20 Nisan 2024 Cumartesi / 12 Sevval 1445

Kırık bir ampul doğal bir bahçeye dönüştü

Kimi zaman bir kuş kimi zaman bir ağaç, kimi zaman da bir sevgi buluşturur bizleri sanatla. Filiz Yılmaz ise doğadan arta kalanlarla hayata geçiriyor sanatını. Kazdağları’nın eşsiz doğasından topladığı yaprak, sinek kanadı, taş ve yosun gibi malzemelerle fanusun içinde bir dünya oluşturan Yılmaz ilk çalışmasını kırık bir ampulün içine yaptı.

GİZEM TÜMBAY KOÇAK 21 Ekim 2017 Cumartesi 07:00 - Güncelleme:
Kırık bir ampul doğal bir bahçeye dönüştü

Kendini doğal yaşama adayan Filiz Yılmaz, dokuz yıl önce İstanbul’dan çıktığı yolculuğunun sonunda kendini Balıkesir’in Altınoluk beldesinde bulmuş. Evli ve iki çocuk annesi olan doğa aşığı Yılmaz, doğanın ona sunduklarını bir cımbız yardımı ile tek tek işliyor ve ortaya minik dünyalar çıkıyor. Teraryum sanatçısıbazen bir yaprağı camın içine yerleştirmek için saatlerce uğraşıyor. Bu işe yıllar önce Kazdağları’nda yaptığı yürüyüş esnasında kendine farklı gelen objeleri toplayarak başlayan Yılmaz, doğadan topladıklarının dışında başka malzeme de kullanmıyor. Kazdağları’nın tabiatına, kuşlarına, bitki örtüsüne aşık olduğunu söyleyen Yılmaz, ilk çalışmasını da yine doğada bulduğu kırık bir ampulün içine yaptı.

KUŞ KANADINDAKİ DÜNYA

Kara ortamının akvaryumu olarak nitelendirilen teraryum, şeffaf ve dayanıklı kapların içerisinde canlı bir hayat sunan, minyatür yaşam alanları olarak açıklanabilir. Bugünlerde revaçta olan teraryumların tarihi aslında sanılandan eski. Teraryumu 1830’lu yıllarda botanik tutkunu Dr. Nathaniel Ward tesadüfen buluyor. Zamanla geliştirilen bu yöntemle iç mekânlarda yetişmesi güç olan bitkiler koruma altına alınıyor. Minyatür bir doğal alanda varlıklarını sürdürüyorlar. Yılmaz gibi birçok kişi de ya hobi olarak ya da mesleki anlamada teraryum yapıyor. Yılmaz’ı diğer teraryumculardan ayıran özelliği orijinal malzemelerle yaptığı tasarımlardan ciddi kazanç elde etmesi. Bir parçanın yerini bulması için bazen yıllarca beklediğini söyleyen sanatçı şu bilgileri veriyor:  Kuş veya sineğin kanadından tutun, deniz yosunlarına ve ağaç dallarına kadar farklı malzemeleri kullanıyorum. Parçaların hepsinin bir hikayesi var. Bir malzeme bazen yerini bulması için dokuz sene kadar bekleyebiliyor. Bazı çalışmalarım yıllarca gerekli parçayı arıyor. Bu sanatın en püf noktası malzeme toplamak. Sabahın ilk ışıklarında sahilde malzeme arıyorum. 

FATİH’İN PADİŞAH PINARI İLHAM KAYNAĞI

Yılmaz’ın, en gözde eserlerinden biri Kazdağları’nda Fatih Sultan Mehmet’in gezdiği yer olarak rivayet edilen Padişah Pınarı tasviri. Kendisini çok etkilediğini ve çalışmalarıyla ölümsüzleştirmeye karar verdiğini söyleyen Yılmaz “Bu çalışmam yıllar sürdü ve malzemeleri çok büyük özenle seçtim” diyor ve devam ediyor: Çalışmalarımın büyük çoğunluğu satılık değil. Ama satılık olanlar da var. Bazı çalışmalarım bir günümü bazıları ise uzun yıllarımı alabiliyor. Yapım süresi istediğim malzemeyi yerine yakıştırmama bağlı. Bir küçük ürün ile bir ay uğraştığım oldu. Bana göre çok farklı bir dünyaya açılan bir pencere bu sanat. Özellikle ev figürlerine yer verdiğim çalışmalarım sadece Altınoluk ile de sınırlı değil. Safranbolu, Artvin gibi Türkiye’nin birçok bölgesinden evleri de yansıtıyorum. Çalışmalarımın değeri ise 100 liradan 10 bin liraya kadar çıkıyor.

 Filiz Yılmaz, yıllarca tabiattan topladığı sıradışı bitkiler, taşlar ve kuş tüylerinden kendisine koleksiyon hazırladı.