17 Nisan 2024 Çarşamba / 9 Sevval 1445

“Müziksiz hayat delilik olurdu”

“Türk müziği ve kendi bestecilerimiz bizim için öncelikli. Konserlerimize her zaman bir Türk eseri ile başlarız. Yabancı bir ülkede isek bu bizi evimizde hissettirir.” diyen Blanc et Noir, müziklerinde geleneksel ile Batı müziğini harmanlıyor.  

MERVE YILMAZ ORUÇ19 Ocak 2019 Cumartesi 07:00 - Güncelleme:
“Müziksiz hayat delilik olurdu”

Piyano deyince akla ilk olarak Batı müziği gelir. Ancak kendi öz müziğimiz de piyano başında hayranlık uyandıracak bir şekilde çalınabilir. Bunun en güzel örneğini ise geleneksel müziğimizi Batı müziği ile harmanlayarak sunan piyano ikilisi Selin Şekeranber ve Yudum Çetiner veriyor. Blanc et Noir, sahne isimleri. Uluslararası birçok müzik festivalinde yer alan ve dünya sahnelerinde Türk ve yabancı bestecilerin eserlerini farklı yorumlarıyla renklendiren piyanist Selin Şekeranber ve Yudum Çetiner, müzik tutkunu başarılı bir oda müziği grubu. Müzikal yolculukları 12 yaşındayken Bilkent Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi’nde Prof. Namık Sultanov’un sınıfında başlıyor. Moskova, Almanya ve İsviçre’de devam ediyor. 2010’dan beri de ikili olarak konserler veren Selin Şekeranber ve Yudum Çetiner iki meslektaş olmalarının yanı sıra müzik eğitimlerini  de birlikte almış  çok iyi iki dost. Bu durum kuşkusuz müziklerine olumlu yansıyor. Yıllardır birlikte sahne alan sanatçılar ile bir araya geldik hem “HANDS” adlı yeni albümlerini hem de müzik anlayışları hakkında merak ettiklerimizi konuştuk.   

GELENEKSEL MÜZİK BİZİM İÇİN ÖNEMLİ

“Müzik, bizim için seçtiğimiz bir iş değil, yaşam tarzımız. Başından beri ikimiz için de müzik çok sevdiğimiz ve ölene kadar yapmak istediğimiz bir tutkuydu. Piyano çalmak ise zamanla daha büyük bir aşka ve mutluluğa dönüştü. Bu konuyla ilgili duygularımızı en iyi anlatan büyük düşünür Nietzsche’nin şu sözüdür; ‘Müziksiz bir hayat delilik olurdu.’” diyen Yudum Hanım, müziğin sanat dalları içinde sınırsızlığın en güzel tanımı olduğunu söylüyor. 

Her tür müziği çalmaktan, dinlemekten ve bunu paylaşmaktan mutluluk duyduklarını dile getiren ikili geleneksel müziğimizi her zaman ön planda tutarak hem albümleriyle hem de konserleriyle seyircilere ulaştırıyorlar. Türk müziğini icra ettikleri yurt dışı konserlerinde dinleyicilerden olumlu dönüş aldıklarını dile getiren Selin Hanım şunları aktarıyor: “Yurtdışında gerçekleştirdiğimiz her konserimizin ardından dinleyiciler tanımadıkları bu değişik ritimli ve biraz melankolik müziği soruyorlar, notalarını ve CD kaydını istiyorlar. Hatta bu yüzden ilk albümümüz The Essence of Piano Duo’da yerli bestecilerimizin eserlerine ağırlık vermiştik. 

ELLERİMİZ BİZİ BİZ YAPTI  

Blanc et Noir’in yeni albümü  “HANDS” (Eller) ise geçtiğimiz günlerde çıktı. Albümde W.A. Mozart’ın iki piyano sonatı, M. Moszkowski’nin ülkeleri anlatan süiti, D.Shostakovich’in Concertino adlı eseri, S.Rachmaninoff’un Vocalise ve Fazıl Say’ın Alla Turca adlı eserinin iki piyanoya uyarlanan versiyonu yer alıyor. Albüme neden Eller ismini koyduklarını Yudum Hanım’a soruyoruz. “Ellerimiz; duygularımızı ve düşüncelerimizi ifade etmek için kullandığımız, parmak izimizi taşıyan, her birimizi diğerinden ayırt edilebilir ve eşsiz kılan, bizi birbirimize en çok bağlayandır. Günümüz dünya düzeninde huzursuzluğun ve savaşların patlak verdiği bir dönemdeyiz ve en çok da şimdi ‘Elele’ vermemiz ve güçlenmemiz gerektiği inancındayız.” diyen Yudum hanım sözlerine şöyle devam ediyor: “Birbirinden farklı ülkelerde gerçekleştirdiğimiz konserlerde müzik, her zaman hepimizi birleştirmeyi başaran unsur oldu. Aramızdaki farklılıkları olumlu algılamak bizi renkli kıldı. Ellerimiz birleştiğinde iki piyanist çok güçlü, daha dinamik ve ses getiren iki kadına dönüştük. Müzik hem gerçek hem de manevi anlamda ellerimizin birbirine değmesini ve birbirimize yakınlaşarak güçlenmemizi sağladı. İşte bu yüzden Eller-Hands…” 

 

Selin Şekeranber ve  Yudum Çetiner, 22 Ocak’ta Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda sahne alacak. İkili Aşık Veysel’den A. Piazzolla’ya kadar geniş bir repertuar ile seyirci karşısında olacak.

ADIMIZ SİYAH BEYAZ AMA BİZDE HER RENK MEVCUT

Sahnede Blanc et Noir takma adını kullanıyor ikili. Fransızca olan bu kelimelerin anlamı ise “Beyaz ve Siyah”. Bu ismi kullanmak Selin Hanım’ın aklına gelmiş. Sahne isimlerinin hikayesini de Selin Hanım’dan dinliyoruz: “Bize çok uyduğunu düşündüğümüz bu ismi Fransızca yazmamızın nedeni ilk festival konserlerimizin İsviçre Lozan Uluslararası Müzik Festivali’ne denk gelmesi oldu. Bizden acil bir grup ismi istediler ve biz de ismimizi onların yerel dili olan Fransızca olarak belirttik. Sonra da bu şekilde kaldı. Biz iki farklı karakterde ve ruhta insanlarız ama bu içimizde ya da müziğimizde sadece siyah ve beyazı bulundurduğumuz anlamına gelmiyor, tam tersine farklılığımızdan doğan çok fazla renk skalasına sahibiz.” 

MÜZİSYENLER DİNLEYİCİLERE YOL GÖSTERMELİ  

Yudum Çetiner, Türk müziğine olan ilginin gerçekten azalıp azalmadığını görebilmek için bazen resmin dışına çıkmak ve oradan bakmak gerektiğini vurguluyor. “Yurtdışında geçirdiğimiz yıllardan dolayı kendi müziğimize olan ilgimiz arttı.” diyen Çetiner, sözlerine şöyle devam etti: “İnsan kendi ülkesinde bildiği ve alıştığı müziği değil de dünyada neler oluyor diye bakıyor belki bu yüzden ilgi azmış gibi gözüküyor olabilir. Fakat ilginin artması ve bilinçlenebilmek için biz müzisyenlerin de dinleyicilere yol göstermesi gerektiğini düşünüyorum. Hepimiz biraz daha kendi bestecilerimizi ve kültürümüzü anlatan eserleri repertuarımıza alırsak hem Klasik Bati Müziği’ne hem de kendi müziğimize ilgi artacaktır.”