23 Nisan 2024 Salı / 15 Sevval 1445

Kalp kırmadan önce iki kez düşünün

Sorunları sevgi dili ile çözmek ve empati kurmak yerine kalp kırmayı seçenlerden olmak size büyük pişmanlıklar yaşatabilir. 90’lı yıllarda Japonya’da tanılanan, duygusal ve fiziksel strese dayalı görünen Kırık Kalp Sendromu’nun sonuçları can yakıyor.

BÜŞRA UĞRAŞ10 Mart 2018 Cumartesi 07:00 - Güncelleme:
Kalp kırmadan önce iki kez düşünün

Dünyada modern tedavi yöntemlerinin gelişmesi ve birincil koruma yöntemlerinin yaygınlaşmasına bağlı olarak son 40 yılda kalp ve damar hastalıklarından ölümler yüzde 50 oranında azaldı. Yine de görülme sıklığı hala çok yüksek. Türkiye İstatistik Kurumu’na göre kalp hastalıklarından ölümler yüzde 40,4 ile hala tüm ölüm sebepleri arasında ilk sırada yer alıyor. Kalp krizinden dünyada dakikada yaklaşık 15 kişi hayatını kaybediyor. Ülkemizde her yıl yaklaşık 300 bin kişi kalp krizi geçiriyor ve bunların yaklaşık 100 bini ölümle sonuçlanıyor. Üstelik yine son yıllarda kalp krizi geçirenler arasında 50 yaş altındakilerin oranı yüzde 20’yi geçiyor. Hal böyle olunca bu konunun nedenini niçinini düşünmeden edemiyoruz. Hele bir de yepyeni bir kavramla tanışmışken: Kırık kalp sendromu! Duygusal gerginlik sonucu aşırı stres hormonu salınımına bağlı olarak oluşan sendrom kalp krizini tetikleyen önemli etkenlerden biri olarak çıktı karşımıza. Ayrıca kalp ve damar sorunlarının yalnızca fiziksel nedenlerden kaynaklanmadığını ortaya koymuş oldu. Konunun detaylarını Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Refik Erdim’den dinledik. 

Tıptaki adıyla Stres Kardiyomiyopatisi ilk kez 90’lı yıllarda Japonya’da tanımlandı. Duygusal veya fiziksel bir gerginlik sonucu aşırı stres hormonu salınımına bağlı olarak göğüs ağrısı veya nefes darlığı gibi kalp krizine benzer bulgularla ortaya çıkan hastalık sıkılıkla sevilen bir kişinin ani kaybı sonrasında gözlendiği için toplumda ‘Kırık Kalp Sendromu’ olarak anılmaya başlandı. Sendrom nedeni ile adrenalin gibi stres hormonlarının kalp kası üzerine olan olumsuz etkileri sebebiyle kalbin genellikle uç kısmında kasılma yeteneğini kaybetmesine neden olduğu bilgisini veren Dr. Refik Erdim buna bağlı olarak ciddi ritim bozukluğu, kalp yetmezliği, şok ve hatta yüzde 1-3 hastada ölüm ile sonuçlanan klinik tablolar ortaya çıkabildiğini dolayısıyla da bu hastalığın hayati önem taşıdığını vurguluyor. Bizim aklımıza ise hemen kalp kırmanın yalnızca dostluklara, aileye, sosyal çevreye değil ömre bedel olduğu geliyor.

KALBİN ZEHRİ STRES

Sendromun detaylarını sorduğumuz Doç. Dr. Erdim: Kırık Kalp Sendromu, kalp krizi ile benzer bulgularla ortaya çıkan, fakat oluşum mekanizması kalp krizinden farklı olan bir hastalık. Ancak bunun yanında aşırı stres ve gerginliğin kalp damarlarına olumsuz etki ederek kalp krizine yol açabileceği biliniyor. Aşırı stres kalp krizi oluşumu içinde önemli bir risk faktörü. Dünyadaki sıklığı net olarak bilinmese de, acil servise kalp krizi şüphesi ile başvuran hastaların yaklaşık yüzde 2-3 ünde Kırık Kalp Sendromu mevcut olduğunu söyleyebiliriz. Duygusal ve fiziksel stres bu hastalığın en büyük nedeni. Eşten, sevgiliden ayrılma, ölüm, aşırı korku, iş kaybı, şiddetli tartışma duygusal strese neden olurken ağrılı diş çekimi, cerrahi operasyon veya tıbbi işlemler fiziksel strese girmemize neden olur ve bunlar bu sendromu tetikler. Hatta az görünse de piyangodan para kazanmak veya iş yerinde büyük başarı ede etmek gibi ani ve aşırı heyecan ile gerginliğe yol açan mutlu olaylardan sonra da bu sendrom gözlenebilir.

EN ETKİLİ İLAÇ SEVGİ

Kalbi kırılmayan, üzülmeyen yoktur. Kırmak da kırılmak da doğamızda var. Peki ama kalbimizi nasıl koruma altına alacağız? Doç. Dr. Erim: Tedavide en önemli kısım stresin azaltılması ve ilaç tedavisi. Kalp krizindeki gibi damarlarda tıkanıklık olmadığı için kan sulandırıcı ilaç kullanılmasına gerek olmuyor. Genellikle 3-4 hafta içerisinde kalp fonksiyonları normale dönüyor. Fakat tekrarlama riski olduğu için stres düzeyi fazla hastalarda psikolojik danışmanlık gerekebiliyor. Kırık Kalp Sendromu’nun ortaya çıkmasına adrenalin ve kortizol gibi stres hormonları sebep olduğu için bu hormonların seviyelerinin azaltılarak endorfin gibi mutluluk hormon seviyelerinin arttırılması riski azaltıyor. Sevgi dolu ve mutlu ortamlardaki bireylerde bu hastalığın daha az görüldüğü biliniyor. Bu sebeple arkadaşlarımız ve sevdiklerimizle daha fazla görüşerek ve mutlu olduğumuz iş veya hobilerimizle uğraşarak bu hastalığa yakalanma riskini azaltabiliriz.

KADINLARI DAHA ÇOK ETKİLİYOR

Dr. Erim’in anlattıklarına göre erkeklerle kıyaslandığında çok daha duygusal bir yaratılışa sahip olan kadınlar bu sendroma daha çok yakalanıyor. Bu hastalık 55 yaş öncesi kadınlarda erkeklere göre 4-5 kat daha fazla gözlenirken, 55 yaş sonrası kadınlarda oran 9 kata çıkıyor. Artışın nedeni ise özellikle menopoz sonrası stres hormonlarının zararlı etkisini dengeleyen östrojen hormonunun azalması olarak gösteriliyor. Daha önceden anksiyete veya depresyon gibi psikiyatrik hastalığı olanlarda da Kırık Kalp Sendromu görülme oranı yüksek. Semptomların kalp krizine benzediğinden bahsetmiştik. Sendrom, ani başlangıçlı göğüs ağrısı veya nefes darlığı gibi belirtilerle ortaya çıkıyor. Bu belirtiler hastalığı başlatan stresli olaydan dakikalar veya saatler sonra ortaya çıkabiliyor. Bu sebeple hastaların zaman kaybetmeden hastaneye başvurmaları gerekiyor. Kırık Kalp Sendromu’nda başvuru şikayetlerinin, elektrokardiyografi bulgularının ve kan tetkik sonuçlarının kalp krizi ile benzer olması sebebiyle kesin tanı kalp anjiyosu ile konulabiliyor. Kalp krizinde anjiyo neticesinde kalp damarlarında tıkanıklık saptanırken Kırık Kalp Sendromlu hastaların damarları ise tamamen açık oluyor.