19 Nisan 2024 Cuma / 11 Sevval 1445

'Her tasarımda toplumun fotoğrafını çekiyorum'

“Doğu toplumlarının globalleşme ile unuttuğu zarif ve narin stilini güncel bir şekilde özümseyerek hatırlatmayı misyon edinmiş bir tasarımcı ve girişimciyim.” diyerek kendini tanımlayan Moda Tasarımcısı Önder Özkan, “Benim çıkış noktam insan ve insana dair sanat, edebiyat, sokak kültürü. Her koleksiyonda toplumun fotoğrafını çekmeyi tercih ediyorum. Karma ve etnik kültürlerin beşiği olan bu coğrafyadan beslenerek kültürümüzü tanıtabileceğime inanıyorum.” şeklinde konuşuyor.  

MERVE YILMAZ ORUÇ13 Nisan 2019 Cumartesi 07:00 - Güncelleme:
'Her tasarımda toplumun fotoğrafını çekiyorum'

Geçtiğimiz haftalarda düzenlenen Mercedes Benz Fashion Week İstanbul kapsamında tasarımlarını moda severlerle paylaşan isimlerden biri de Önder Özkan idi. Sonbahar/Kış 2019 koleksiyonunu, kendi tasarladığı triko aksesuarlar ile bütünleştirerek ‘Eklektik Oyunlar’ ismiyle sunan Özkan, her koleksiyonun bir oyun, bir doğum olduğunu belirtiyor. Triko üzerine yaptığı tasarımlar ile adından söz ettiren modacı Çağdaş Türk Resmi’nden esinlenerek uyarladığı parçaları ile dikkatleri üzerine çekiyor. Miami Uluslararası Moda Haftasında “Yılın Gelecek Vadeden Moda Tasarımcısı” ödülünü alan Özkan, koleksiyonlarını hazırlarken Doğu’nun, Anadolu’nun unutulmuş kültüründen, geleneğinden ve sanatından besleniyor.   

Moda sektörüne girişiniz nasıl oldu?  

Tasarım, mimari, müzik ve bunların temelini oluşturan sanat ve sanatçı olmak sonradan öğrenilebilecek bir yetenek değil. Bu ya vardır ya da yoktur. On dokuz yıldır moda ve hazır giyim alanında triko ve jean segmentine odaklı şekilde çalışmalarımı sürdürüyorum. Üniversiteyi İstanbul’da tamamladım. 2003 yılında İtkib’in deri kategorisinde yer alan Genç Deri Tasarımcıları Yarışması’nda üçüncülük ödülü aldım. Bu ödülün getirdiği imkânlar ile eğitimime London College Of Fashion ve Central Saint Martins’de devam ettim. 

Bu eğitimler tasarımlarınızı nasıl etkiledi?  

İngiltere’de sürdürdüğüm eğitimim sırasında İspanyol bir marka ile çalışma fırsatım oldu. Tasarımları Londra merkezli hazırlanan markanın üretimi Hong Kong’da yapılıyordu. Bu süreçte Uzak Doğu ile tasarım ve üretim alanında kollektif çalışma şansını yakaladım. Devamında yine jean alanında Çalık Denim’de global hazır giyim markalarına tasarım ve koleksiyon çalışmaları sundum. Böylelikle dünyada moda ve tasarımda söz sahibi perakende markalarının tasarımı sunma ve pazarlama stratejilerini öğrendim.  

Moda sektöründe kendinizi nerede görüyorsunuz?  

Moda, doğası itibari ile değişken bir zemindir. Ben sadece işini en iyi şekilde yapmaya odaklı profesyonel girişimciyim. Triko alanındaki uzmanlığım ve tasarım stilim ile toplumun beğenisini yukarı çekmeyi hedefliyorum. 

Koleksiyon hazırlarken nelerden ilham alıyorsunuz?  

