24 Nisan 2024 Çarşamba / 16 Sevval 1445

Mutluluğun önünde hiçbir engel duramaz

Sosyal medyanın yeni fenomenleri Özeker çiftiyle tanışıp ve onların azimlerinden ilham alın istedik. Skolyoz ve gelişim geriliği hastalığı olan Ayça Özeker ve cam kemik hastalığı olan eşi Mesut Özeker’le sohbet ettik. Ve imkansız diye bir şey olmadığını tekrar hatırladık…

BÜŞRA UĞRAŞ25 Şubat 2017 Cumartesi 07:00 - Güncelleme:
Mutluluğun önünde hiçbir engel duramaz

Bu hafta yepyeni bir öykü daha anlatmak istiyoruz okuyucularımıza. Bu öykünün içinde biraz umut, biraz hayal ve bolca mutluluk ve başarı var. Bir aile, dışarıdan bakıldığında ‘normal’ kabul edilen standartların biraz dışında görünüyorlar. Belki de sırf bu yüzden, farklı göründükleri için ayrıştırılmaya mahkum olduğunu düşünüyor bilinçaltlarımız. Ama ne mutlu onlara ki insanların ön yargılarına savaş açtılar. Sosyal medya sayesinde tanıdığımız bir ilham kaynağı daha var karşımızda bu hafta. Instagram’ın yeni fenomenleri Skolyoz ve gelişim geriliği hastalığı olan Ayça Özeker, cam kemik hastalığı olan eşi Mesur Özeker ile onların iki yaşındaki küçük oğulları Murat’ın öyküsü bu…

İLK GÖRÜŞTE AŞK

Her şey Ayça Özeker’in sesini duyurmak istemesiyle başladı. Kendi durumlarında olan insanlara ilham olmak için sosyal medyaya adım atıp onlara “Kendinizi eve kapatmayın, yalnız hissetmeyin, isterseniz her şeyi başarabilirsiniz, tıpkı bizim gibi!” demek için kolları sıvadılar. Ancak isterseniz önce hikayenin başına dönelim; 25 yaşında bir ev hanımı olan Özeker doğduğundan beri Skolyoz hastalığı ve gelişim geriliği ile mücadele ediyor. Rahatsızlığından dolayı ilkokula kadar okuyabilmiş, daha sonra bir vakıfta basın sorumlusu olarak çalışmış. İşte tam bu sıralarda internet üzerinden şimdi eşi olan Mesut Özeker ile tanışmış. Birbirlerini öyle çok sevmişler ki bir ay gibi kısa bir süre içinde evlenmeye karar vermişler. Özeker’in (Ayça) ailesi bu evliliğe razı gelmeyince ‘bir zorluğa daha göğüs gerebilirim’ diye düşünmüş olmalı ki evlenmiş. Neyse ki aradaki buzlar çabucak erimiş ve mutlu bir aile olmuşlar. Özeker hikayeyi şöyle anlatıyor: Eşimle dört yıl önce internette tanıştık, bir ay sonra evlenme kararı aldık. İlk görüşte aşktı bizimkisi hem ben çok fazla düşünüp irdelemeyi sevmiyorum. Bir şeyi ne kadar irdelerseniz o kadar sorunla karşılaşırsınız… Ama ailem evlenmemi istemedi. Biz yine de evlendik, kısa bir süre sonra ailemi aradım, iyi olduğumu söyledim. Ben tek çocuğum, “Tek evladımızdan olmak istemeyiz” dedi onlar da. Hemen ardından aileler tanıştı, onlarla da aramızı düzeltip, rızalarını aldık.

KENDİMİZE YETİYORUZ

Her şey böyle anlattığımız gibi çabucak olmamış tabii… Özeker çifti evlendiklerinden beri pek çok zorluğa göğüs germiş, ama birbirlerinin elini hiç bırakmamışlar. ‘Hastalıkta, sağlıkta’ hani sözde değil yani… Hem maddi hem manevi sıkıntılar baş göstermiş, bir de hastalık söz konusu tabii Özeker’in rahatsızlığından dolayı eşi işten ayrılmış, karısıyla ilgilenmiş. Özeker: Kalbimde sorun var, hastalığımdan dolayı her ihtiyacımı kendim karşılayamıyorum, skolyoz nedeniyle de eğilip, doğrulamıyorum. Bu konuda eşim bana çok yardımcı oluyor, işten ayrılmasının nedenlerinden biri de buydu. Biz birlikte bir hayat kurduk. Bakım maaşıyla geçiniyoruz, o da yetiyor Allah’a şükür. Çok zorlanmıyoruz, ne içkimiz ne sigaramız var, ekstra bir harcamamız olmuyor, kendi halinde yaşayan insanlarız… 

