24 Nisan 2024 Çarşamba / 16 Sevval 1445

Karadağ: Türkiye sağlık sektöründe öncü rolde

Kanal 24’te yayınlanan Sağlık Merkezi programı, yeni yayın döneminde de sağlık sektörünün nabzını tutmaya devam ediyor. Meral Karadağ’ın sunumu ile ekranlara gelecek olan program Türkiye’deki önemli sağlık sorunlarını ele alıyor. Karadağ “Artık Türkiye’de sağlık hizmetlerine erişim, dünyanın birçok ülkesinden çok daha kolay ve çok daha kaliteli” diyor.

GİZEM TÜMBAY KOÇAK 16 Eylül 2017 Cumartesi 07:00 - Güncelleme:
Karadağ: Türkiye sağlık sektöründe öncü rolde

“Sanki evimde oturuyormuş gibi ağırlıyorum doktorları ve hastaları” diyor spiker ve gazeteci Meral Karadağ. Sektöre yıllarını vermiş usta spiker, Kanal 24’te yayınlanan Sağlık Merkezi programı ile yeni yayın döneminde de izleyicilerle buluşuyor. 7’den 70’e herkese hitap eden Karadağ, Türkiye’deki önemli sağlık sorunlarına programında yer vermeye devam ediyor. “Çocukken doktor olmak istiyordum ama beni kan tuttuğunu anlayınca vazgeçtim. Ancak yıllar sonra bu meslekle bağlantılı bir iş yapmaya başladım” diyen sunucu ile Türkiye’deki sağlık sektörünü, teknolojik gelişmeleri ve yeni yayın dönemini konuştuk. 

Yeni yayın döneminde bizleri neler bekliyor?

Sağlık Merkezi 3 bin küsur bölüm oldu. Bu anlamda Türkiye’nin en uzun soluklu sağlık programı. Bu durum benim gururumdur. Programa yaklaşık bugüne kadar 2500 konuk çıktı ve ben de bu sayede tıp ihtisasını yapmış kadar bilgi sahibi oldum. Aslında konsept çok değişmedi. Bu sene de cumartesi ve pazar günleri yayında olacağız. Biraz daha samimi bir sunumla, hafta sonu konseptine dönük olacağız. 

Konuk seçiminde neye önem veriyorsunuz?

Programın konukları arasında özellikle vaka seçimine dikkat ediyor, iyileşme hikayelerine yer veriyoruz. Daha çok hastalıkların görülme sıklığına bakıyoruz. Ama araya çok az bilinen hastalıkları da serpmeye çalışıyoruz öpücük hastalığı gibi… Son zamanlarda el-ayak hastalığı diye bir hastalık çıktı. Az bilinen fakat toplumda yüzde 1’de olsa görülen hastalıkları da araya serpmeye çalışıyoruz. 

Her sağlık problemi için işin uzmanını buluyorsunuz.

Türkiye’deki önemli sağlık sorunları; diyabet, obezite, kalp-damar hastalıkları, kanser tedavileri ve kısırlık tedavileri. Biz daha çok ailelere yayın yaptığımız için onlara umut veren hikayeleri yansıtmayı tercih ediyoruz. Kanser vakalarında ağır kanser hastalarının tedavi sonucunda nasıl hayata bağlandıklarını ekranlara getirmeye çalışıyoruz. Çocuk sahibi olmak isteyip, uzun zamandır olamayan çiftlere ümit vermek için aileleri ve tüp bebek tedavisi ile doğan bebekleri, doktorları ile stüdyomuza davet ediyoruz. Bunun yanı sıra yeni jenerasyon tedavilerini an be an ekranda izleme şansları var. 

İzleyicilerden nasıl tepkiler alıyorsunuz?

Halkın katılımı çok yoğun. Canlı yayında onlardan sorular alıyor, kafalarındaki soruları anında cevaplıyoruz. Bu onlar için de rahatlama sağlıyor. Tabii doğru tedavilere, doğru hekimlere yönlendirmek amacımız. Bazen de bana ‘Hocam’ diye hitap ediyorlar ama ben “Doktor değil, gazeteci ve spikerim” diyorum.

