24 Nisan 2024 Çarşamba / 16 Sevval 1445

Alkadi: Savaş bizi güçlü kadın yaptı

Suriye’den kaçan mültecilere açık kapı politikasıyla kucak açan Türkiye’de zorlukları göğüsleyen kadınları tanımak istedik. Ibtisam Alkadi ve Mayada Koubasakkal hayata karşı verdikleri yaşam mücadelesini göz yaşları içinde anlattı. İki kadının yürek burkan hikayesi...

Bahar Erdoğan18 Şubat 2017 Cumartesi 07:00 - Güncelleme:
Alkadi: Savaş bizi güçlü kadın yaptı

BU ÜLKEDE KENDİMİ BULDUM 

İBTİSAM ALKADİ

Savaştan önce Suriye’de nasıl bir hayatınız vardı?

Suriye’de güzel ve mütevazı bir hayatımız vardı. Ben üniversite rehberlik bölümü mezunuyum, ama eşim çalışmamı kabul etmedi. Aile büyüklerimiz ile birlikte bir ev satın almış beraber yaşıyorduk. Evi satın aldıktan bir sene sonra savaş çıktı. Önce başka bir şehre göç ettik. Bombalar çoğalınca eşim, üç çocuğumla bizi bırakarak önce Libya’ya sonra Mısır’a geçti. Bir yıl sonra yanına bizi de aldırdı. Mısır’a gitmeden önce her şeyi sattık, akrabalardan borç aldık. Bir sene kadar orada yaşadık. Ama orada da darbe olunca Suriye’ye geri dönmek zorunda kaldık. Tam o sırada Suriye’de eşimin isminde Halepli bir siyasi aranıyordu. Esad isim benzerliği olan herkesi yakalıyor. Tekrar göç etmeye karar verdik ve Lübnan’a gittik. Orada kaldığımız sürede çok zor şartlar altında dağda yaşadık.

Böylece Lübnan’dan Türkiye’ye göç etmeye karar verdiniz...

Türkiye’ye gelmek hep aklımızdaydı ama ‘Orası çok pahalı geçinemezsiniz’ diye bizi korkutuyorlardı. Lübnan’daki kötü şartlar ve Şia’nın baskısına dayanamıyorduk. Yine borçla uzak akrabalarımızın yanına İstanbul’a geldik. Eşim tekstil işi yaptığı için ‘en iyi iş imkanı İstanbul Fatih’te’ dediler. İstanbul’a gelirken zorlandık ne dil biliyoruz ne de bir yol. Her şeyi Allah’a bırakıyorduk...

Nasıl bir savaş vardı?

Suriye’de tek bir savaş yok. Açlık, korku, din savaşı var. Hangi biriyle başa çıkabilirsiniz. Tabii tüm bunlarla başa çıkmaya çalışırken eşimle sık sık kavga ediyorduk. Hatta zaman zaman bana şiddet uyguluyordu.

Bu durumu çocuklarınıza nasıl anlattınız?

Çocuklarımı koruyamadığım için çok üzülüyorum. Psikolojileri bozuldu hepsinin. Hatta en büyük oğlum dayanamadı ve bizi bırakıp İsviçre’ye gitti. Kalan iki çocuğum eğitimsiz kaldı. Okula göndermeye paramız yetmeyince, çalışmaya başladım. Burada Suriyeli çocukların gittiği bir okulda rehber öğretmenlik yapıyorum.

Eşiniz nasıl izin verdi?

İş izin almaktan çoktan çıktı. Kim para kazanacak ben çalışmazsam. Evi geçindiriyorum ama hala ikinci sınıf insan muamelesi görüyorum. 

Başka bir yere ya da Suriye’ye tekrar göç etmek istiyor musunuz?

Eşim oğlumun yanına İsviçre’ye gitmek istiyor ama ben Türkiye’yi bırakmak istemiyorum. Bu ülkede kendimi buldum. Kısa süredir çalışıyorum ama takdir görüyorum. Adil bir hayat var. İki yaşamı da görünce bir kıyaslama yapabiliyorum. Artık seçimim hep Türkiye’den yana olacak. Bu savaş beni güçlü bir kadın yaptı. Hayata karşı hırslı ve ısrarlı bir kadın oldum.

Türk kadınları sizi nasıl karşılıyor?

Çok çabuk kaynaştık. Arap olmamıza rağmen Mısırlı kadınlar bizi kıskandı. Türk kadınları bizi kendilerinden görüyor. Aynı dili konuşabilirsek kardeşten farksız olacağız.

Suriye’ye dönme umudunuz var mı?

Bir gün tekrar Suriye’ye döneceğimize inanıyorum ama kızım diyor ki “Babasız annesiz kalabilirim ama Türkiyesiz kalamam” düşünün ki o kadar çok seviyor bu güzel ülkeyi.

EVİMİZİ VURDULAR

MAYADA  KOUBASAKKAL

Türkiye’ye göç etmeye nasıl karar verdiniz?

