19 Nisan 2024 Cuma / 11 Sevval 1445

'28 Şubat’ta kaçan fareleri geri almadık'

28 Şubat sürecinde MÜSİAD’ın Başkanı olan Erol Yarar “28 Şubat sürecinde gemiyi önce fareler terk eder misali bazı farelerin kaçıştığını gördük” dedi. Yarar, MÜSİAD’dan o dönemde ayrılıp yeniden gelmek isteyen üyeleri sonra almadıklarını söyledi.

27 Şubat 2017 Pazartesi 07:00 - Güncelleme:
'28 Şubat’ta kaçan fareleri geri almadık'

Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği’nin (MÜSİAD) 28 Şubat sürecindeki Başkanı Erol Yarar, ambargo, sorgulama, dışlama ve adeta hapis ile korkutma sonucu 28 Şubat sürecinin büyük bir baskı alanı oluşturduğunu belirterek “Bunlar Türkiye’nin birçok tohumunu, müteşebbis ruhunu ortadan kaldırdılar. Belki de bir neslin yüzde 20-30’u kayboldu” dedi. MÜSİAD’ın Kurucu Başkanı Yarar, 28 Şubat sürecinin ‘yeşil sermaye’ kavramının üretildiği bir süreç olduğunu, sermayeyi renklendirerek ayrıştırma çabaları bulunduğunu, MÜSİAD’ın, ortaya koyduğu başarı ve Anadolu sermayesini bir araya getirmesinin belli ‘tekelci sermaye’yi rahatsız ettiğini söyledi.

KARA LİSTEYE ALDILAR

Bu sermaye gruplarının, gerek ordu gerekse bürokrasi içerisinde MÜSİAD’ın başarısını ve üyelerinin genişlemesini önlemek amacıyla önce bir ‘kara liste’ yayımladığını ifade eden Yarar, şunları söyledi: “Bu isim listesinden mal almayın’ diye liste yayımladılar. Daha sonra basındaki işbirlikçileri yoluyla basından MÜSİAD’a ambargo sözleriyle üstümüze gelindi. Kurduğumuz bir sigorta şirketinin üyeleri, evlerinden adeta teröristmişçesine 250-300 kişilik polis güçleriyle gece 2’de baskın yapılarak Ankara’da nezarete götürüldü. 

O zamanki Cumhuriyet Savcısı Nuh Mete Yüksel tarafından böyle bir çalışma yapıldı. Yani bir ambargo, sorgulama, dışlama ve adeta hapis ile korkutma neticesinde 28 Şubat süreci büyük bir baskı alanı oluşturdu. Bir taraftan üniversitelerde gördüğümüz kız çocuklarımızın başörtüsü ile merkeze alan ayrıştırma, imam hatip okullarının kapatılmasının iş adamı camiasına yansımasını da bizler üstlendik. O zaman ciddi bir mücadele başladı. MÜSİAD Yönetim Kurulu ve bizler hiç geri adım atmadık. Hukuk zemininde mücadele edeceğimizi ifade ettik.”

FARELER KAÇIŞTI

Söz konusu dönemde MÜSİAD üyelerinin yüzde 20 azaldığının anımsatılması ve yeniden üye olmak isteyenlerin olup olmadığı şeklindeki soru üzerine Yarar, ayrılıp yeniden gelmek isteyenleri almadıklarını söyledi. Yarar, “Bu iş bir imtihandır, insanları zor zamanlarda tanırsınız. MÜSİAD’ın yükseldiği süreçlerde çok büyük talepler oldu. 28 Şubat sürecine gelince, gemiyi önce fareler terk eder misali bazı farelerin kaçıştığını gördük. Biz hayatı bir imtihan olarak gördüğümüz için onları bu imtihanı kaybeden olarak gördük. MÜSİAD bünyesinde yüzde 80 gibi bir çoğunluk kaldı. Hatta o süreçte üye olanlar bile oldu. O süreçte MÜSİAD üyeliğinden ayrılanların yarısı kadar yeni üye aldık” ifadelerini kullandı.

FETÖ’nün örgütsel boyutunu kimse tahmin edemiyordu

Yarar, 15 Temmuz sürecini hazırlayanların oportünist olduğunu, her ortamı kendi lehlerine çevirmeyi bilen bir grup olduğunu aktararak “PKK nasıl Abdullah Öcalan gibi birinin organize edemeyeceği çapta bir örgütse, bunların örgütü de dış destekli olduğu için uluslararası teşkilatın Türkiye organizasyonu olarak görmekte fayda var” değerlendirmesinde bulundu. 15 Temmuz’u ‘deşifre olmuş bir grubun son kozu’ olarak tanımlayan Yarar “17-25 Aralık’ta o grup deşifre oldu. 15-20 senedir onları tanıdığımız için her zeminde onların güvenilmeyeceğini, takiyeci olduğunu, oportünist olduğunu ifade ediyorduk ama bu örgütsel boyutunu kimse tahmin edemiyordu. İnsanlarına kurşun sıkacak kadar, ölüm emri verecek kadar cürretkar, kendi din kardeşini öldürecek boyuta getirecek kişiliği Türk halkının zihni almaz. Biz böyle insanı hayal edemeyiz ve haliyle tedbir de alamayız” ifadelerini kullandı. Yarar, Allah’ın bu ülkeyi ve milleti koruduğunu aktararak, her şerde bir hayır bulunduğunu, 15 Temmuz’daki olayın ardından birçok kesimin bir araya geldiğini, genç neslin askeri müdahalenin ne olduğunu bilmediğini, sosyal bilincin oluşması anlamında önemli bir tecrübe olduğunu söyledi.

Fırtına ektiler fırtına biçtiler

Yarar, 28 Şubat sürecinin verdiği zararın büyük olduğunu belirterek, şunları kaydetti: “İktisadi gelişmelerin durması sonradan çabuk hareket ettirilebilir bir süreç değil. Siz bir işadamının işadamlığı vasfını köreltirseniz, çalışan haline getirirseniz, onda bir korku oluşur. Tek başına iş yapma korkusu, müteşebbis ruhunu yitirir. Müteşebbis ruh motivasyon ister. Bir grubun devlet tarafından motivasyonu bozulursa bunların geri dönmesi zor olur. Her bir müteşebbisi bir tohum olarak görmek lazım. Bunlar Türkiye’nin birçok tohumunu, müteşebbis ruhunu ortadan kaldırdılar. Belki de bir neslin yüzde 20-30’u kayboldu. Bunlar kendi başlarında iş yapma melekelerini kaybetti. O bir fırtınaydı. 2001 krizini getiren temel unsur da o müteşebbis ruhun uğramış olduğu zarardır. Fırtına ektiler, fırtına biçtiler. Cumhurbaşkanımızın o dönemde gelişi Türkiye için kurtuluş reçetesi olmuştur.”

İstikrarsızlık bitecek

Anadolu sermayesinin eskisi gibi olmadığını, artık çok güçlendiğini ifade eden Yarar “Ekonomide en önemli şey istikrar ve güçlü merkezi yönetimdir. Önümüzdeki süreçte Anayasa değişikliğindeki en etkin unsur gelenin güçlü gelmesidir. Bir politikanın yetki ve sorumluluğunu birlikte almasıdır. Bu modelin gelmesiyle istikrarsızlık ortamı kalkacaktır” diye konuştu.