26 Nisan 2024 Cuma / 18 Sevval 1445

İstanbul tarihini yaşatan otel

Emekli avukat Meral Demir, İstanbul’un en eski semtlerinden biri olan Çukurcuma’da açtığı otelde tarihi yeniden canlandırdı. 18’inci yüzyıldan kalma bir binayı restoren eden Demir’in açtığı otelde neredeyse televizyon hariç her şey antika eserlerden oluşuyor.

19 Ağustos 2017 Cumartesi 07:00 - Güncelleme:
İstanbul tarihini yaşatan otel

İstanbul Çukurcuma’da bulunan bir otel kapılarını 18’inci yüzyıl İstanbul’u yaşamak isteyen müşterileri için açıyor. Otelin sahibi emekeli avukat Meral Demir. Geçmişe, tarihe ve antikalara olan tutkulu Demir, 300 yıllık bir binayı nasıl restore ve dekore ettiğini şöyle anlattı: Bir zamanlar Çukurcuma’da bu binalarda, Osmanlı tebaası olan Rumlar, Ermeniler, Levanterler, Müslümanlar hepsi bir arada mutluluk içinde yaşamış. Ben, bu ruh hep yaşasın istiyorum. Çünkü çok kültürlülük beraberinde hoşgörüyü ve insan sevgisini getirir. Beyoğlu günlük hayatın sürdüğü, Türk kültürünün yaşandığı bir yer. İşletmemiz ise yabancı misafirlerin bile bir mahalle sakini gibi günlük yaşama tanık olabileceği, kendine özgü sevgi, emek ve yaşam tecrübesi ile harmanlanmış bir yer olması. Müşterilerine eski günlerin nostaljisini yaşatmak isteyen Demir, oteldeki kapı anahtarlarından, telefona, avizeden, yemek takımlarına kadar her şey İstanbul’daki antikacılardan özenle seçtiğini anlatıyor. 

GRAMOFON SESİYLE GEÇMİŞE YOLCULUK

Aslına bağlı kalarak restore edilen otelde zaman zaman müzayedeler de düzenleniyor. Müzayedelerden birçok eser de otel için satın alınırken otel içinde çeşitli sanat etkinlikleri de düzenleniyor. Demir otelde yükselen sesin kaynağı gromofonu göstererek anlatmaya devam ediyor: Müşterilerimiz, buraya mütemadiyen gelen tango hocalarımızla bir dans alanı oluşturup tango müziğiyle dans ediyorlar. Yaz gelince ara verdik ama diğer sezonlarda her hafta sonu jazz müziği dinletilerimiz oluyor. Evimiz gibi olan bu yere insanlar geliyor, güzel ve bol çeşitli yemeklerimizden yiyip gönüllerince eğleniyor. Buraya gelen misafirlerimiz bir kere gelip bizi unutmuyorlar. Çünkü burada pozitif bir enerji, dostluk, burayla ilgili heveslerim ve bu mahalleye olan aşkım var. Otelin isminin neden Faik Paşa olduğu hakkında da bilgi veren Demir, “Faik Paşa, gerçek adı Francesco Dello Suda olan İtalyan asıllı asker bir eczacı. Osmanlı İmparatorluğu’nda baş eczacılığına kadar yükselen, Kızılay´ın ve Türkiye Eczacılar Birliği´nin kurucularından olan Faik Paşa oğlu Giotgio Della Suda ile birlikte Türk eczacılığına büyük katkıları olan Osmanlılar. Aile, Faik Paşa Yokuşu’ndaki bir apartmanda yaşamış ve Beyoğlu’nda eczaneleri varmış. Bu nedenlerle otele Faik Paşa adını vermekten son derece memnunum” diyerek sözlerini noktalıyor.