25 Nisan 2024 Perşembe / 17 Sevval 1445

Obezite artık bir salgın!

“Diyetisyene gittim, spor yaptım kilo verdim. Ama sonrasında hep verdiğim kiloları fazlasıyla geri aldım” diyenlerin çaresi etkili ve kalıcı çözüm obezite cerrahisi...

Bahar Erdoğan19 Kasım 2016 Cumartesi 07:00 - Güncelleme:
Obezite artık bir salgın!

Dünya Sağlık Örgütü’nün raporuna göre şişmanlık 21’inci yüzyılın en önemli sorunlarından biri. Morbit obez dünyada bir salgın. Sigaradan sonra önlenebilir ölümler arasında ikinci sırada. Hatta birçok kanserin nedeni de obezite. Obezite kontrol altına alınmazsa yaşam kalitesi düşüyor diyen Op. Dr. Erol Vural: “Devlet bütçesine de yük artıyor. Çünkü obez hastalar hastaneden çıkmazlar. Ya diyabetleri vardır ya hiper tansiyonları... Basit ameliyatlar bile 10 kat daha fazla risklidir.” diyor.

Tüp mide ameliyatı nedir?

Laparoskopik cerrahinin gelişmesine paralel olarak tüp mide ameliyatı gelişti, arttı ve yayıldı. Başta ABD, Avrupa ve Uzak Doğu olmak üzere tüm dünyada en çok bu yöntem tercih ediliyor. Tüp mide ameliyatında, mide hacmi küçültülüyor. Yani midenin büyük bir kısmı alınarak küçük bir kısmı bırakılıyor. Bir de hormonun salgılandığı bir bölüm de çıkartıldığı için kişinin iştahı olmuyor. Dolayısıyla bir taşla iki kuş vurulmuş oluyor.

Midenin büyüme riski var mı?

En son İngilizlerin yaptığı bir çalışmada yirmi bin vaka üzerinde beş yıllık sonuçları irdelendi. Beş yılın sonunda yüzde 20’lik bir mide genişlemesi görüldü. Ama hiçbir zaman morbit obez olunmuyor. İdeal kilosuna indikten sonra hastanın kilosu üç-beş kilo oynayabiliyor. Ama asla eski haline dönmüyor. Çünkü biz ameliyatla midenin genişleyebilecek kısmını çıkartıyoruz. Ana fonksiyon gören kısmına dokunmuyoruz.

Bu ameliyat kimlere uygulanıyor?

Dünya Sağlık Örgütünün hazırlamış olduğu bir takım kriterler var. Kişilerin boyunun kilonun karesine bölümünden elde ettiğimiz vücut kitle endeksi 35 ve üzeri çıkarsa tüp mide ameliyatı yapıyoruz. Çünkü artık hasta morbit obez dediğimiz gruba giriyor ve bu gruptaki kişiler diyetle egzersizle kilo veremez. ABD Diyet Federasyonu’nun yaptığı bir araştırmada beş yıl takip edilen morbit obez hastaların diyetle sporla yüzde 15’i ancak kilo verebilmiş. Bunu da yıllar içinde sürdürebilenlerin oranı yüzde üç.

Bu ameliyatta ölüm riski var mı?

Tüm önlemleri almanıza rağmen binde iki ile binde üç ölüm riski var. Bu risk varis, safra kesesi, guatr ameliyatında da var. Yani ölüm riski her ameliyatta var. Birey zaten şeker hastasıysa obezse normalden çok daha fazla kalp krizi geçirme riski var.

İyileşme ve ideal kiloya ulaşma süresi nasıl?

12 ila 18 ay süresince kilo vermeye devam ediyor hastalar. Bu süre zarfında da bizim gözetimimizde oluyorlar. Ameliyat sonrası hasta tüm kişisel ihtiyaçlarını kendi giderebiliyor hemen ayağa kalkıyor. Hastaneden çıktıktan sonra bir hafta içinde kendine tamamen gelmiş oluyor.

 Ameliyattan sonra hastaların yeme alışkanlıkları değişiyor mu? Yani eskiden sevmedikleri şeyleri hastalar bu ameliyattan sonra seviyor mu?

Ameliyatın tat tomurcuklarını, yeme alışkanlıklarını değiştirme etkisi var. Artık mide eskisi kadar büyük olmadığı için çok az gıda ile doyabiliyor. Kişi et ve et ürünlerinden tiksinebiliyor. Balık ve balık ürünlerine yönelebiliyor. Bu ameliyatın safra kesesinde oluşturduğu değişikliklere bağlı. Bunlar olumlu gelişmeler çünkü mide kendisi için sağlıklı olanı kendi seçmeye başlıyor. Hasta bu doğrultuda yeni bir yeme alışkanlığı kazanıyor. Mesela acılı, baharatlı ya da gazlı içecek içerse midesi ağrıyor. 

Sporla desteklemek gerekiyor mu?

Şart değil ama yapılması tabii ki çok iyi. Biz hastaya zaten “Spor yap, diyet yap” demiyoruz. Zaten onları yapamadığı için ameliyat oluyor. Ancak hasta zayıflamaya başladıkça akciğerlerinin önündeki yük azalıyor kondisyonu artıyor ve kendi spor yapmak istiyor. Çünkü rahat yürüyebiliyor rahat merdiven çıkabiliyor.

Bu ameliyatın bu kadar popüler olmasının sebebi nedir?

Morbit obez dünyada bir salgın. Sigaradan sonra önlenebilir ölümler arasında ikinci sırada. Bir sürü kanserin nedeni obezite. Ülke ekonomisine verdiği zarar da var. Obez hastalar hastaneden çıkmazlar. Ya diyabetleri vardır ya hiper tansiyonları ya da akciğer problemleri... Basit sağlık ameliyatları normal hastadan 10 kat daha fazla risklidir. Bu hastalar aynı zamanda halk sağlığı açısından bir yük oluşturuyorlar. O yüzden ülkenin en çok savaşması gereken konulardan.

KÖR OLMADAN, DİYALİZE İHTİYAÇ DUYMADAN ÖNLEMİNİZ ALIN

Şeker hastalığı ameliyatının obezite ameliyatlarından farkı nedir?

Şeker hastalığı ameliyatı birey obez olmasa da yapılan bir ameliyat. Hasta, klasik tedavi yöntemlerinin hepsini denemiş şekerini düşürememiş ve şeker hastalığının komplikasyonları başlamışsa bu ameliyata ihtiyacı var demektir. Yani şeker hastalığı göze vurduğu zaman körlük, böbreğe vurduğu zaman diyaliz ihtiyacı, sinir uçlarına vurduğu zaman el ve ayakların kesilmesi gibi boyutlar getirir. Bir de olmazsa olmaz kuralı hasta tip2 dediğimiz diyabet olmalı. Tip1’lerde doğuştan insülin hormonu eksik onlara bu ameliyat yapılamıyor.