20 Nisan 2024 Cumartesi / 12 Sevval 1445

Siyonist işgale yasa kılıfı

İşgalci İsrail tüm dünyaya meydan okuyarak ‘Yahudi Ulus Devlet Yasası’nı Meclis’ten geçirdi. İşgali, ırkçı ve ayrımcı politikaları meşrulaştıran yasa Arapları da yok sayıyor.

HABER MERKEZİ20 Temmuz 2018 Cuma 07:00 - Güncelleme:
Siyonist işgale yasa kılıfı

Anavatanlarını işgal ederek milyonlarca Filistinliyi katledip yüz binlercesini de kovan işgalci İsrail, ülkeyi ‘Yahudi ulusunun devleti’ olarak tanıyan Siyonist yasayı parlamentoda kabul etti. İsrail Meclisi (Knesset), devletin anayasası mesabesindeki ‘temel kanunların’ içine girecek ‘Yahudi ulus devlet’ yasasını, 55 ‘hayır’ oyuna karşılık 62 ‘evet’ oyuyla kabul etti. Böylece İsrail devleti, tüm dünya Yahudilerinin temsilcisi etnik-dini bir devlet olarak tanımlanarak Siyonist işgale yasal bir kılıf oluşturdu.

ARAPÇA KALDIRILDI

Knesset’te kabul edilen yasa ile birlikte ülkede kendi kaderini tayin etme hakkı sadece Yahudilere verilirken, Arapçanın da resmi dil statüsü kaldırıldı. Filistinlilerin topraklarını gasp ederek inşa edilen Yahudi yerleşimlerinin sürdürülmesi ‘ulusal bir çıkar’ olarak tanımlanırken, yasa ile ‘birleşik ve bütün’ Kudüs’ün de başkent olduğu ifade edildi. “İsrail tüm dünyadaki Yahudilerin tarihi anavatanıdır” denilerek diaspora ile barışarak Filistinlilerin tarihi varlığının yadsındığı yasada ayrıca, hukuki bir boşluk oluştuğunda Yahudi şeriatının referans alınacağı kaydedildi. 

Terör devletinin ‘resmen tanıdığı’ 2 milyona yakın Filistinlinin haklarının yok sayan düzenleme Knesset’te büyük tartışmalara yol açarken, Arap Bloğu milletvekilleri tasarının yazılı olduğu kopyaları yırtarak yasayı protesto etti. 

DEMOKRASİNİN ÖLÜMÜ

Oturdukları sıralardan Netanyahu’ya dönerek “ırkçı bir Apartheid (ayrımcı) yasası geçirdin” şeklinde bağırırken, işgal güçleri Filistinli vekilleri salondan kovuldu. Knesset’in girişinden basın açıklaması yapan Arap Bloğu milletvekillerinden Ahmed Tibi, “Bu demokrasinin ölümüdür” dedi. Ülkedeki Arapların haklarını savunan Adalah isimli STK ise yasayı ‘sömürgeci’ olarak tanımladı ve terör devletinin ‘ırkçı politikalar ile etnik üstünlüğün bir adım öteye taşınmaya çalıştığını’ dile getirdi.

NETANYAHU 122 YILLIK BAKLAYI ÇIKARDI

HERZL’İN DÜŞÜNÜ GERÇEKLEŞTİRDİK

İsrail Başbakan Benyamin Netanyahu, topraklarını gasp ettikleri Filistinlileri yok sayan ve ülkeyi dünyadaki tüm Yahudilerin vatanı olarak nitelendiren ırkçı yasanın parlamentoda kabulünü, Siyonizm’in kurucusu Theodore Herzl’e adadı. Tasarının onayını ‘tarihi bir an’ olarak nitelendiren Netanyahu, “Herzl’in 122 yıllık düşünü gerçekleştirdik. Onun ilkeleri artık temel kanunlarımız” dedi. Filistinlilere yaptıkları katliamları görmezden gelerek Ortadoğu’da insan haklarına sadece İsrail’in özen gösterdiği yalanını söyleyen Netanyahu, “Burası bizim ülkemiz, bir Yahudi devleti. Yakın zamanda buradaki varlığımızı sorgulamak ve son vermek isteyenler oldu. Bugün bunu yasaya koyduk: Ülke, dil, milli marş ve bayrak budur” ifadelerini kullandı.

2. Abdülhamid kovmuştu

Yahudi gazeteci ve siyasi Siyonizm düşüncesinin kurucusu Theodor Herzl, 1901 yılında İstanbul’a gelerek Osmanlı Padişahı 2’inci Abdülhamid ile görüşmüş ve Filistin’de Yahudi yurdu kurmaları için yardım istemişti. Yahudilerin toplu halde olmamak koşuluyla Osmanlı’ya gelişine izin veren Abdülhamid, Filistin talebini ise “Ben bir karış bile olsa toprak satmam, zira bu vatan bana değil milletime aittir. Milletim bu imparatorluğu kanlarını dökerek kazanmıştır. Canlı beden üzerinde ameliyat yapılmasına müsaade edemem” ifadeleriyle reddetmişti.

