24 Nisan 2024 Çarşamba / 16 Sevval 1445

Korkmayın! Kanserle mücadelede teknoloji yanınızda

Ekim ayı ‘Meme Kanseri Farkındalık Ayı.’ Bu tip hastalıklarda erken teşhisin önemini bilmeyen yoktur. Ancak meme kanserinde yalnızca tedavi değil, hastalık sonrası fiziksel onarım için de erken davranmakta fayda var.

Büşra UĞRAŞ22 Ekim 2016 Cumartesi 07:00 - Güncelleme:
Korkmayın! Kanserle mücadelede teknoloji yanınızda

Meme kanseri bazı kadınların bir dakika bile aklından çıkmıyor, özellikle bu hastalıkla mücadele edenlerin. Görülme oranı en yüksek olan kanser tiplerinden biri. Üstelik tedavi olsanız dahi doku alındığı için fiziksel görüntüyü olumsuz etkiliyor. Ancak şükür ki her gün yenilenen tıp dünyasındaki teknolojik gelişmeler sayesinde artık çok fazla korkmamıza gerek yok. Yalnızca tedbirli olmalı ve hastalığa karşı gözümüzü dört açmalıyız! Plastik ve Estetik Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Akın Yücel ile konuyu konuştuk. Bize kadınların korkmaması gerektiğini anlattı ve vurguladı: Bu hastalıkta en etkili tedavi yöntemlerinden biri moralimizi yüksek tutmak. Yücel “Hastalık yaygın ama ölüm oranı düşük. Nedeniyse erken teşhis. Eğer hastalık çok ileri evrelere gelmeden teşhis edilirse fiziksel anlamda da yıkım yaşamadan bu hastalığı atlatmak mümkün” diye açıklıyor ve ekliyor “Hastalığı erken safhada tespit etmek kişinin kendisine bağlı. Kadınlara tavsiyemiz her duşta kendilerini kontrol etmeleri. Genelde kanserli kütleler ağrısız oluyor bu nedenle de fark edilmeyebilir. Şüphelendiğiniz kütleleri derhal doktora gösterilmeli.”

GEÇ OLMADAN PLASTİK CERRAHA GİDİN

Fiziksel görünümünü korumak isteyen kadının teşhis konduktan sonra hemen bir plastik ve estetik cerrahi uzmanıyla da iletişime geçmesi öneriliyor. Akın “Genel cerrah tedavi yöntemini belirledikten sonra plastik cerrahla konu hakkında görüşür ve bir planlama yapılır. Radyoterapi uzmanının da uygun gördüğübir yöntem belirleriz. Hastanın derisi korunduysa kendi derisiyle bir düzeltme yapabiliyoruz, kötü durumdaysa başka bir yerden doku transferi yapıyoruz. Ama eninde sonunda bir şekilde tedavi ediliyor. Gelişen teknoloji sayesinde çok fazla seçenekleri olduğunu bilmeliler. Ancak hastalık ilerleyen saflardaysa müdahale etmemiz pek mümkün değil.”

ÇARESİ OLDUĞUNU UNUTMAYIN

Akın “Kabullenme dönemi en sancılı dönem. Ama onarım seçeneğinin olduğunu bilmek hastanın tedavi sürecini daha kolay atlatmasına yardımcı oluyor. Hayata daha çok tutunabiliyorlar. Bu hastalığa yakalanan kadınlarının onarım şansına sahip olduklarını bilmeleri gerekiyor. Moral zaten bu tip hastalıklarda en iyi tedavi.”

Dış görüntüyü korumak için tehis konduğunda hemen bir estetik cerrahla görüşün.

Meme kanseri erkeği de depresyona sokuyor

Medical Park Göztepe Hastane Kompleksi Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Selma Bozkurt,  meme kanserinin kadınlar üzerinde ciddi bir travma oluşturduğuna dikkat çekiyor. Tanı ve tedavi sürecinin eşleri de yıprattığını hatırlatan Bozkurt, hastaların yanı sıra eş ve çocukların da psikolojik destek alması gerektiğini söylüyor. Doç. Dr. hastalıkla psikolojik açıdan nasıl mücadele edilebileceğiyle ilgili çiftlere önemli bilgiler verdi: Meme kanseri kanser türleri arasında ruhsal ve psikososyal yönleri açısından en çok araştırılanı. Hastalığın ilerlemesi, tekrarlaması ya da tedavi sürecinin belirsizliğine ek olarak kemoterapi ilaçlarının yan etkileri, cerrahi müdahale sonucu beden ve benlik imajındaki bozulmalar, sosyal ilişkilerin kesintiye uğraması, şiddetli ağrı ve ölüm korkularına sıkça rastlanıyor.”  Hastalığın aile içi krizlere zemin hazırladığını belirten Bozkurt “Zaman içinde hastaların eşlerinde tükenmişlik, motivasyon kaybı, yorgunluk gibi belirtiler gözlemlenebiliyor.

AİLECEK DESTEK ALINMALI

Eşler, yaşamlarında ilk kez bu kadar yakından deneyimledikleri bu zor süreçte sıklıkla hastaya nasıl davranmaları gerektiği konusunda ve hastalık sürecini birlikte nasıl daha sağlıklı atlatabilecekleri konusunda kendilerini yetersiz hissedebiliyor. Durum evlilikleri de yıpratabiliyor. Tedavi sürecinde gereken psikolojik destek göz ardı edildiğinden çiftler daha fazla ruhsal sorun yaşıyor.”

Erkekler hastaya nasıl davranmaları gerektiği konusunda kendilerini yetersiz hissediyor.