Türk animasyon filmlerinin kaderi değişiyor

İlk milli çizgi film karakterimiz Pepee’yi tanımayan yoktur! Halay çekişi, söylediği şarkılar, çocukluğumuzdan kalan oyunlarıyla tam olarak ‘bizi’ anlatan bir karakter. Hem ebeveynlerin hem de çocukların kısa sürede favorisi olan Pepee şimdi beyaz perde için gün sayıyor. Düşyeri’nin CEO’su Ayşe Şule Bilgiç tarafından yazılan senaryosuyla ‘Pepee ile Birlik Zamanı’ yakında sevenleriyle buluşacak. Vizyon öncesi Bilgiç’le hem filmi hem de Türkiye’deki animasyon filmlerinin akıbetini konuştuk…

Pepee Türkiye’nin en sevdiği çizgi filmlerden biri. Hem çocuklar hem de aileler bu karakteri neden bu kadar sevdi?

Çünkü Pepee bize, biz olmanın ayrıcalığını yaşattı. Alışkanlıklarımız, geleneklerimiz var onda. Pepee’yle kendimiz gibi davranarak eğlenebileceğimizi fark ettik hepimiz. Pepee, halay çekti, horon tepti, Trakya karşılaması oynadı. İlk defa bir çizgi filmde kuru fasulye yendi. Pepee sayesinde sebze yiyen, dişlerini fırçalayan, süt içen çocuklar olduğunu görmek bizi de mutlu etti.

Pepee’yi beyazperdeye taşıma fikri nasıl ortaya çıktı?

Uzun zamandır ailelerden ve çocuklardan Pepee’yi sinema perdesine taşımamız ile ilgili talepler alıyorduk. Düşyeri olarak büyük bir heyecanla hep istedik ki Pepee artık sinemada da olsun.

Düyadaki kaostan dolayı ‘Birlik Zamanı’ son günlerde çok zikrettiğimiz bir söz. Sizin de çıkış noktanız bu muydu?

Biz Düşyeri olarak ilk günden bu yana Türkiye'nin tüm renklerine kucak açan ve birlik ve beraberliğimizi önemseyen bir duruşta olduk. Filmin fikir ve senaryo aşaması epey önce gerçekleşmişti. Ülkece bu söylemin bu kadar altının çizilmediği bir dönemdeydik. Bu anlamda Allah’ın güzel bir tevafuku diyebiliriz. Şimdi hep beraber çocukça saf bir duygu ile “Birlik Zamanı” diyeceğiz.

‘Birlik Zamanı’ nasıl bir film olacak?

Filmin en önemli özelliklerinden biri maceranın Adıyaman-Nemrut, Urfa Göbeklitepe ve Kapadokya'da geçiyor olması. Pepee bu topraklarda doğdu ve 2017'de dünyaya açılacak. Biz önce kendi topraklarımızda sonra da tüm dünyada Türkiye'nin öneminin altını çizip sesimizi, birliğimizi, gücümüzü dünyaya duyurmak istiyoruz. Düşyeri Türkiye'de başlayarak 2017 itibarı ile tüm dünyaya açılacak çizgi filmler üretecek. ‘Pepee ile Birlik Zamanı’ filmi bu hamlenin başlangıcı. Filmde her yaştan izleyicinin keyif alacak unsurlar ve sekiz tane çok özel şarkı ve bir türkü var. Müziklerin ve şarkıların tamamı yine Kıraç imzası taşıyor.

Türkiye’de özellikle çocuklara yönelik sinema filmi çok az. Neden?

