19 Nisan 2024 Cuma / 11 Sevval 1445

Suriye’nin geleceği Türkiye’ye bağlı

“Türkiye’deki Suriyeli çocukların eğitim süreci, zor koşullarda hayatlarını devam ettiren birkaç neslin geleceğini doğrudan etkileyecek. Nitekim Suriye’de barış ortamının sağlanması halinde bu ülkeyi yeniden inşa edecek nitelikli insan gücünün yetişmesi de nitelikli bir eğitimle gerçekleşecek. Bu nedenle hem bireysel hem de toplumsal boyutlarıyla birlikte Türkiye’deki Suriyelilerin eğitim süreçleri önemli bir konu.” 

MERVE YILMAZ ORUÇ27 Temmuz 2019 Cumartesi 07:00 - Güncelleme:
Suriye’nin geleceği Türkiye’ye bağlı

Ülkemizde bulunan Suriyeli mültecilerin yarısını çocuklar oluşturuyor. Savaşın ne zaman biteceği belli olmadığı için daha ne kadar mülteci olarak yaşayacakları belirsiz. Bu anlamda devlet, onların temel ihtiyaçlarının karşılanması ve sosyal uyumlarının sağlanması bakımından çeşitli çalışmalar yapıyor. Bu programlar içerisinde eğitim önemli yer tutuyor. Başlangıçta Geçici Eğitim Merkezleri’ne (GEM) giden Suriyeli çocuklar artık devlet okullarına da gitmeye başladı. Şu ana kadar Suriyeli çocukların yüzde 60’ı okullaştı. Ancak hâlâ okula ulaşamayan büyük bir kesim de var. 

BİR BUÇUK MİLYON OKUL ÇAĞINDA ÖĞRENCİ VAR

Türkiye’de Göç İdaresi Genel Müdürlüğü verilerine göre 1 milyon 153 bin 5-18 yaş aralığında yani okul öncesi ile birlikte temel eğitim çağında Suriyeli çocuk bulunuyor. Ayrıca 0-4 yaş aralığında olan 533 bin Suriyeli bebek ve çocuk var. Bu rakam Türkiye’de doğmuş ve eğitim çağına yaklaşmakta olan ciddi bir nüfusun varlığını gösteriyor. Okul çağındaki çocuklardan 2018-2019 eğitim öğretim yılı için Milli Eğitim Bakanlığı’nın verilerine göre 549 bini devlet okulunda 96 bini GEM olmak üzere 645 bin Suriyeli çocuk eğitim almakta. Yine GEM’lerle birlikte okul öncesinde yaklaşık 32 bin, ilkokul düzeyinde 370 bin, ortaokul’da 170 bin ve lisede 60 bine yakın Suriyeli çocuk eğitim görmekte. Ayrıca 10 binden fazla çocuk ise lise hazırlık kursları ve açık liseye devam etmekte. Eğitime erişmiş çocuklar arasında en büyük katılım ilkokul düzeyinde. Lise düzeyindeki çocukların eğitime erişimdeki en büyük engelleri ise maddi sıkıntılar. Peki bu çocukların eğitim seviyeleri ne durumda? Devlet okullarındaki öğrenciler ve öğretmenlerle uyum içindeler mi? Problemleri neler? Sorularımızı Geleceğin İnşası Türkiye’deki Suriyeli Çocukların Eğitimi adlı kitabın yazarı Müberra Nur Emin’e yönelttik.