DALGA GEÇENLERE İNAT  

Gelelim Ayça Özeker’in sosyal medya macerasına…  Yaklaşık dokuz ay önce bir Instagram hesabı açan Özeker kendi gibi rahatsızlıklarla mücadele eden insanlara ulaşmak onlara “Engelleri kaldırın” demek istemiş. Özeker “İlham olmak istedik, bizim gibi olanlar kafalarındaki engelleri kaldırsın, bizim başardıklarımızı görsün ve kendilerini hapsettikleri düşüncelerden kurtarsınlar istedik. Bunlar benim için çok önemli. Sırf bu yüzden bizim gibi olan insanları sayfamda paylaşıyorum, onlara da elimden geldiğince destek olmaya çalışıyorum” diye anlatıyor. Özeker bedensel rahatsızlığı olan kişilere buradan da seslenmek istiyor ve “Kendi sesinizi duyurmaktan geri durmayın. Engeliniz size bir engel değil, bunun farkına varın. Bizim diğer insanlardan hiçbir farkımız yok. Tamam, bedensel olarak bazı dezavantajlarımız olabilir, ama zeka olarak farkımız yok. ‘Kim neyi başarabiliyorsa ben de aynısını yapabilirim’ diye düşünün. Lütfen kendi içinizde yaşamayın sorunlarınızı, hayata açılın, güzel yaşayın. Bir aile kurabilir, çocuk sahibi olabilirsiniz, yalnız olmak zorunda değilsiniz. Ben bunu öğrendim” diye ekliyor. Ancak bir sorun var; insanlar onları biraz yanlış anladı, dış görünüşleri yüzünden aşağılamaya kalktı. Sanmayın ki bu Özeker çiftini yıldırdı. Ayça Özeker: İnsanlar bizi çok yanlış anlıyor, sağlık durumumuzu kullanarak para dilendiğimizi zannediyorlar, boyumuzla dalga geçiyorlar… Bu iftiralar devam ederse savcılığa şikayette bulunacağım. Söylenenlere inat daha güçlü durmaya gayret ediyorum. Önüme kim çıkarsa çıksın, ayakta durmaya devam ediyorum. 

Engeliniz size bir engel değil. Hayata açılın ve güzel yaşayın. Bir aile kurabilirsiniz yalnız olmak zorunda değilsiniz. 

BİZ BUNLARI AŞTIK

Biz insanlar empati yeteneğimizi pek kullanmıyoruz. Ayça ve Mesut çifti gibi insanlar da bu nedenle çoğu zaman insanların bakışlarına maruz kalıyorlar. İkisi de “Biz bu tarz şeyleri çoktan aştık” diyorlar. “Sokakta yaşam da bizim için zor, hele tekerlekli sandalyede olan arkadaşlarımız için durum çok daha zor. Eşim koltuk değneği kullanıyor ve özellikle hastaneye gittiğinde çok sorun yaşıyor. Eskiye göre çok şey değişti ama yine de yeterli değil. Hele Aydın gibi küçük şehirlerde çok daha fazla sorun olabiliyor” diye de ekliyorlar.  

EVLAT EDİNMEK İSTİYORUZ

Çiftin iki yaşında da bir oğulları var; Murat. Bir bebekle ilgilenmek herkes için zordur, ancak Ayça Özeker gibi olanlar için durum daha farklı. Hatta oğulları Murat kardeşsiz kalmasın diye bir evlat edinmeyi de çok istiyorlar. Ayça Özeker: Murat’ı benim kucağıma verdiklerinde iki kilo bir bebekti onu bu zamana kadar eşimle beraber getirdik. Hiçbir zaman engelimi bir engel olarak görmedim. Kolay bir hamilelik süreci geçirdim ancak doğumum sorunluydu, bundan dolayı ikinci bir çocuk doğurma konusunda endişelerim var. Eğer uygun görülürse ben bir çocuk evlat edinmeyi çok isterim. Eğer olmazsa riskleri göze alarak bir çocuk daha düşünüyorum, oğlumun kardeşsiz büyümesini istemiyorum. 

ESRA EROL’DAN HAMLE

Ayça Özeker sosyal medyayı sesini duyurabilmek için de kullanıyor. Konuyu “Benim en büyük sorunum mutfaktı. Merdiven kullanmak zorundaydım, in-çık hem çok yoruluyordum hem de düşme korkusu yaşıyordum. Bu aslında biz engellilerin, özellikle boyu kısa olanların ortak problemi. Bu soruna da dikkat çekmeyi çok istedik. Bu konuyla ilgili hala çok mesaj alıyorum, benim gibi bu sıkıntıyı yaşayan çok insan var. Belki bu konuda biri bana el uzatır, yardımcı olur dedim. Yükseklerde gözüm yok sadece bir mutfak istedim. Sosyal medyadan sesimi duyurdum. Allah’a çok şükür, Esra Erol sesimizi duydu ve yardım etti. Şimdi rahatlıkla kullanabileceğim bir mutfağım var. Yemek yapmayı, mutfakta vakit geçirmeyi pek çok kadın gibi ben de çok seviyorum. Mutfak, benim kafamı dağıttığım yer. Bana çok eğlenceli geliyor yemek yapmak… Keşke herkesin bizimki gibi fırsatı olabilse ve en azından mutfağını kendine göre tasarlayabilse.