Zekeriya Kurşun: 'Yeni çatışmalar tetiklenir'

İsrail Meclisi’nin kabul ettiği ırkçı yasayı Star’a değerlendiren Ortadoğu ve Afrika Araştırmacıları Derneği (ORDAF) Başkanı Zekeriya Kurşun, Başbakan Benyamin Netanyahu ve partisi Likud’un uzun süredir düşlediği söz konusu düzenlemenin bölgede yeni çatışmaları tetikleyeceğini söyledi. Zekeriya Kurşun, “İsrail’i Yahudi devletine dönüştürme projesi, Netanyanu ve partisinin nihai rüyasıydı. ABD Başkanı Donald Trump’ın desteğiyle bunu başardılar. Böylece, siyonist akıl egemen oldu. Fakat bu durum, İsrail için bölgede yeni çatışmalara neden olacak” dedi. 

‘BARIŞ GÜCÜNE İHTİYAÇ ARTTI’

Tel Aviv’in bir süredir bölgedeki Arap ülkeleriyle İran karşıtlığı üzerinden gizlice temas kurduğuna dikkat çeken Kurşun, “Şimdi Yahudi İsrail devleti ile örneğin Suudi Arabistan arasındaki ilişkiler nasıl yürüyecek? Amacı Yahudi Devletini durdurmak olmasa da öteden beri çatışmayı durdurmak için Filistin’e barış gücü gönderilmesi konuşuluyordu. Sorunlar yen bir düzeye taşındığı için buna çok daha fazla ihtiyaç duyulacak” diye konuştu.

Mustafa S. Bilgin: ‘Büyük İsrail’in açık ilanı’

Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Mustafa Sıtkı Bilgin ise “İsrail bugüne kadar asıl temel hedefi olan Nil’den Fırat’a kadar topraklarda Büyük İsrail’in ve dünyayı yönetme hedefini gizliyordu. İçinde Yahudilerin de olduğu İsrail devleti yerine Yahudi İsrail devleti ilan ederek, artık açıktan bu planı uygulamaya koydular” yorumunda bulundu.

DİN VE IRK AYRIMCISI BİR YASA, UYGULANAMAZ

İstinye Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mesut Hakkı Caşın: İsrail parlamentosunun aldığı bu karar hem uluslararası hukuka hem de İsrail anayasasına aykırı. Yani sakat ve uygulanamaz. Bu öyle basit bir yasa değil, hukuki detaylarına bakmakta fayda var. Birincisi bu yasa, etnik ve dini esasa dayalı bir devlet öngörüyor ama İsrail anayasası ise üniter devlet modeli  çiziyor, dolaylısıyla İsrail anayasasına aykırı. İkincisi, ülkenin yüzde 26'sını oluşturan Arapları yok farzediyor, 'kendi dilini konuşamazsın' diyor ve ikinci sınıf insan olarak tanımlıyor. Araplar kendi dilini konuşamayacak, bu temel insan hakları yasalarına aykırı. Üçüncüsü, self determinasyonu (toplumların kendi kaderini tayin hakkı) sadece Yahudilere tanıyor, Araplara tanımıyor. Bu BM ve evrensel hukuka aykırı. Dördüncüsü, kanunların yetersiz kaldığı noktalarda (Müslüman ve Hıristiyanlarında yaşadığı yerde) Yahudi dininin yasalarının uygulanacağını söyleniyor. Roma döneminden beri evren hukukun kuralı, yasalarda hakimin takdir hakkı vardır ve bu maddeyle hakimlerin bu yetkisi alınıyor. Bu adil yargılama hakkını ortadan kaldırıyor. Beşinci husus, Birleşmiş Miller kararlarına aykırı olarak Kudüs'ü başkent ilan ediyor. Altıncısı, yeni yerleşimlere Arapların yerleşemeyeceğini sadece İsraillilerin yerleşebileceğini söyleniyor. Bu yasa parlamentodan geçerse gelecekte orada yaşayan İsrail vatandaşı Araplarca uluslararası yargıya, BM'ye taşınabilir. İsrail, kendi içindeki vatandaşları arasında din ve ırk ayrımcılığı yapan fiili kuvvet devleti uçurumuna sürükleniyor. Bu kararlar, hukuka aykırı olduğu için yok hükmündedir.

Kalın’dan ‘adaletsizliği durdurun’ çağrısı

İsrail Meclisinde onaylanan ‘Yahudi Ulus Devleti’ yasasını değerlendiren Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, “Uluslararası toplumu, tüm dünyanın gözlerinin önünde yaşanan bu adaletsizliğe tepki vermeye çağırıyoruz” dedi. Düzenlemeyi sert biçimde kınadıklarını vurgulayan Kalın, “Filistin halkını kendi anavatanlarından yalnızca fiziksel olarak değil, yasal olarak da silme çabasını ifade eden bu ırkçı adımın kabul edilmesi kesinlikle mümkün değildir” ifadesini kullandı. Kalın ayrıca, “İlk kıblemiz olan Kudüs’ün başkent olarak ilan edilmesi ve İsrail hükümetinin bir apartheid devleti kurma çabalarını reddediyoruz” diye konuştu.

YOK HÜKMÜNDE

Öte yandan, Dışişleri Bakanlığı ise, İsrail Parlamentosunda kabul edilen Yahudi Ulus Devleti yasasının evrensel hukuk ilkelerini ayaklar altına aldığını ve İsrail vatandaşı Filistinlilerin haklarını hiçe sayan düzenlemenin yok hükmünde olduğunu bildirdi.