DEVLET OKULLARINA GİTMEK İSTİYORLAR                             

MEB tarafından 2012 yılında Suriyelilerin kısa süre içerisinde ülkelerine geri dönecekleri varsayılarak eğitim politikaları belirlenmiş ve daha çok kamp içindeki Suriyeli çocuklara yönelik eğitim çalışmaları yapılmış. Kamp dışındaki Suriyeli çocukların eğitimlerinin ise daha çok STK’lar aracılığı ile yürütüldüğünü belirten Müberra Nur Emin, “STK’lar sadece dil kursları, din eğitimi, mesleki eğitim gibi yaygın eğitim bağlamında değil bizzat Suriyeli çocukların yarıda kalan örgün eğitimlerinin telafisi için de önemli çalışmalar gerçekleştirdi. Suriyeliler 2014’te kendilerine geçici koruma statüsü verilmesi ile sağlık, eğitim ve sosyal yardım hizmetlerine erişim imkânı elde etti. Bunun üzerine MEB Suriyeli çocuklara devlet okullarında eğitim alma imkânı sağladı.” diyor ve ekliyor: “Türkiye Suriyeli çocukların eğitimlerine yönelik iki model var. Bunlardan ilki acil eylem planı kapsamında GEM’ler idi. Bu merkezler hem kamp içinde hem kamp dışında faaliyet gösteren, Suriye müfredatına bağlı, Suriyeli öğretmenler tarafından Arapça eğitim sunan merkezler. Ancak GEM’lerden mezun olan bir öğrencinin diplomasının uluslararası geçerliliği yok. Bu duruma ilişkin MEB, Suriyeli çocuklara Türkiye’deki devlet okullarında Türkiye müfredatında ve Türkçe eğitim almalarına imkân sağladığı ikinci bir model sundu. Böylece Suriyeli çocuklar devlet okullarında eğitim almaya başladı. GEM’lerin bir kısmı kapatıldı, bir kısmı da çocuklar için devlet okullarına oryantasyon merkezlerine dönüştü. Ancak GEM’ler ara sınıf kademesindeki öğrenciler için hâlâ önemli bir alternatif.” Suriyeli çocuklar arasında en fazla okullaşmanın ilkokul kademesinde gözüktüğünü belirten Emin, okula erişememiş ilkokul çağındaki çocukların da olduğunu söylüyor ve ekliyor: “Gözlemlerimize göre dil bilmeme, ailenin eğitim imkanları hakkındaki bilgisizliği ve Suriyeli ailelerin illler arasındaki hareketliliği çocukların okula devamı konusunda ciddi bir engel teşkil ediyor.” 

MÜLTECİ ÇOCUKLARA EĞİTİM ŞART

Kuşkusuz Suriyeli çocukların geleceği burada aldıkları eğitimler ile belirlenecek. Bu açıdan bakıldığında çocukların okula gitmesi oldukça önemli. Göç ve eğitim ilişkisi üzerine yapılan çalışmalara bakıldığında  göçmen çocukların, bireysel gelişimleri, göç ettikleri ülkeye uyum sağlamaları, sosyal, kültürel ve iktisadî yaşam fırsatlarından yararlanmaları için eğitim süreçlerine ne şekilde dâhil edildiklerinin oldukça önemli olduğunu kaydediyor Müberra Emin. “Özellikle göç sürecinin stres ve travma oluşturduğu çocukların psiko-sosyal durumlarının eğitim aracılığı ile iyileştiği yapılan bazı klinik çalışmalarla da kanıtlanmış. Bunun yanı sıra göçmen çocuklar için okullar, sadece akademik gelişimlerini sağladıkları yer olmayıp aynı zamanda sosyalleşme, bütünleşme ve güvenlik gibi ihtiyaçların da karşılandığı yerler olarak kabul ediliyor. Bilhassa savaş, çatışma, doğal afet gibi nedenlerle zorunlu olarak göç etmiş çocuklar için eğitim artık temel ihtiyaçlardan biri olarak değerlendiriliyor. Geçmiş tecrübelere bakıldığında, herhangi bir acil durum anında öncelikle gıda, su, barınak ve sağlık gibi hayati öneme sahip yardımlara odaklanıldığı görülüyor. Eğitim gibi ihtiyaçlar ise daha ikincil konumda. Dahası, eğitim acil durumlarda yardımın bir parçası olarak algılanmıyor. Bu nedenle eğitim çağındaki çocuklar uzun süre eğitimden mahrum kalıyor ne yazık ki. Ancak artık acil durumlarda eğitim de, su, gıda, barınma gibi temel ihtiyaçlar arasında değerlendirilmeli.” diyen Müberra Emin sözlerine şöyle devam ediyor: “Ayrıca eğitim dışı kalmış çocukların, çocuk işçiliği, çocuk istismarı ve dilencilik gibi sorunları da beraberinde getirdiğini unutmamak gerekiyor. Eğitim dışı kalmış her çocuk suça ve suça yönelten her türlü örgüte katılma riski taşır. Bu da ciddi bir güvenlik sorunu oluşturmakta. Dolayısıyla mülteci çocukların eğitimi meselesi hem kendilerinin geleceği hem de toplumun geleceğini etkileyen kritik bir meseledir.” 