Aslında marka ve tasarım bir hikayeden oluşuyor. Yaşayan bir organizma olan bu iki değer ilhamını farklı alanlardan alabiliyor. Benim çıkış noktam insan ve insana dair sanat, edebiyat, sokak kültürü ve İstanbul. Aslında her koleksiyonda Türkiye’nin kozmopolit yapısına atıfta bulunmayı ve toplumun fotoğrafını çekmeyi tercih ediyorum. O güne ait ne varsa beni besliyor. Bir koleksiyonun fikir aşaması iki ayda oluşuyor. 

Eklektik Oyunlar koleksiyonunuzda Çağdaş Türk Resimleri’nden beslendiğinizi söylemiştiniz…  

Türk resmi ve çağdaş sanat beni oldukça etkiliyor. Sanatın birleştirici ve sakin tavrı ile heyecan uyandıran zıtlıkları koleksiyonumda gözlemleyebilirsiniz. Önceki sorunuzla ilintili olarak Çağdaş Türk Resmi’nde Anadolu’yu, kültürümüzü gözlemliyoruz. Karma ve etnik kültürlerin beşiği olan bu coğrafyada resim çok zengin bir bakışa sahip. Bu yüzden kültürümüzü sanattan beslenerek tanıtabileceğime inanıyorum. 

Bundan sonraki koleksiyonunuzda nasıl parçalar yer alacak?  

Renk paletim ve desenlerim zenginleşecek. Trikoda neler yapabildiğimi, tekniğimin ve sanatsal bakış açımın ticari olarak rekabet edebileceğini hem iç hem de global pazarda göstermeyi hedefliyorum. 

Kendinize idol aldığınız isimler var mı?  

Armani, Rıfat Özbek ve Chanel beni yenilikçi tavırlarıyla etkileyen tasarımcılar. 

KUMAŞ PANTOLON TERCİHİM  

Renkli tasarımlar hazırlamayı sevsem de çeşit çeşit siyah renkte triko bluz ve hırkalar kullanıyorum. Kumaş pantolon tercih ediyorum. Mesela eşofman veya kot pantolon gardrobumda hiç olmayan parçalar. Onların yerine hergün aynı stilde giyinebileceğim gömlek ve rahat kesim pantolonlar giyiyorum. Genel olarak siyah renk tercihim. 

TÜRK KADINI FEMİNEN VE SPORTİF BİR KARMA YAPIYOR 

Moda nedir?  

Moda, şehirli burjuvanın kendini toplumun bütününden ayırmasına yardımcı olan bir sınıfsal hareketti. Bugün kişi kıyafeti ile karşılanır sözünden yola çıktığımızda hâlâ bunun böyle olduğunu görebiliriz. Bu, dünya döndükçe hep böyle olacak sanırım. 

Son yıllarda 60-70’li yıllara dönüş var. Neden?  

Moda tekrar ederken yerine öneriler sunan bir zevk işidir. Zaten geçmişte birçok güncel kup ve kesim yapılmış. Tekrarı olması bu tasarımların güncelliğini koruyor olmasında gizli. Tabi tasarımları yapan markalar bu ürünleri güncelleyerek tekrar kullanıma sunuyor. 

Erkeklerin tarzında belirgin bir dönüşüm var. Bu konuda ne düşünüyorsunuz? 

Komik buluyorum, beğenmiyorum. Kısa paça, daracık jean pantolonlar, saç şekilleri, sakal ve iki düğme ceketler gündemde ama yakışan da yakışmayan da bir diğerine benzemeye çabalıyor. Haliyle bu da olmuyor. 

Türk kadınının giyim tarzını nasıl buluyorsunuz? 

Bizde kadın her semtte farklı bir kültürü yansıtıyor. Keşke kültürel giyim kuşam güncel moda ile kendine has bir stili yansıtabilseydi. Mesela Japon sokak modası gibi…Veya Seul’deki enerjik sokak giyimi gibi. Türk kadını feminen ve sportif bir karma yapıyor gardrobunda. Ancak süslü olmayı seviyor.