19 Nisan 2024 Cuma / 11 Sevval 1445

ABD Dışişleri Bakanlığında Pompeo dönemi başlıyor

Afrika seyahatinde olan Rex Tillerson, ABD'ye henüz dönmeden görevden alınırken, yerine Dışişleri Bakanı olarak atanan Mike Pompeo, Washington'da Trump gibi İran karşıtı söylemleriyle tanınıyor.

AA13 Mart 2018 Salı 07:00 - Güncelleme:
ABD Dışişleri Bakanlığında Pompeo dönemi başlıyor

Afrika seyahatinde olan Rex Tillerson, ABD'ye henüz dönmeden görevden alınırken, yerine Dışişleri Bakanı olarak atanan Mike Pompeo'nun, dış politikada Trump ile aynı söylemleri kullanması dikkati çekiyor.

Ocak 2017'de CIA'nın başına getirilen Pompeo, son atamayla Başkan Donald Trump tarafından Dışişleri Bakanı yapıldı.

Pompeo da siyasete ticari hayatını bırakarak giren isimlerden birisi. Uzun yıllar ticaret yaptıktan sonra ABD Temsilciler Meclisine seçildi.

Temsilciler Meclisinde üç dönem Cumhuriyetçi Partiden Kansas vekili olarak görev yapan ve aynı zamanda İstihbarat Komitesi üyeliğinde bulunan Pompeo, Trump gibi Washington'da İran karşıtı söylemleriyle tanınıyor.

Sıkı bir Barack Obama muhalifi olarak bilinen Pompeo, özellikle Obama döneminde İran ile varılan nükleer anlaşmayı eleştirdi.

İran ile varılan nükleer anlaşmaya şiddetle karşı çıkan Pompeo, basına sızdırdığı belgelerle ABD Ulusal Güvenlik Ajansının (NSA) bazı dinleme faaliyetlerini ortaya çıkaran kurumun eski sistem analisti Edward Snowden'ın vatan haini olduğunu ve idam edilmesi gerektiğini savunuyor.

"Rusya'nın zarar vermek istediğinden şüphem yok"

Ocak 2017'de Senato İstihbarat Komitesinde, CIA başkan adaylığına ilişkin yapılan oturumdaki konuşmasında Pompeo, başkanlık seçimlerine Rusya'nın "siber saldırı yoluyla müdahale ettiği" iddiasını desteklemiş, "Rusya'nın demokrasimize zarar vermek istediğinden şüphem yok." ifadesini kullanmıştı.

Pompeo, Libya'nın Bingazi kentindeki ABD Konsolosluğuna 2012 yılında düzenlenen saldırıya ilişkin soruşturma sırasında aldığı görevle Demokrat Partinin başkan adayı Hillary Clinton'a yönelik sert eleştirilerinden sonra partisinde yükselen isim olmuştu.

Tillerson'un görevden alınmasına giden süreç

Başkan Trump ile Tillerson arasındaki söylem ayrışması yaklaşık bir senedir devam ederken, medyaya sık sık "Tillerson istifa edecek" şeklinde haberler yansıyordu.

Hatta ABD basınında, "Tillerson’ın yaz aylarında istifasını verdiği fakat Başkan Yardımcısı Mike Pence’in kendisini ikna ederek görevi başında kalmasını sağladığı" ileri sürüldü. NBC News ise Tillerson’ın Pentagon’daki bir toplantıda Trump’a "moron" dediğini iddia etmişti.

Başkan Trump ve Tillerson'un özellikle son aylarda Kuzey Kore gerginliğiyle gündeme gelen diplomatik-askeri müdahale tartışması, ikilinin dış politikada kullanılan söyleme dair farklı bakış açıları olduğunu gözler önüne seriyordu.

Tillerson ve Trump arasındaki çekişmenin üstü basın sözcüleri tarafından kapatılmaya çalışılsa da özellikle Kuzey Kore, İran, Ortadoğu gibi konulardaki neredeyse bütün konuşmalarında farklı politika algıları ortaya çıkıyordu.

Trump, Kuzey Kore'ye askeri müdahale söylemlerini kamuoyuyla paylaşırken, Tillerson Asya ziyaretinde Kuzey Kore'ye karşı daha yumuşak bir söylem üretmeye çalışıyordu. Buna karşılık Trump, sosyal medya hesabı üzerinden “Enerjini sakla Rex, ne yapılması gerekiyorsa onu yapacağız.” paylaşımını yapıyordu.

İran konusunda da ikili arasındaki görüş farkı dikkati çekiyordu. Trump, İran'ın nükleer anlaşmaya riayet etmediğini ve bölgede "teröre zemin hazırladığını" kaydederek, anlaşmayı iptal edeceğini belirtiyor, Bakan Tillerson ise daha ılımlı bir dil kullanarak Trump'ın aksine "anlaşma mükemmel değil fakat İran anlaşmaya riayet ediyor." değerlendirmesinde bulunuyordu.

İkili arasında en çok dikkat çeken görüş ayrılığı ise Katar konusunda yaşandı. Özelikle Katar-Suudi Arabistan krizinde, Trump Katar'ı "teröre destek vermekle" suçlarken, Tillerson ise bu ülkenin ABD için önemine vurgu yapıyordu. 

Taraflar arasında arabuculuk yapmaya çalışan Tillerson, diğer Körfez ülkeleri Katar ile ilişkilerini koparma noktasına geldiğinde “sükunet, düşünceli bir diyalog” ve ablukanın hafifletilmesi çağrısı yaptı. Fakat Tillerson’un bu girişimi sadece birkaç saat sonra Trump’ın sert açıklamasıyla anlamını yitirdi. Başkan Trump, Katar’ı "terör destekçisi" olmakla suçladı.

