23 Nisan 2024 Salı / 15 Sevval 1445

Nejat Uygur'u küçük görenler sonra ayakta alkışladı

Nejat Uygur’un oyun biçimi olarak daha çok geleneksele sahip çıktığı için bazı tiyatrocular tarafından yok sayıldığını anlatan Behzat Uygur, “Devlet yardımlarının yapılacağı ilk yıl Nejat Uygur’a yardım çıkmadı. Hatta bu yardımı vermek için toplanan kurul tarafından ‘sanatsız’ olarak görüldü.” diyerek hem büyük ustaya hem gelenek tiyatrosuna yapılan saygısızlığı hatırlattı. Uygur, “Zamanında Nejat Uygur’u küçük görenler daha sonra onu ayakta alkışladı” dedi.

MERVE YILMAZ ORUÇ17 Kasım 2018 Cumartesi 07:00 - Güncelleme:
Nejat Uygur'u küçük görenler sonra ayakta alkışladı

Gelenek tiyatrosu deyince akla hep İsmail Dümbüllü ve Naşit Özcan gelir ama onlardan sonraki kuşakta bu bayrağı devralan isimlerden biri de Nejat Uygur’du. Türk tiyatrosunda geleneğin en güçlü temsilcilerinden olan Nejat Uygur aramızdan ayrılalı beş yıl oldu. Tiyatroya profesyonel anlamda 1949 yılında “Nejat Uygur Tiyatrosu” ile başlayan büyük usta, tiyatrosu ile Türkiye’nin dört bir tarafını karış karış gezdi. Miğferine Çiçek Eken Asker’den Cibali Karakolu’na çok sayıda oyunla özdeşleşen Nejat Uygur’u diğer komedyenlerden ayıran en önemli özelliği oyunlarının tuluat ve ortaoyunu temeline oturmasıydı. Sırf bu yüzden bazı sanat çevrelerinden dışlandı. Dönemin Kültür Bakanlığı ‘sanatsız’ olduğu gerekçesi ile O’nun oyunlarına destek olmadı. Ama halk, sanatçısına her daim sahip çıktı. Oğulları Süheyl ve Behzat Uygur da Nejat Baba’nın emanetini hakkıyla taşımaya çalışıyor. Vefatının beşinci yılında babası ile ilgili bilinmeyenleri anlatan Behzat Uygur, Nejat Uygur adını taşıyacak bir akademi ve tiyatro için uzun süredir mekan arayışında olduklarını söyledi. 

HALKIN SAHNEDEKİ GERÇEK SESİYDİ

Babalarının tiyatro mirasını bugün de devam ettiren Behzat ve Süheyl Uygur uzunca bir zaman babaları ile aynı sahneyi paylaştı. Nejat Uygur’un çok disiplinli olduğunu belirten Behzat Uygur, “Şimdi Süheyl de ben de bu disiplinle sürdürüyoruz oyunlarımızı. O bizim ustamızdı.” diyor. 

Cem Karaca, Barış Manço gibi toplumu birleştiren isimlerden biriydi Nejat Uygur. Neden bu kadar çok sevildiğini Behzat Uygur şöyle anlatıyor: “Babam, Geleneksel Türk Tiyatrosu’ndan gelen bir isimdi. Bizim olan bir tiyatrodan geliyordu. Gerçek anlamda halkın içinden biriydi. Halka sempatik gözükmek için değildi bu tavrı. Ülkenin tamamını doğusundan batısına ayrım yapmadan tiyatrosuyla defalarca gezdi. O dönemde bu turneleri yapmak çok zordu. Daha çok kitlelere ulaşan bir sanat dalı ile değil tiyatro ile bunu yapması, kendini sevdirmesi çok önemli. Nejat Uygur, yanlış gördüğü her şeye muhalifti ve tiyatrosunda hicvederdi. Hicvettiği kişiler de buna gülerlerdi. O dönemde muhatapları Süleyman Demirel, Turgut Özal, Necmeddin Erbakan, Bülent Ecevit’ti. Hepsi Nejat babanın oyunlarına gelir ve onu seyrederlerdi. Zannediyorum toplum da Nejat Uygur’u kendilerinin sahnedeki sesi olarak görüyordu. Sevilmesindeki en büyük etken buydu.” Oğul Uygur, “Ülkeyi defalarca tiyatrosu ile gezen bir ustanız varsa siz de gezeceksiniz, her zaman halkın yanında olmuş ise siz de aynısını yapacaksınız.” diyor.

UYGUR’UN HAKKINI TOPLUM TESLİM ETTİ

Tiyatroya bu kadar gönül vermiş hatta özümüz olan geleneksel tiyatroyu geliştiren Nejat Uygur’a sırtını dönenler de olmuş. Hatta belli bir kesimin Nejat Uygur’u ‘sanatsız’ ilan ettiğini hatırlatan Behzat Uygur sözlerini şöyle sürdürüyor: “Oyun biçimi olarak daha çok geleneksele sahip çıktığı için bazı tiyatrocular tarafından yok sayıldı. Kültür Bakanlığı tarafından özel tiyatrolara devlet yardımlarının yapılacağı ilk yıl Nejat Uygur’a destek çıkmadı. Hatta bu yardımı vermek için toplanan kurul tarafından ‘sanatsız’ olarak görüldü. Buna ilk karşı çıkan da Ali Poyrazoğlu, Levent Kırca ve Gazanfer Özcan oldu. Nejat baba bu duruma kırıldı. Yardım alamamasına değil o kurul tarafından ‘sanatsız’ olarak ilan edilmesine üzüldü. Ama halkı onun yanında oldu. Babam izleyenlerine ‘seyirci’ değil ‘akrabalarım’ derdi. Ona yapılanların cevabını halk her zaman verdi. Zamanında Nejat Uygur’u küçük görenler daha sonra onu ayakta alkışladılar.”

