.”

MERVE YILMAZ ORUÇ19 Mayıs 2018 Cumartesi 07:00 - Güncelleme:
Geleceğimiz kadınlara ve köpek balıklarına bağlı

Zor koşullarda, okyanusun ortasında herkesin korktuğu köpek balıklarıyla birlikte ahenkle dans eden yüzen bu kadınların amacı, kadının gücüne ve köpekbalıklarına yapılan şiddete dikkat çekmek. 24 Mayıs’a kadar Deniz Müzesi’nde meraklılarını bekleyen “Derin Tutku Misunderstood/Yanılgı” sergisinin sanatçıları Su Altı Fotoğraf Sanatçısı Ayşegül Dinçkök ve Dünya Serbest Dalış Şampiyonu Şahika Ercümen ile keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. 

DİNÇKÖK: CANLILARA KARŞI ŞİDDET SON BULMALI 

Köpekbalıklarıyla ilgili sergi yapmaya nasıl karar verdiniz?

Gençliğimde milli yüzücüydüm. Çocukluğumdan beri hep suyun üzerindeydim ama suyun altına bakmak hiç aklıma gelmemişti. Bundan 10 yıl önce Panama açıklarında San Blas Adaları’nda ilk kez su altıyla tanıştım. Su altında büyüleyici bambaşka bir dünya olduğunu fark ettim. Daha sonra dalış yapmaya başladım ve ilk dalış prövemi Kaş’ta aldım. 2016’da ilk defa Atlantik Okyanusu’nda köpek balıklarına dalış yaptım. Onlarla iletişim sağladıkça bundan sonraki projemde sergilemek istediğim şeyin köpekbalıkları olduğunu fark ettim. Jaws filmi serisiyle yıllarca insanlara köpekbalıklarının korkunç olduğu aşılandı. Ben bu yanılgıyı kırmak istedim. Şahika da bu projeye seve seve dahil oldu. Suyun altı benim için mabet. 

Çekimler nasıl geçti?

Haziran 2016’da Atlantik Okyanusu’nda Florida’da bir hafta süren bir kamp yaptık. Küçük bir balıkçı teknesiyle iki saat okyanusta gidip karadan 120 km uzakta ve 30 metre derinde dalış yaptık. Bu fotoğraflar, toplamda 20 dalış sonucunda çıktı. Zor şartlarda daldık, hava şartları bizi olumsuz etkiledi. Fırtına vardı. Bir ara dalıp çıktığımızda tekne bizi kaybetti. Sanki deniz ile gökyüzü bir olmuştu. İkimiz de deniz aşığı olduğumuz için sakince bekledik. Köpekbalıkları ile sorun yaşamadık. İkimiz de onların dünyasına girdiğimiz için çok dikkatli olmalıydık. Giysilerimiz, başlığımız, eldivenimiz, patiğimiz her şey köpekbalıkları ile uyumlu olmalıydı. Şahika’nın kıyafeti mavi benimki de siyah olmak zorundaydı. Suyun altında fotoğraf çekerken aynı zamanda videoda çektim. Bu olayı kendi gözümden belgeselleştirmek istedim. O arada başka biri de bizi çekti. Şahika’nın köpekbalıklarıyla olan uyumunu, dansını ve ahengini görmek harikaydı. Bütün dalışlarımda sağlıklı olduğum için Allah’a şükrediyorum.  

Kısa filmin ve serginin müziği nasıl ortaya çıktı?

Müziklerimizi İklim Tamkan yaptı. Tamamen doğaçlama... O an yanımızda olmamasına rağmen videoyu izlerken ve fotoğrafları gördüğünde bizim neler hissedebileceğimizi düşünerek o ruhla çok uyumlu bir müzik tasarladı. 

KADININ GÜCÜNÜ GÖSTERMEK İSTEDİK

Sergi kadınlarla ilgili bir şeyler söylüyor... 

Üç kadının el birliğiyle ortaya koyduğu bu projede kadınların el birliğiyle ve gücüyle neler yapabileceğini göstermek istiyoruz. Canlılar birbirine inanır, anlayış ve sevgiyle yaklaşırsa dünyadaki hiç bir varlığın ne su altında ne üstünde zararlı olamayacağını düşünüyorum. İki kadın yalnız başına bu kadar korkulan köpek balıklarıyla suyun altında kalabiliyorsa el ele verdiğinde daha neler yapar. Asıl köpekbalıkları insanlardan daha çok korkmalı. İstatistikler gösteriyor ki 1580 ile 2017 yılları arasında 70 kişi büyük beyaz köpek balığı tarafından öldürülürken sadece 2017’de 73 milyon köpekbalığı insanlar tarafından katledildi... Aslında köpek balıkları insanları görünce “Allah, geliyorlar” diye kaçmalılar.  