EN ÖNEMLİ SORUN DİL

Geçici koruma statüsünde olan ilkokul çağındaki Suriyeli çocukların eğitim süreçlerinde yaşadıkları en temel problem ise dil konusu. Bu anlamda Suriyeli çocuklara ve velilere Türkçe’nin öğretilmesi konusunda yoğun bir çaba harcandığını belirten Müberra Hanım, “Bu konuda ciddi bir eğitimci, materyal ve metodoloji sorunu var. Türkçe’nin ikinci bir dil olarak öğretimi konusunda eğitim fakültelerinin, TÖMER, Yunus Emre Enstitüsü gibi ilgili kurum ve kuruluşların daha çok desteğine ihtiyaç söz konusu. Dil bariyeri beraberinde iletişim sorununu da getiriyor. Eğitimin temel aktörleri olan okul müdürü, öğretmen ve öğrenciler, Suriyeli öğrenciler ile dil bariyeri nedeniyle iletişim kurmakta zorlanıyor. Sağlıklı bir iletişimin kurulamaması durumunda ise Suriyeli çocukların okula ve eğitim sürecine uyum sağlaması da zorlaşıyor.” şeklinde konuşuyor.   

Bazı öğretmenlerin isteksiz ve önyargılı tutumlarının da çocukları olumsuz yönde etkilediğini anlatan Müberra Emin, “Türkiye’nin bir anda böylesine büyük bir göç dalgası ile karşılaşması oldukça yeni bir durum. Bu nedenle Suriyeli çocuklara yönelik nasıl bir eğitim stratejisi izleyeceklerini bilmiyorlar. Ancak öğretmenlerin bu tecrübesizliği çocuklara isteksiz ve önyargılı tutum olarak yansıdığı zaman çocuklar okula uyum sağlayamıyor ve okul terki gibi durumlar ortaya çıkıyor. “ diyor. 

Suriyeli çocukların akademik eğitimleri bakımından da ciddi sorunlar var. Çocukların akademik seviyelerinin tespitini yapacak ölçme ve değerlendirme mekanizmalar oldukça yetersiz. Öğretmenler Suriyeli çocukları yerli öğrenciler ile aynı ölçme değerlendirme sürecine tabii tutuyor. Suriyeli öğrencilerin mülteci olmaları ve ana dillerinin farklı olması bu süreç içerisinde göz ardı ediliyor şeklinde konuşan Müberra Emin, bu durumun Suriyeli çocukların akademik olarak eğitimlerinin kesintiye uğramasına sebep olduğunu anlatıyor.    

SURİYELİ ÇOCUKLARIN YAŞADIKLARI SORUNLARA ÇÖZÜM ÖNERİLERİ:

• Öncelikle Türkiye’deki göçmenlerin eğitimi konusunda istikrarlı ve uzun vadeli politikalar geliştirilmeli.   

• Suriyeli çocukların Türkçe öğrenimi meselesine odaklanılmalı. 

