20 Nisan 2024 Cumartesi / 12 Sevval 1445

'Her çağın kendine has sanatı olmalı'

ÖNDER’in uluslararası ödüle layık gördüğü Boşnak sanat tarihçi Kenan Şurkoviç, gelenekten ilham alarak güncel İslam sanatını besleyecek eserler verilmesi gerektiğini söylüyor. 

ZEYNEP TÜRKOĞLU12 Ocak 2019 Cumartesi 07:00 - Güncelleme:
'Her çağın kendine has sanatı olmalı'

Türkiye’nin eğitim konusunda faaliyet gösteren en köklü ve güçlü kuruluşlarından ÖNDER son üç yıldır kültür sanat alanında ödüller dağıtıyor. Son yıllarda bu alanda verilen ödüllerin belki de en dikkat çekici olanı uluslararası ödül kategorisi. ÖNDER’in uluslararası ödüle layık gördüğü Boşnak sanat tarihçi Kenan Şurkoviç, Osmanlı dönemi sanat tarihi uzmanı. Aynı zamanda gazeteci ve fotoğraf sanatçısı. 2004 yılında Boşnakça olarak İslam Sanatında Düşünce kitabını çıkardı. 2017 yılında ise Boşnakça, İngilizce ve Türkçe yayınlanan Saraybosna’da Osmanlı Mimarisi kitabını Elvira Bojadziç ile birlikte yazdı. Şu aralar 3 farklı mimari çağın 50’ye yakın camiini konu alan İstanbul Camileri isimli yeni kitabı üzerinde çalışıyor.  

ÖNDER tarafından ödüle layık bulunarak aranmasına şaşırmış. ÖNDER’in etkin ve yaygın yapısını tanımak onu daha da şaşırtmış; “Öncelikle ÖNDER tarafından arandığımda şaşırdım. Sonra ÖNDER’in bu kadar büyük ve güçlü bir STK olduğunu fark edince bir daha şaşırdım. Bana kalırsa bu gibi kuruluşlar bugünkü Türkiye toplumunun sağlık temelleridir. Böyle büyük ve güçlü bir yapı tarafından ödüle layık bulunmaktan şeref duyduğumu belirtmeliyim. Bu ödül benim için bugüne kadarki çalışmalarımın tebriknamesi, bunun yanında daha çok çalışmam için de bir teşviktir.” 

Eğitiminizi nerede aldınız, Osmanlı ve İslam sanatı tarih bölümü içinde neden ilgi alanınıza girdi? 

Tahsilimi Saraybosna Devlet Üniversitesi’nde tamamladım. Osmanlı sanatının ilgimi çekmesinin birinci sebebi, biz Müslümanız. İkincisi de Saraybosna’daki tarihi eserlerin çoğunluğunun Osmanlı dönemine ait olması. Bu, sanat tarihi alanında çalışan bizlerin ilgisini çeken bir durum. 

İslam düşünce ve sanatının güncel örneği var mı? 

Türkiye’de bu konunun güncel örnekleri çıkıyor. Mesela iki yüz metre uzağımızdaki yapım aşamasındaki Taksim Camii var. Ama bana kalırsa bu biraz yanlış bir yaklaşım. Osmanlı mimarisi abidevi ancak geçmişte kalması gereken bir tarz. Günümüz camilerinin modern tarzda inşa edilmesi gerekir diye düşünüyorum. Günümüzün camilerini Osmanlı tarzında yapmak, kopyalamak demektir. 

Köklerden beslenmek ama bugün yeni bir şey söylemek konusu bir müddettir tartışılıyor. Sizin görüşünüz nedir? 

Gelenekle bağlantımız doğrudan beslenmek olmamalı. Onu ilham olarak görmemiz lazım. Her çağın kendine has sanatı vardır. Bugün de güncel bir İslam sanatı var. İslam mimarisinde de güncel bir form var. Bir örnek verecek olursak bana göre İstanbul’da çok başarılı örneklerden biri Şakirin, diğeri de yer alında olduğu izlenimi veren Sancaklar Camii… Az önce konuştuklarımız daha çok mimarî alanla ilgili görüşlerim. Kaligrafi (hüsn-i hat) ve diğer süsleme sanatlarında geleneksel çizgiden yanayım. Bu devam ettirilmeli. Ama aynı zamanda modern yaklaşımlar da denenmesi reddedilmemeli. 

Dünyada İslam sanatı için tartışma ve arayış var mı? 

Şuradan başlayalım, Osmanlı sınırları içinde kalan ülkeleri düşünerek konuşacaksak Arap ve Balkan ekolü diye ikiye ayırmamız lazım. Balkan ekolünde gerek sanat, gerekse mimaride, Osmanlı’dan ilham alarak yeni bir şey ortaya çıkarma çalışmalarını görüyoruz. Çünkü biz Bosna’da şunu düşünüyoruz; Osmanlı sanatı aynı zamanda bizim milli sanatımızdır. Çünkü birçok Osmanlı sanatkâr Bosna’dan gelmedir. Nakkaş Osman, Matrakçı Nasuh gibi sanatçılar, İstanbul’da cami, medrese gibi binalar yaptırmış pek çok devlet adamı Saraybosna doğumludur. Sokullu Mehmet Paşa’dan başlayıp Rüstem Paşa’ya, Atik Ali ve Piyale Paşalara, İbrahim Paşa ve Sinan Paşa’ya kadar çeşitlendirebiliriz. Bütün bu saydıklarımız Boşnak’tır. Bu yüzden Osmanlı sanatı Bosna’nın milli sanatıdır diyoruz. 

Milli ne demek? 

Bugünkü manada milliyetçilik bakımından Boşnaklar Osmanlılarla aynı millet değil. Kendi başına otantik bir millet olma özelliği var. Osmanlılardan Boşnaklara geçen İslam’dır. Tabii İslam’ı din olarak alınca kültür de zamanla geçti. Kendini Osmanlı içinde ifade ediş biçimi ise geçmişte de Bosnevî veya hangi şehirdense o isimle olmuştur. Yani ayrışmaz, birleşir; hem Boşnak hem Osmanlıdır… Öte yandan bugün de Türkiye’de doğma büyüme buralı, Türkiye’yi vatanı bilen birçok Boşnak var. Onların da hâlâ yüreği Bosna’dadır. 

"Günümüzün camilerini Osmanlı tarzında yapmak, kopyalamak demektir. Gelenekle bağımız ilham almak şeklinde olmalı."

İslam’ı insanlara sanatla anlatabiliriz 

Kendini baştan aşağıya mesleğine vermiş bir sanat tarihçisiyim. Bununla dertleniyor, bu işe hayatımı adayacak kadar da seviyorum. Şu andaki en önemli projem, Saraybosna'da İslam Eserleri Müzesi inşası devam ediyor. Bu proje tamamlanırsa gözüm arkada kalmayacak. Batı'da müstakil veya büyük ve meşhur müzelerin içinde İslam sanatına dair bölümler mevcut. Bugünün sıkıntılarla boğuşan dünyasında insanla İslam'ı tanıştırabiliriz diye düşünüyorum. Bunun en doğru ve güzel yolu İslam sanatını gösterebileceğimiz bu müzelerdir.