25 Nisan 2024 Perşembe / 17 Sevval 1445

Cenk Torun: Şiddet mağduru bir erkeğim

Cenk Torun, 10 yıl önce ani kararla veda ettiği kameralara ‘Yeter’ dizisiyle yeniden ‘Merhaba’ dedi. Kadına yönelik psikolojik şiddeti konu alan diziyi ve hayatını anlatan Torun hem psikolojik hem de fiziksel şiddet mağduru erkeklerden çıktı.

RECEP ÇİLİNGİR 3 Aralık 2016 Cumartesi 07:00 - Güncelleme:
Cenk Torun: Şiddet mağduru bir erkeğim

‘Yeter’ dizisiyle 10 yıl sonra ekranlara dönen Cenk Torun bu hafta konuğumuz. Ünlü şarkıcı ve oyuncu Nurdan Torun’un oğlu olan Cenk Torun, kariyerinin zirvesindeyken ani bir kararla oyunculuğu bırakma kararı almıştı. Karaköy Andrea’da yaptığımız söyleşiden anlıyoruz ki bu kararın altında babasının trajik ölümü etkili olmuş. Lafı fazla uzatmadan Torun ile sizi başbaşa bırakıyoruz.

Oyunculuk kariyerinizde yükselirken aniden kaybolup ‘Yeter’ dizisiyle ekranlara yeniden döndünüz. Bu süre içinde neler yaptınız?

Yıllar hem zor, hem de enteresan geçti. Zor derken, sahne tozu dedikleri şey var ya insanın ciğerine işliyor. O hissi özlemeye başlıyorsun. Turizm ve işletmecilik derken, uzun bir dönem o işlerle uğraştım. Şimdi ise televizyonlarla alakalı bir şey yapmak istedim. Sektörden uzak kaldığım dönemlerde televizyonlarla alakalı bir şey öğrendim. Ekranlardan uzak kaldığın anda, bütün bağların kopuyormuş malesef. 

Soyadınız avantaj sağlamadı mı?

Hayır, sağlamadı. O dönemlerde gelen birçok işi reddediyordum. Yeniden bir şeyler yapmak için çok çabaladım. Sonunda da ‘Yeter’ dizisiyle ekranlara dönmüş oldum.

Sektörde neler değişmiş?

Bıraktığım dönem dublaj ve başka bir yapının ağırlıklı olduğu bir dönemdi. Şimdi ise sesli çekim yapılıyor. 10 yıl öncesi ve bugün arasında uçurumlar var. Hep sufleye ve dublaja alışık olduğum için ilk başta çok zorlandım. Fakat, ekibim bana çok fazla destek olduğu için kısa sürede uyum sağladım. 

Karşınızda teknolojiye alışık bir ekip buldunuz. Onlar size nasıl alışabildi? 

Onlara içimde yaşamış olduğum bu zorluğu hiçbir zaman hissettirmedim. Tüm senaryoyu ezberledim. Hatta herkesin senaryolarını da ezberlediğim için eksiklikleride tamamladım. Böylece kimse farketmedi. Üç bölüm misafir oyuncu olarak girdiğim diziye devam ediyorum.

‘Yeter’ dizisiyle beyaz ekran size neler kattı? Çünkü işletmecilikle çok uzun süre ilgilendiniz, hatta Kız Kulesi gibi bir yeri işlettiniz. 

Oyunculuğu gerçekten çok özlemişim! Apayrı birşey. Ayrı kaldığım dönemde bile iyi piştiğime inanıyorum. Ekranlardan kolay kolay kopmayı düşünmüyorum.

Oyunculuğun dışındaki iş hayatı ne olacak?

Artık kendimi tamamıyla oyunculuğa verip buna kanalize olmak istiyorum.

Bu karar aile ve ev yaşamınızda neyi değiştirdi?

Açıkçası bir şeyi değiştirmedi. İşletmecilik yaptığım yıllarda da çalışma saatlerim yoğundu. Oyunculukta aynı yoğunlukta devam ediyor. İkisinde de sabah-akşam çalışıyorsun. Yoğun bir tempo içindeyim. Ayrıca işte mutluluk eve de yansıyor. 

 ‘Keşke’ dediğiniz bir şey oldu mu?

Geriye dönüp baktığımda keşke diyorum; ama dönemin şartlarında öyle yaşanması gerekiyordu.

Bunca zaman size dostlarınız ve camiada tanıdıklarınızın sahip çıkmamasının özel bir sebebi var mıydı? 

Kendi hatalarımdan kaynaklanıyordu. Özel sebebi yok. Bazı konularda yanlış kararlar aldığımı düşünüyorum. Belki de çok çabuk pes ettim. ‘Biraz da şimdi başka bir işle ilgilenmeliyim’ dediğim sene 2007. Belki kendimi biraz daha zorlasaydım, başka yollar açılabilirdi. Yaptığın seçimler seni bir yola sürüklüyor ve o yol, o seçim hata da olsa sen o yoldan deneyimler kazanıyorsun. Şimdi bambaşka bir

Cenk Torun oldum. 

Dizi oyuncuları gibi izleyicinin de profili değişti...