Suriye’de sınıf öğretmenliği yapıyordum. Eşim savaştan çok önce vefat etmişti. Üç kızım bir oğlum var. Kızlarım bir gün üniversiteden eve dönerken kurşunların bombaların arasında kalınca göç etmeye karar verdik. Oğlum da savaş fotoğrafçılığı yapıyordu durumun vahametini anlatınca göçe karar verdik. Evimiz vurulmuş tüm şehir mahvolmuştu. Satacağımız bir şeyimiz kalmamıştı. Suudi Arabistan’da yaşayan bir kızım biraz para gönderdi ve Türkiye’deki akrabalarımızın yanına geldik. Burada onlarla birlikte bir süre yaşadık. Her şeyimizin yerle bir olmasına rağmen zannediyorduk ki durum değişecek ve geri döneceğiz... Hiçbir şeyin değişmeyeceğini anlayınca elimizde kalan para ile bir ev tuttuk ve Türkiye’de tutunmaya, çalışmaya başladık tabii hiç kolay olmadı.

Ne gibi zorluklar yaşadınız?

İki kızım Türkiye’de bir kıyafet mağazasında çalışmaya başladı. Patron çok iyiydi. Dillerini geliştirdiler ancak paralarını alamadılar. Oğlum bilgisayar mühendisi o da ABD’li biriyle internet üzerinden anlaştı. Altı ayda tek bir kuruş alamadı.

Ne hissediyorsunuz?

Biz ülkemizden ilk savaş yok demek için çıktık. Mücadele edip ülkemizde kalmayı istedik ama işin içine silah girip din savaşına dönüşünce her şeyden nefret ettim.

Türkiye’de aradığınız umduğunuz şeyleri buldunuz mu?

Benim için Türkiye cennetten küçük bir parça gibi. Komşularım burada çok iyi çok yardımcı oluyorlar.

Suriye’de özlediğiniz şeyler var mı?

Kocamın bir fotoğrafını bile alamadım sadece elimde olmayan evimin anahtarı kaldı. Ama geride bıraktığım aile yakınlarım dışında oradaki hiçbir şeyi özlemiyorum. Maalesef artık Suriye’de bir geleceğimiz yok.

Suriyelilere yönelik yanlış algıyı yıkmak istiyoruz

Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) ‘Kadınlar Göç Yolunda’ projesiyle 436 mülteci kadınla bire bir görüştü. KADEM Dış İlişkiler ve Projeler Direktörü Sezen Güngör “Kadınlar yasal haklarını bilmiyor. Onlara bilgi sağlayacak merkezlerin açılması lazım” diyor.  

Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) mülteci kadınların yarasına merhem olmak için ‘Kadınlar Göç Yolu’nda projesini hayata geçirdi. KADEM Dış İlişkiler ve Projeler Direktörü Sezen Güngör iki yıllık araştırmanın ürünü proje hakkında Star Pazar’a şu bilgileri verdi: KADEM olarak mülteci kadınlarla çalışmamız ilk olarak Gaziantep temsilciliğimizin açılışıyla oldu. Açılışla birlikte bölgenin sorun ve ihtiyaçlarını öğrendik. Gördük ki kadınların birçoğu yasal haklarını bilmiyorlar. 

Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafndan Sivil Toplum Diyaloğu Programı çerçevesinde ortak fonlanan bu projeyi İtalyan Eurocultura  ve Türkiye’den Uluslararası Mülteci Hakları Derneği ile birlikte yürüttüklerini belirten Güngör “Projenin temel amacı mülteci kadınlar konusunda Avrupa ve Türkiye’de farkındalık oluşturmak. Avrupa ve Türkiye’de mültecilere çeşitli hizmetler sağlanıyor. Türkiye açık kapı politikasıyla Suriyeli mültecileri doğrudan kabul etti. Ama Avrupa’da mülteciler çeşitli prosedürlere ve mülakatlara maruz kalıyor. Biz bu kriterleri kadın açısından değerlendirdik. Mesela Avrupa mülakatlarında erkeğin bir siyasi partiye üyeydim diye kart göstermesi ve sığınma istemesi yeterli. Ama kadın ‘cinsel tehdide maruz kaldım’ dediği zaman bu durumu belgelemiyor. Görüşmeye çocuklarıyla gidiyor onlar için ayrı bir bekleme yeri olmadığı için tüm şeffaflığıyla yaşadıklarını anlatamıyorlar. Ayrıca sahada 439 Suriyeli mülteci kadınla sosyo-ekonomik ve kültürel durumları ve yasal haklar alanında yüz yüze görüşme yöntemiyle bir anket çalışması yaptık. Gördük ki kadınlar hiçbir yasal mevzuatları, bu hakları almak için nerelere başvurmaları gerektiklerini bilmiyorlar. Haklarını genelde ailedeki erkek üyelerden öğreniyorlar. Dolayısıyla bilgileri sınırlı. Türkçe derslerinden haberleri yok ya da nereye başvuracaklarını bilmiyorlar. Onlara bu bilgileri verecek merkezlerin açılmasına ihtiyaç var. Güngör “Bir de Suriyeli insanlar ile ilgili olumsuz imajı da değiştirmek istedik. O kadınların da çok çeşitli olabileceklerini, meslek sahibi ve eğitimli olabileceklerini ve neden bizim ülkemize sığınmak zorunda olduklarını anlatmak için sekiz mülteci kadının hikayesini konu edinen ‘Ayrılık’ belgesel filmini çektik. Ayrıca proje çerçevesinde İtalya’daki mülteci merkezlerini ve Türkiye’deki mülteci kamplarını ziyaret ederek Avrupa’lı STK’lara Türkiye’nin mültecilere yaptığı hizmetler gösterildi” diye konuştu.