Başka neler var?

Klasik tıbbın yanında artık alternatif tıbba da yer veriyoruz. Güzellik, beslenme önerileri her zaman olduğu gibi bu sene de programımızın konsepti arasında yer alacak. Kadınları önemsiyoruz. Zira onlar kendilerini önemserse hayat daha güzel olacak. 

Peki sizi diğer sağlık programlarından ayıran şey nedir?

İyi bir sunucu olmam. Çok eski bir spikerim ve haberciliğe sahada başlamış bir muhabirim. Spikerlik deneyimim çok uzun yıllara dayandığı için saptama kabiliyetim çok daha fazla. Karşımdaki konuğumu çok iyi dinlerim. Ben de kendimi ekranda çok doğal buluyorum. Bu izleyicinin de bana sıklıkla söylediği bir şey. Evimde, oturma odamda ağırlar gibi ağırlıyorum konuklarımı. Zaman zaman canlı yayında olduğumu unutuyorum. 

Yeni projeler var mı?

İlerisi için de kafamda bir kadın programı var. Ama okuma-yazma bilen, sinemaya ve tiyatroya giden A ve A plus kadına yönelik bir program yapmak istiyorum. Televizyonlarda kadınları saçma sapan bir konuma sokmalarına tahammül edemiyorum. Bugün oturduğumda televizyonlarda gündüz kuşağında izleyecek bir kadın programı bulamıyorum. Kadınların zekâlarıyla alay edildiğini düşünüyorum. 

ORGAN NAKLİNDE EĞİTİMLER VERİYORUZ

Türkiye tıp teknolojisi açıdan ne durumda?

Türkiye’de sağlık hizmetlerine erişim, dünyanın birçok ülkesinden çok daha kolay ve çok daha kaliteli. Dünyanın bu konudaki öncü ülkesi ABD ve biz de ona yakın sıralardayız. Avrupa’da birçok ülkede yapılmayan tedaviler Türkiye’de yapılabiliyor. Mesela organ naklinde canlıdan nakile, dünyadaki birçok hekimlere eğitim veriyoruz. Karaciğer naklinde de sağlık turizmi açısından çok önemli bir potansiyel var. Tüp bebek tedavisinde dünyadaki fiyatların beşte biri fiyatına ülkemizde tedavi olma şansı var. O yüzden de sağlık turizminde Türkiye parlayan bir yıldız durumunda. Önümüzdeki 20 yılda sağlık alanında dünya starları arasına gireceğiz.

MERAL KARADAĞ

UMUT OLMAYA ÇALIŞIYORUZ

Stüdyoya konuk olan umut veren vakalar var mı?

75 yaşındaki bir teyzede boyun fıtığı ve boynunda omurga darlığı vardı. Sinirleri tamamen zedelendiği için teyze yürüyemiyordu. Kollarını, ellerini oynatamıyor, yemek yiyemiyor ve konuşma problemi yaşıyordu. Neredeyse vücudunun yüzde 80’i tutmayan teyze, ameliyat olup, 16 gün sonra stüdyomuza konuk oldu. Şu an bütün uzuvlarını kullanıyor ve yemek yiyebiliyor. Bütün hastalara önerdiği de bir şey var: Lütfen tedavinizi olun. Benim gibi 10 yıl boyunca beklemeyin. Kötürüm haline geldikten sonrası çok zor. Bu tür olumlu olabilecek örnekleri ekrana taşımak bizim için çok önemli. Bir de 48 yaşında 11’inci denemesinden sonra ikiz bebek sahibi olan bir kadın, 40 günlük bebeği ile stüdyoma konuk oldu. Tıp literatüründe zor olan bir yaşta çocuk sahibi olma hikâyesini anlatması bizim ve izleyiciler için de umut vericiydi.