Tiyatroda hakkı teslim edecek olan halktır. Bu anlamda seyirci tarafından Nejat Uygur’a hakettiği değerin gösterildiğinin altını çizen Behzat Uygur, “Gittiğimiz her yerde Nejat Uygur’dan bahsederken seyircinin gözünde o ışıltıyı görmek hakkının teslim edildiğinin bir göstergesi. Vefat ettiğinde İzmir Fuarı’nda Nejat Uygur’un büstü başında oradaki belediye işçilerinin büstü temizleyip saygı duruşunda bulunup dua etmeleri de bir göstergedir.” diyor ve ekliyor: “Önemli olan halkın verdiği kıymet. Nejat Uygur ismine hem yaşarken hem de vefat ettikten sonra halk çok değer verdi. Tiyatro zor bir meslektir. Bu sevgiyi kazanmak özellikle de sadece tiyatro oynayarak kazanmak çok zordur.”

"Nejat Uygur, yanlış gördüğü her şeye muhalifti ve tiyatrosunda hicvederdi. Hicvettiği kişiler de buna gülerlerdi."

 

NEJAT UYGUR AKADEMİSİ VE ÖDÜLLERİ GELİYOR

Şu anda yerleşik bir mekanı olmayan Uygur Tiyatrosu’ndan gelecek döneme ilişkin müjdeli bir haber geldi. Akademi ve tiyatro yapacakları bir mekan arayışı içinde olduklarını söyleyen Behzat Uygur, “Maddi anlamda biraz külfetli olsa da yapmaya çalışacağız. Bu bizim borcumuz. Geleneksel tiyatro kapsamında Nejat Uygur Ödülleri düzenlemeyi de düşünüyoruz. Önümüzdeki yıllarda o da olacak inşallah.” dedi.  

TULUAT, USTAMIZDAN  BİZE KALAN EN BÜYÜK MİRAS

Gelenek tiyatrosunu güncelleyen bir isimdi Nejat Uygur. Geleneksel tiyatro içinde yetişen Behzat ve Süheyl Uygur da bugün tiyatrolarında bu anlayış içerisinde oyun sergiliyorlar. “Kalıp olarak Hacivat ve Karagöz’ü alıyoruz. Bütün oyunlarımızda muhavereler mutlaka vardır. Bunu günümüze uyarlarız. Tuluat tiyatrosundan geldiğimiz için her oyunda orta oyunu kalıplarından mutlaka yararlanırız. Tuluat yapmak başka bir şey. Ustamızın bize bıraktığı en önemli miraslardan biri de bu.” diyor ve ekliyor: “Seyircimiz de bunu bilir ve her oyunumuzun farklı olacağını bilerek gelir bizi izlemeye.” 

SİNEMAYI TİYATROYA UYARLADI

Nejat Uygur “Neden sinemada  daha fazla rol almadı?” sorumuzu Behzat Uygur şöyle cevaplıyor: “Kafasındakileri uygulayabilecek bir yönetmen ile tanışamadı. 1970’lerdeki Hey Amigo Ver Salata adlı oyunu için Kilyos’ta bir set kurdu. İlk 15 dakikası sinema perdesinde oynandı. 15 dakika sonra Western barından Nejat Uygur sahneye geliyordu. Sinemayı  tiyatroya taşıdı. Tiyatroda barkovizyon kullananlar ‘ilk kez biz yaptık’ deyince gülüyoruz. Ustamız, hep yenilikçi olmuştu. ‘Tiyatroda böyle şey olur mu?’ diyenlere bunun yapılabildiğini göstermişti.” 

GEREKİRSE SOKAKTA OYNARIZ

Nejat Uygur Tiyatrosu, uzun yıllar Kocamustafapaşa’daki Çevre Tiyatrosu’nda sahne aldı. Ancak bir kaç sezondur Uygur Tiyatrosu orada seyircisi ile buluşamıyor. Nedenini soruyoruz Behzat Uygur’a. “Geçen sezon bize sadece bir gün ayarlayabildiler ve o gün orada 80’lerdeki gibi perdeyi açtık sanki seyirciler o eski seyircilerdi. Aradaki bu iletişimi Semaver Kumpanya’daki arkadaşlar anlayamadı. Bu sezon da bize karşı olumsuz bir tavır var. En son ben aradım program hazır değil denildi. Ben de orada yaşayan insanlara bir açıklama yapma gereği duydum. Çevre Tiyatrosu Nejat Uygur Tiyatrosu olarak bilinir. Biz orada olmasa da sokakta tiyatromuzu sergileyeceğiz.”