Çizgi film yapmanın teknik zorluğu çok. Yetişmiş insan gücünün olmamasından, bir sektör altyapısının bulunmamasına kadar birçok farklı neden var. Bir de çocuk sektöründe çalışmak ayrı bir sorumluluk. Verdiğiniz her şeyden etkilenme olasılığı çok yüksek bir kitle. Bu sektörde iş yapan herkes kendine “Çocuklar üzerinden mi iş yapıyoruz yoksa çocuklar için mi?” diye sormalı. Biz ilk günden beri hep onların faydasını gözeterek, “çocuklar için” çalıştık. Onlarla birlikte düş kuruyoruz. O yüzden Türkiye’de çocuklar gönüllerini Düşyeri’nin yaptığı her işe açtı. Biz Pepee'nin çizgi dizileri ile Türkiye'de çizgi dizi filmlerin kaderini değiştirdik, şimdi bu film ile Türkiye'de yerli çizgi sinema filmlerinin kaderini değiştirmek istiyoruz.

Sizin üretim süreciniz nasıl geçti?         

Pepee'nin sinema filmi sekiz yıl artı beş ayda yapıldı. Sekiz yıl Türkiye'de çizgi film üretebilmek için AR-GE yaptık. Beş ay kısmı tamamen mucize. Biz ilk günden bu yana mucizelere inanan bir ekibiz. Bu yüzden mucizeye imza atan bir ekip olduk. Olmayan bir sektörü var ediyoruz sekiz yıldır. Şimdi de önce Türkiye'de, sonra tüm dünyada Türk çizgi sinema filmlerinin tarihini değiştireceğiz. Bundan sonra her yıl en az bir bazı yıllar iki Düşyeri filmi vizyona çıkıp seyircisi ile buluşuyor olacak.

PEDEGOGLARLA İŞBİRLİĞİ

“Düşyeri ekibi olarak bu zamana kadar oluşturduğumuz tüm karakterlerde çocukları eğlendirirken eğitmeyi amaçladık. Çocuğun duygusal, düşünsel ve davranışsal gelişimini desteklemeyi ve sosyal hayata katılımını kolaylaştıracak önerilerde bulunabilmeyi hedefliyoruz. Bu anlamda yaptığımız tüm işlerde her şeyden önce işin pedagojik tarafını gözetiyoruz. Uzman pedagoglar ve akademisyenlerden oluşan bir danışma kurulumuz var. Çocuklara eğlenceli dakikalar yaşatıyor olmanın yanı sıra hayatlarına artı değer katabilmek bizim için gerçekten de çok hassas bir nokta.”

ÇOCUK KANALLARINA BÜYÜK İŞ DÜŞÜYOR

Son zamanlarda ülkemizde yaşanan üzücü olaylar elbette ki çocuklarımızı da olumsuz etkiliyor. Çocukların bu tarz olayları en hasarsız şekilde atlatabilmesi için neler yapmalıyız?

Çocukluk dönemi; çocukların çevreleri ile etkileşimlerinden en çok etkilendikleri dönem. Algıları son derece açık olan çocuklar, hemen her şeyi kısa sürede hafızalarına kazırlar. Bu nedenle ebeveynlerin çocuklarına olan tutumları kadar, çocukların bulundukları ortamlar ve izledikleri programlar da önemli. Bu nedenle çocukların kendilerine örnek olabilecek, onlar için geliştirilen programları izleyebilmeleri gerekir. Bu anlamda çocuk kanallarına büyük bir görev düştüğünü düşünüyorum.

Onlarla doğru iletişim kurmanın anahtarı nedir?

Öncelikle şunu söyleyebilirim ki anne ve babalar çocuklarını ciddiye alarak dinlemeyi öğrenmeliler. Onunla konuşurken göz göze gelmeye özen göstermeliler. Koyulan bir kural ya da alınan yeni kararlar sürekli bir biçimde uygulanmaya devam etmeli. Çocuğa karşı tutarlı davranışlar sergiliyor olmak çocukta davranış şeklinin düzgünce oturmasına yardımcı olacak. Çocukla iletişimin doğru olmasının en önemli yolu ise sevgi. Çocuğunuzu sevginizden esirgememelisiniz. Onu her şartta ve koşulda yaptıklarından bağımsız olarak her zaman seveceğinizi çocuğunuza söylemeli ve bunu göstermelisiniz. Sevgi en etkili iletişim aracıdır.