19 Nisan 2024 Cuma / 11 Sevval 1445

Afette İzmir’de 30 milyar dolar hasar oluşur

İzmir Çevre ve Şehircilik Müdürü Varan, son depremin ardından önemli açıklamalarda bulunarak, riskli yapıların bir an önce yenilenmesi gerektiğini söyledi. Varan, “Yara sarmak değil, yara almamak önemli” dedi.

MUAMMER  BAŞKAN18 Haziran 2017 Pazar 07:00 - Güncelleme:
Afette İzmir’de 30 milyar dolar hasar oluşur

İzmir İl Çevre ve Şehircilik Müdürü Selahattin Varan,  İzmir’de de yoğun olarak hissedilen Ege Denizi merkez üslü 6.2 büyüklüğünde meydana gelen deprem sonrası önemli açıklamalarda bulundu.

Türkiye’deki mevcut yapılara ilişkin verilere göre, ülkede yaklaşık 19 milyon bina bulunduğunu, elden geçmesi gereken 14 milyon binanın olduğunu belirten Varan, “Bu 14 milyon binanın yarısının riskli olduğu düşünülmektedir. İzmir’de de bu oran farklı değildir” dedi.

Varan, Cambridge Üniversitesi’nde bulunan Cambridge Risk Araştırma Merkezi’nin yaptığı araştırmayı baz alan endekse göre, 132 milyar dolarlık GSYİH büyüklüğe sahip İzmir’de, önümüzdeki 10 yıl içinde insan veya doğa kaynaklı felaketlerin meydana gelmesi halinde 30 milyar dolarlık hasarın oluşacağını ifade ederek, bakanlığın anlayışına göre, ‘yara sarma değil, yara almama’nın önemini vurguladı. Selahattin Varan, yaptığı açıklamada, Ege Denizi’nde 12 Haziran’da meydana gelen 6.2 büyüklüğündeki depremin hemen akabinde İl Afet Acil Durum Müdürlüğü ile gerekli koordinasyon sağlanarak, hasar tespit için kriz merkezine gelen tüm başvuruların titizlikle değerlendirildiğini kaydetti.  

NE KADARI GÜVENLİ?

Karaburun açıklarında Ege denizinde 6.9 kilometre derinlikte  meydana gelen ve şehrin tamamında şiddetli şekilde hissedilen 6,2 büyüklüğündeki depremin, yapıların ne kadar güvenli olduğu sorusunu tekrar tüm gerçekliğiyle gündeme getirdiğini bildiren Varan, şunları kaydetti: “Kentsel Dönüşüm, şehirlerimizde oluşan güvensiz, çarpık yapılaşmaların fiziksel ve sosyal bozulmaların çevre düzenlemelerin çözümü olarak görülmektedir. Kentsel dönüşüm projeleri, İzmir gibi öncelikle büyük kentlerimiz olmak üzere acil gerekliliktir. İzmir ve pek çok büyük kentlerimiz aşırı nüfus yığılmaları düzensiz ve çarpık yapılaşmalarla, yanlış yer seçimleriyle karşı karşıyadır.”

RİSKLİ YAPILAR YIKILMALI

Türkiye’de mevcut yapılara ilişkin verilere bakıldığında, 19 milyon bina bulunduğunu, bunların yaklaşık 5 milyonunun, 1998’den sonra yapıldığı için daha iyi durumda olduğunu ifade eden Varan, “Dolayısıyla elden geçmesi gereken 14 milyon bina vardır ve bu 14 milyon binanın yaklaşık yarısının riskli olduğu düşünülmektedir. İzmir’de de bu oran farklı değildir. Riskli yapısını yıktıranlara kredi, kira yardımı ve harçlardan muafiyet şeklinde maddi destekler verilmektedir. Uygulamanın temelde vatandaşlarca yürütülmesi amaçlanmış, devletin yardım ve destekler dışında mümkün olduğunca az müdahalesi temel alınmıştır” diye konuştu.

13 BİN BİNA RİSKLİ

Varan, İzmir’de şu ana kadar toplam 32 bin 8 bağımsız birimden oluşan 13 bin 465 binanın, Riskli Yapı olarak onaylandığını ve bunların 10 bin 734 tanesinin yıkımının ilgili belediyelerce gerçekleştirildiğini kaydetti. Varan, yapıları için tespit yaptırmak isteyen vatandaşların, öncelikle tapu (Daire tapu, kat mülkiyeti yoksa daireye ait hisseli arsa tapusu), nüfus cüzdanı fotokopisi ile Bakanlıkça lisans verilen firmalara ya da Müdürlük bünyesindeki Yapı Malzemeleri PGD Şubesi’ne müracaat etmeleri gerektiğini söyledi.

RİSK OLUŞMADAN ÖNLEM

Deprem zararlarının azaltılması için risk oluşmadan önlemler alınması gerektiğini bildiren Varan, “Risk ortaya çıktıktan sonra bu riskin azaltılması maliyeti çok daha yüksektir. Kentlerde, sağlıksız ve güvenliksiz yapı stoku için güçlendirmeyi veya yeniden yapımı da içeren bir kentsel dönüşüm uygulanmasıyla deprem riski azaltılabilir ve yerleşmeler depreme dayanıklı duruma getirilebilir. 

Bu durum, deprem ile kentsel dönüşüm arasında doğrudan bir ilişkinin bulunduğunu göstermektedir” dedi.