25 Nisan 2024 Perşembe / 17 Sevval 1445

Libya Devlet Yüksek Konseyi Başkanı Mişri, Katar Şura Meclisi başkanı Al Mahmud ile görüştü

Katar Şura Meclisi Başkanı Ahmed bin Abdullah Al Mahmud'un, Libya Devlet Yüksek Konseyi Başkanı Halid el-Mişri ile görüştüğü belirtildi.

AA26 Nisan 2018 Perşembe 07:00 - Güncelleme:
Libya Devlet Yüksek Konseyi Başkanı Mişri, Katar Şura Meclisi başkanı Al Mahmud ile görüştü

Katar haber ajansı QNA'ya göre, Fas'ın Başkenti Rabat'ta düzenlenen "Arap Afrika Ekonomik Parlamento Kongresi" kapsamında bir araya gelen ikilinin görüşmesinde ortak ilgi alanına giren konular ele alındı.

Al Mahmud görüşmede, Devlet Yüksek Konseyi Başkanlığına seçilen Mişri'yi tebrik etti ve başarılar diledi.

Mişri, 8 Nisan'da Devlet Yüksek Konseyinin düzenlediği ikinci tur seçimde 64 üyenin oyunu alarak başkanlığa getirilmiş, konseyin eski başkanı Abdurrahman es-Suveyhli ise 45 oyda kalmıştı.

Halid el-Mişri, Suheyrat Anlaşması ile ilgili bazı konuları görüşmek üzere geçen pazartesi günü Fas'a gitmişti.

Libya'daki siyasi tıkanıklık

Libya'da 17 Şubat 2011'deki devrimin ardından yaşanan siyasi istikrarsızlık ve karşıt gruplar arasındaki çatışmalar sonucu biri Tobruk'ta Temsilciler Meclisi (TM), diğeri Trablus'ta Milli Genel Kongre (MGK) olmak üzere iki meclis ve rakip yönetim ortaya çıkmıştı.

Birleşmiş Milletlerin (BM) girişimleriyle 17 Aralık 2015'te Fas'ın Suheyrat kentinde varılan "Libya Siyasi Anlaşması" uyarınca Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) Başkanlık Konseyi kurulmuştu. BM Güvenlik Konseyi 2259 sayılı kararla Başkanlık Konseyini Libya'nın tek meşru temsilcisi olarak tanımış ancak konseyin sunduğu hükümet listeleri General Halife Hafter'in baskıları nedeniyle Tobruk'taki TM'de onaylanmadığı için süreç tıkanmıştı.

BM Libya Özel Temsilcisi Gassan Selame, Eylül 2017'de üç aşamalı bir eylem planı önerisinde bulunmuştu. Selame, eylem planının birinci aşamasının Suheyrat Anlaşması'nda değişiklik yapılmasını, ikinci aşamasının önceki müzakerelere katılmayan siyasi grupları bir araya getiren ulusal konferans düzenlenmesini, üçüncü aşamasının ise anayasa için bir referandum yapılması ve parlamento ile cumhurbaşkanının da anayasaya uygun bir şekilde seçilmesini öngördüğünü ifade etmişti.