Trump sonrası ABD Dışişlerinden istifalar dikkati çekiyordu

ABD Başkanı Donald Trump'ın göreve geldikten sonra özellikle Dışişleri Bakanlığının etkisini azaltmaya çalışıldığı sıkça tartışıldı. Dışişleri Bakanlığında ciddi bir bütçe kesintisine giden Trump yönetimi, aynı zamanda bu bakanlıkta çok sayıda üst düzey göreve atama yapmadı.

Bu süreç içerisinde dikkati çeken diğer bir nokta ise Bakanlıktan istifa eden üst düzey isimler oldu. Bu çerçevede son olarak ABD'nin Kuzey Kore politikasından sorumlu üst düzey diplomatı 63 yaşındaki Joseph Yun istifa etmişti. Yun'dan önce ise ABD Dışişleri Bakanlığındaki en üst düzey isimlerden birisi olan ABD Dışişleri Müsteşarı Thomas Shannon "kişisel sebeplerden" dolayı emekliye ayrılacağını açıklamıştı.

ABD'li diplomatları temsil eden sendika, Trump görevi devraldığından beri kariyer diplomatlarının yüzde 60'ının görevlerinden ayrıldığını belirtmişti.

MIKE POMPEO KİMDİR?

Eski bir asker olan Pompeo, ABD Kara Kuvvetleri'ne subay yetiştiren West Point'teki Askeri Akademi'den 1986 yılında sınıf birincisi olarak mezun oldu. Harvard Üniversitesi'nde hukuk fakültesinden mezun oldu.

Soğuk Savaş döneminde orduda görev yaptı

Pompeo, Berlin Duvarı yıkılmadan önce Demir Perde'nin devriyesinden sorumlu birlikte görev yaptı.

Pompeo, 2010 yılında Kansas eyaletinden Temsilciler Meclisi'ne girdi.

Pompeo'dan 15 Temmuz'da skandal tweet

İran ile yapılan nükleer anlaşmaya karşı çıkan Pompeo, 15 Temmuz darbe girişiminin ertesi günü Twitter'da Türkiye'yi "totaliter radikal diktatörlük" olarak tanımlamıştı.

"Erdoğan hükümetinin anca İran yönetimi kadar demokratik olduğu" ifadelerini de kullanan Pompeo daha sonra bu Tweet'ini silmiş ve Twitter hesabını da kapatmıştı.

MÜSLÜMAN DİN ADAMLARINI ELEŞTİRMİŞTİ

Mike Pompeo'nun 2013 yılında da "Radikal teröristleri sert bir şekilde eleştirmeyen Müslüman din adamlarının terör saldırılarında suç ortağı olduklarına" yönelik sözleri, Demokratlar ve Müslüman lobi kuruluşları tarafından kınanmıştı.

İŞKENCEYE KARŞI DEĞİL

Eski ABD Başkanı Barack Obama'nın Guantanamo Üssü'nü kapatma planına da karşı çıkan Pompeo, 2013'te cezaevini ziyarettikten sonra, açlık grevinde olan mahkumlar hakkında "Bana pek çoğu kilo almış gibi geldi" demişti.

Pompeoi su işkencesinin de, "hayati bilgilerin elde edilmesi için" kullanılabileceğini savunmuştu.

İnsan hakları kuruluşları ABD Senatosu'na, Pompeo'nun CIA Başkanlığı'nı onaylamama çağrısı yapmıştı.

SNOWDEN'İ VATAN HAİNİ İLAN ETMİŞTİ

Pompeo, devlete dair gizli belgeleri gazetecilere sızdıran eski Ulusal Güvenlik Kurumu (NSA) çalışanı Edward Snowden'ın "idam edilmesi gereken bir vatan haini" olduğunu düşünüyor.

POMPEO'DAN CLİNTON'A AĞIR SUÇLAMA

Trump'ın başkanlık seçimindeki rakibi Demokrat aday Hillary Clinton'a yönelik eleştirileriyle bilinen Pompeo, Clinton'ı 11 Eylül 2012'de Libya'nın Bengazi kentinde ABD Büyükelçiliği'ne düzenlenen saldırının "üzerini örtmekle" suçlamıştı.

KÜRTAJA KARŞI ÇIKIYOR

Mike Pompeo, annenin hayati tehlikesinin bulunması haricinde kürtaja da karşı çıkıyor.

POMPEO'NUN ESKİ MESLEĞİ

Pompeo Kongre üyeliği öncesi petrol sahalarına malzeme sağlayan bir firmayı yönetiyordu ve karbon salımını azaltmaya çalışan ABD Çevre Koruma Ajansı'nı da eleştiriyordu.

23 OCAK'TA CIA BAŞKANI OLDU

ABD'de CIA Başanlığı için geleneksel olarak partiler dışı bir isim seçiliyor. Pompeo'nun adaylığı, Cumhuriyetçi bir kongre üyesi olması nedeniyle tartışma yaratmıştı.

RUSYA İDDİALARINI KABUL ETMİŞTİ

Mike Pompeo, Senato'da Kongre üyelerinin sorularını yanıtlarken, Rusya'nın ABD'de Başkanlık seçimlerine müdahale ettiğine ilişkin istihbarat bulgularının "akla yatkın" olduğunu söylemişti.