Sergi köpek balıkları ile ilgili yanılgıyı da kırmayı amaçlıyor...  

Bir okulun 5. sınıfı sergiyi gezmeye geldi. Bazı çocuklar köpekbalıklarından korktukları için alana girmek istemediler. Sergi alanında dönen filmde aniden köpekbalığı çıkabiliyor. Bundan ürktü çocuklar. Ben de çocukların ellerinden tuttum ve sergiyi gezdirdim. Biraz olsun köpekbalıkları ile ilgili yanılgılarının kırıldığını düşünüyorum. Çocuklardan biri “Şahika öldü mü?” diye sordu. Ben de “Neden öyle dedin” diye cevap verdim. O da “Köpekbalığı Şahika’yı yiyordu” dedi. Güldüm. “Şahika yaşıyor tabiki” dedim. Ona söz verdim, okullar kapanmadan Şahika’yı da alıp okula onları ziyarete gideceğiz. 

DÜNYA İÇİN KÖPEK BALIKLARI VE KADINLAR VAR OLMALI 

Köpekbalıkları ve kadınların ortak özellikleri var mı sizce?

İkisi de çok zarif ancak hak ettikleri değeri görmeyen canlılar. Her ikisine de tabiatta ihtiyaç var. Kadınlar doğurgan özelliğe sahip olduğundan onlar olmazsa dünya olmaz. Aynı şey köpekbalıkları için de geçerli. Dünya yüzeyinin yüzde 80’i su ise bu suların var olabilmesi için köpekbalıklarına da ihtiyaç var. Okyanusların var olma kaynağı köpek balıkları olmadan resifler yaşamlarını sürdüremiyor ve ekosistem bozuluyor. Aynı şekilde kadınların güçlenmesi ve ekonomide yer alması da ailelerin ve ülkelerin güçlenmesi, refah düzeyinin yükselmesi anlamına geliyor. Kadınlarla köpek balıklarının arasında garip bir ilişki daha var. Maalesef köpek balıklarının süzgecinden makyaj malzemeleri yapılıyor. Köpek balıklarının süzgeçleri alınıp kan içinde tekrar suya atılıyor ve onları diğer canlılar yiyor. Bu sergide şiddet gören her canlının kan ve el izlerini de görebilirsiniz. Burada şiddet ve eziyet gören kadınlara, çocuklara vermek istediğimiz mesaj, size el kaldıranlara karşı güçlü olun ve siz de elinizi kaldırın. 

Sergilerin gelirleri sosyal sorumluluk projelerine gidiyor sanırım...

İlk sergimi, 2012’de Derin Tutku adıyla açtım ve gelirini Egeli Dul Kadın Balıkçılar projesine verdim. 2015’te ikinci sergim Derin Tutku/Air’in fotoğraflarını Bodrum Acıbadem Hastanesi Kemoterapi Bölümü’ne destek amacıyla verdik. Yarınlarımıza güçlü, eğitimli kadınlar yetiştirmek için bu sergimizin bütün gelirini de ÇABA derneğinin kadın fonuna aktaracağız. 

HAYAT BENİM İÇİN NEFESİMİ İLK TUTTUĞUM ANDA BAŞLADI 

Köpek balıkları sizi korkutmadı mı?

İnsanların köpek balıklarından daha tehlikeli olduğunu bildiğim için onlardan hiç korkmadım. Köpek balıkları ile yüzebilmek dünyada yapılabilecek en çılgın şeylerden birisi. Köpek balıklarıyla ilk karşılaştığımda birbirimize karşı mesafeli davrandık. Kısa bir süre sonra birbirimize alıştık ve adeta yüzerek dans ettik. Biz onlar için tehlike oluşturmadığımız sürece kendilerini koruma iç güdüleri dışında saldırmazlar. Saldırmanın tam tersine aranızda güçlü bir bağ bile oluşabilir. O kadar asil canlılar ki bizim onlara karşı iyi niyetimizi hissettiler. Yaşanabilir bir dünya için hatta soluduğumuz hava için bile köpek balıklarına ihtiyacımız var. 

Su altı farklı bir dünya...

Yaşamın kaynağı olan su beni hayata döndürdü. Hayat benim için nefesimi ilk tuttuğum anda başladı. Astım hastası olduğum için bırakın spor yapmayı evden bile çıkamıyordum. Su sporlarına başlamak ve nefesimi tutmak benim için hayata yeniden doğuş oldu. Su altında olmak büyüleyici. Yer çekiminin olmadığı, konuşmaya gerek olmadığı sessiz ve huzurlu bir dünyadasınız. Suyun altında limitlerimin olmadığını hissettim. Anladım ki bir insanın isteyip de yapamayacağı hiç bir şey yok.