• Suriyeli öğrenciler okula başlamadan önce okul iklimine ve eğitim sürecine dair oryantasyon sürecinden geçirilmeli. 

• Okula devamsızlık yapan ve okul terkinde bulunan Suriyeli öğrencilerin takibi yapılmalı. 

• Suriyeli öğrenciler, okula başlamadan önce 6 ay / 1 sene dil eğitiminden ve okula hazırlık eğitiminden geçmeli. Daha sonra kademelerine göre eğitim sürecine dâhil edilmeli. 

• Suriyeli öğrenciler ile yerli akranları arasındaki ilişkileri güçlendirecek ders içi ve ders dışı etkinlikler düzenlenmeli. 

• Ailelere yönelik belediyeler, okullar, halk eğitim merkezleri ve ilgili STK’lar ile işbirlikleri çerçevesinde Türkçe dil kursları düzenlenmeli. 

• Suriye’de eğitimini yarıda bırakmış ve Türkiye’de de uzun bir süre eğitime devam edememiş ara sınıf kademesinde olan çocuklar için ayrı politikalar oluşturulmalı. 

• Rehberlik ve psikolojik danışmanlık hizmetinin güçlendirilmesi gerekli. Öğretmenlere halihazırda verilen hizmet-içi eğitimler artırılmalı, bu eğitimlerin içeriği pratik ihtiyaçları karşılayacak nitelikte olmalı. 

• Başta Suriyeli öğrencilerin olduğu okullar olmak üzere tüm eğitim kurumlarında ve toplumda farkındalık eğitimleri verilmeli. Böylece ön yargı ve çatışmaların önüne geçilmesi, Türkiye toplumunun da bu yeni sürece adapte olması hızlandırılabilir. 

İKİ YÖNLÜ REHBERLİK HİZMETİ ŞART

Suriyeli velilerin çocuklarının devlet okulunda eğitim görmelerini istediklerini belirten Müberra Hanım çocukların devlet okullarında eğitim görürken bir uyum sorunu yaşadıklarını belirtiyor. Bu noktada rehberlik hizmeti gerekli. Ancak bu konuda eksiklerimiz var. “Bilhassa savaş travması yaşamış, yakınını kaybetmiş çocukların psikolojik anlamda desteğe ihtiyacı var. Örneğin bu çalışmada zil sesini bomba sesi zanneden çocuklarla karşılaştık. Savaş tecrübesi her çocuğun zihninde farklı hasarlar bırakıyor.” diyen Müberra Emin, rehberlik hizmetinin sadece Suriyeli çocuklar için değil yerli öğretmen, öğrenci ve veliler için de büyük bir ihtiyaç olduğuna dikkat çekiyor. Uyum dediğimiz meselenin tek taraflı değil çift taraflı olduğuna hatırlatan Müberra Hanım şunları aktardı: “Yerlilerin de Suriyeliler ile nasıl bir ilişki kuracağı, okula ve eğitime uyumları konusunda nelere dikkat edilmesi gerektiği hususunda rehberlik hizmetinin rolü oldukça önemli. Türk öğrenciler bu süreçte en çok kendi velilerinden ve öğretmenlerinden etkileniyor. Evinde Suriyeliler ile ilgili olumsuz bir cümle işiten çocuk bu olumsuzluğu ertesi gün sınıftaki Suriyeli arkadaşına yansıtabiliyor. Okul müdürleri ve öğretmenlerin, Türk velilere eğitimin her çocuk için temel bir hak olduğu gerçeğinden hareketle farkındalık oluşturacak çalışmalar yapmaları gerekiyor.”  

Suriyeli çocukların eğitimleri için alanında uzman eğitimcilere de ihtiyaç olduğunu belirten Müberra Hanım, yeni yetişecek öğretmenlerin mülteci öğrenciler konusunda deneyim kazanmaları için eğitim fakültelerine ciddi roller düştüğünü söylüyor.