24 Nisan 2024 Çarşamba / 16 Sevval 1445

Mücevher ustasından yarım asırlık hikâye

Kapalıçarşı’da bir kuyumcu atölyesi... Kapısından henüz 13 yaşında bir çocuk girer. O günlerin küçük çırağı, şimdilerin mücevher çınarı Naci Şenocaklı. “Niye kendi tasarımlarımı yapmıyorum?” diyerek özgün ürünler ortaya koymaya başlayan Şenocaklı ile mücevher işinin inceliklerini konuştuk.

MELEK AYDIN28 Nisan 2018 Cumartesi 07:00 - Güncelleme:
Mücevher ustasından yarım asırlık hikâye

Kadınların olmazsa olmazlarından biri de şüphesiz takılar. İlk çağlardan günümüze kadar gelen süs merakı, madenlerin keşfedilmesiyle birlikte boyut değiştirerek günümüze kadar ulaştı. Hal böyle olunca takılar artık kişiye özel tasarımlarla piyasadaki yerini aldı. Türkiye’de mücevher sanatının öncü ismi olan “Diamondby Naci Şenocaklı, tamamen özgün tasarımlarla hem kaliteli işlere imza atıyor hem de Türk mücevher sanatına yarım asırdır emek veriyor. Mücevher sektörüne yön veren Şenocaklı tam 53 yılını atölyesinde yaptığı tasarımlara adamış. Normal bir mücevherin vitrine çıkması bir hafta sürerken, Şenocaklı’nın tasarımlarını hazırlaması üç-dört ay kadar sürebiliyor. Çünkü her ürünü özenli ve titiz bir çalışma sonucu ortaya çıkarıyor. Bu küçümsenemeyecek zaman farkı doğal olarak ürüne yansıyor ve onları özel kılıyor. Kasım 1998’de Çırağan Sarayı’nda sergilenen muhteşem “Diamondby Naci Şenocaklı Osmanlı Koleksiyonu” ise mücevher meraklılarının hafızasında önemli bir yere sahip. El sanatlarında marka olmak kolay mı, hele de mücevher gibi özel bir alanda... Biz sorduk Şenocaklı cevap verdi.

Bu işe başlamaya nasıl karar verdiniz?

13 yaşında tesadüfen girdim. Ortaokulda maddi sıkıntılar yaşıyorduk. Abim kuyumcuda çalışırken beni de atölyeye verdi. Tam 53 yıldır özel tasarımlar yapıyorum. İşin ustalığını, ilmini, tezgâhını öğrendik. Sonrasında mağazacılık ve atölyecilikle devam ettik. 

Yaptığınız özel tasarımları ne kadar sürede teslim ediyorsunuz?

Gün saat veremem. Çünkü ben gece de çalışıyorum gündüz de, hafta içi de hafta sonu da. Aklıma yeni bir şey ne zaman gelirse o an çalışıyorum. Çoğu zaman aklıma gelen tasarımları, araba kullanırken düşünüyorum ve arabayı kenara çekip çizim yapıyorum.

Tasarımlara siz mi müşteri mi karar veriyor?

Tasarımlarımı ben belirliyorum, müşterilerime öyle sunuyorum. Tabi bazen talepleri de oluyor, onların modellerine göre çalışıyorum.  

Kolayı varken neden zorunu seçtiniz?

35 yıl önce kopya yapıyordum. Bir gün dedim ki “Niye kendi tasarımlarımı yapmıyorum ve müşterilerimle buluşturmuyorum?”. Özgün tasarımlarımı yapmaya başladım, müşterilerimden gelen talepler hep olumlu oldu. Bu durum bizi buralara kadar getirdi.

Tasarımlarınızın sadece ‘tek’ bir kopyası mı oluyor? 

Tek yaptığımız parçalar da var ama bazı ürünlerden en az beş adet yapıyoruz. Bir tasarım için iki üç ay uğraşıyoruz. Günlük tasarımlardan birden fazla yapabiliyoruz. Kıymetli bir parçayı kullandığımız zaman onlardan bir adet yapıyoruz. 

Kadınların takıya olan merakı ortada peki ya erkekler? 

Erkekler de kadınlar kadar meraklı diyebilirim. Ama onlar için daha çok deri üzerine gümüş işlemeler yapıyoruz. 

Kızınız da sizin yolunuzdan gidiyor. Bu ailede bir baba mesleği mi yoksa tamamen kendi tercihleriniz mi?

Evet bizde baba mesleği. Ben teşvik ettim. Yanımda da çalıştı, işi mutfağında öğrendi. Şimdi internet üzerinden kendi tasarımlarının satışını yapıyor. Öyle daha mutlu.

Size rakip diyebilir miyiz?

Asla! Aksine ben övünürüm bu durumla.

Değerli aksesuar alacaklar neye dikkat etmeli?

Ürünü alacağı firma çok önemlidir. Reklama bakıp almak yanlış bence. İnsanlar bir şey alacağı zaman kalitesini araştırsınlar, piyasa değerini iyi analiz etsinler. Bu işte estetik kadar önemi olan bir diğer şey firmadır. Mesela daha gösterişli ve büyük görülmesi için taşın yuvasını büyük tutarak ufak hileler yapıyorlar. Taş büyük gibi duruyor ama küçücük fiyat da ucuz olunca insanlar aldanıyor. Kullandıkları altının ayarı bile düşük. Pırlantadan konuşacak olursak pembe pırlanta çok değerlidir. Renk koyulaştıkça taşın değeri daha da artıyor.

‘Zeki Müren dükkana gelmez ben takıyı yapar gönderirdim’ 

Zeki Müren’e de takı satmışsınız...

Satışları sipariş üzerinden çalışırdık. O dükkâna gelmezdi siparişini verirdi, ben takıyı yapar gönderirdim. 

Koleksiyonlarınızın çoğu Osmanlı ve Türk motiflerinden oluşuyor. Bunun sebebi nedir?

Aslında Osmanlı ve Türk motiflerini modern dünyayla buluşturuyorum. Her tarzdan yapıyoruz. Osmanlı ve Türk motiflerini kullanmamın sebebi kendi kültürümüzü yansıtmak, bu motiflerle yaşatmaya çalışmak.

İki de kitabınız var. Bu yoğunlukta kitap çıkarmak nereden geldi aklınıza?

Amacım 53 yıllık tecrübeyi gençlerle paylaşmaktı. Bu mesleği yapmak isteyenlere bilgilerimi aktarmak istedim. Çünkü ben bu işi kolay öğrenmedim, kimse öğretmedi.