 O zamanki şeyler ile bu zamanki şeylerin arasında dünya kadar fark var. Bir kere ulaştığın kitle çok farklı. Şimdi bana Araplar’dan da Arapça mesajlar geliyor. O zamanlar yoktu böyle şeyler.

 ‘Yeter’in reyting başarısının sırrı ne?

‘Yeter’ senaryo açısından diğer dizilerden farklı. Hakikaten senaristlerin hakkını vermek lazım. Konuyu çok farklı ve güçlü bir şekilde yazıyorlar. Standart Türk dizilerinin yanında psikolojik şiddeti anlatan bir dizi.

“Seçimlerimin sürüklediği yolda deneyimler kazandım. Bambaşka biri oldum.”

O kadın kolumda sigara söndürdü!

 ‘Yeter’ kadına şiddeti konu alan bir dizi. Sizce dizinin tutmasında şiddet mağduru kadınlar mı etkili oldu?

 Kadına fiziksel bir şiddet olmaz. Psikolojik şiddet için de aynı durum sözkonusu.  ‘Yeter’ Türk dizi tarihinde ilk kez başrol oyuncusunu öldüren yapım oldu. Başka hiçbir dizide başrol oyuncusu ölmedi. Ya değişmiştir yerine başka biri girmiştir, ya da devam etmiştir.

Bu tarz diziler toplumda yönlendirme yapabilir mi?

Zaten bunlar günlük hayatımızda olan şeyler. ‘Bu tarz dizileri izledikçe bu toplumsal olaylar çoğalıyor’ görüşüne hiç katılmadım. Çünkü bunlar zaten toplumda olan şeyler ve insanın yetiştirilme tarzıyla ilgili. İçinde olanı dışarı vurursun.  Hayvana şiddet, kadına şiddet, çocuğa şiddet... Sen çocukluğundan beri şiddet görerek yetiştiysen zaten içinde oluşur o duygu. 

Kadına şiddet uyguladınız mı?

Fiziksel olarak hayır. Psikolojik olarak uygulamış olabilirim. Yani, “Şunu giyme”, “Şöyle yapma”, “Dışarıya çıkma” söylemleri de bana göre psikolojik bir şiddettir. Ama psikolojide bilinen şekliyle mahrum bırakma ve zorlama şeklinde baskı asla uygulamadım.

Kadından şiddet gördünüz mü?

Gördüm. Bir arkadaş kendimi geri çekince, üzerimde sigara söndürdü. Ne ünlüydü ne de tanıdığım biriydi. Konuşmak istedi. Ben ilgilenmeyince, “Sen misin ilgilenmeyen” diyerek sigarayı söndürdü. Yine bir şey yapmadım, sinirlendim ama sesimi çıkarmadım.

15 TEMMUZ’DA HERKES GİBİ ÜLKEMİ KORUDUM

15 Temmuz olayları aklımdan çıkmıyor. Verilmiş sadakamız varmış. Darbeye ve darbeci zihniyete kimse sıcak bakmaz. Eğer bu gerçekleşseydi hepimiz bitmiştik. O gece kendimizi bayraklarla dışarıya attık. Bizim için milli mücadele ruhu oldu. Sayın Cumhurbaşkanımız o çağrıyı bizlere yapana kadar biz de ne olduğunu anlayamadık. Televizyondan “Dışarı çıkın” dediğinde bir an bile düşünmedim. Herkes gibi ülkemi ve demokrasiyi korudum.  Eğer O’nu görmeseydik, hepimiz zaten ‘ne oluyor’ şaşkınlığını yaşarken bir anda her şey olacaktı. Şükür böyle bir şey gerçekleşmedi.

BABAMIN ANİ VEFATI BENİ ÇOK ETKİLEDİ

Babamın ani vefatı ile birçok şeyin üst üste gelmesi beni psikolojik olarak etkiledi. Bu travmalar ruhumda büyük bir patlamaya neden oldu. Oyunculuk yerine işletmeciliğe bu yüzden yöneldim. Bu sektör mücadele ve sabır gerektiriyor. 10 sene önce profesyonel bir ekip yoktu. Her şeye kendimiz karar veriyorduk. O zamanlar en çok çalıştığım yapımcım Osman Yağmurdereli’nin ağabeyini unutamam.  Menajer sistemi olmadığı için ‘Çılgın Bediş’in yapımcısından büyük darbeler almıştık.

KURTLAR VADİSİ TUTMAZ DEDİM UKDE KALDI!

Bir dönem ‘Kurtlar Vadisi’nden başrol teklifi gelmişti. Fakat ben bu teklifin çok fazla tutacağını düşünmediğim için reddetmiştim. Bir yere gitmem gerekiyordu. Sonra çok pişman oldum. Hala daha o pişmanlığım devam ediyor. Şu an ‘Kurtlar Vadisi’nden bir teklif gelse düşünmeden girerim. Şimdi ilginin eskisi gibi olmamasına hatta reytinglerin düşmesine rağmen, girerim. Bu macerayı yaşamak isterim. Hani derler ya, ‘İçimde ukde kaldı.’ ‘Kurtlar Vadisi’ benim için öyle...