Aydın, yıl başından bu yana kredilerde geçen yıla nispetle bir artış yaşandığını, bu artışın geçen yılın son çeyreğinde başladığını söyledi. Buna iki yönlü olumlu bakılması gerektiğini ifade eden Aydın, bunlardan ilkinin reel sektörün kredi talebinin devam etmesi, ikincisinin ise bankaların kredi verme iştahının sürmesi olduğunu belirtti. Aydın, geçen yılın ilk çeyreğinde yaşanan yıllık bazda 120 milyar liralık miktarsal artışa karşın, bu yıl yıllık bazda 175 milyar liralık kredi büyümesi sağlandığına dikkati çekti.
PROJELERE 300 MİLYAR
Aydın, bankaların artık uzun vadeli uçtan uca proje kredileri verdiğini ve bunların toplam kredilerinin yüzde 20’sini oluşturduğunu ifade etti. Mega projelerin bunlara örnek olarak verilebileceğini belirten Aydın, bankaların 300 milyar liranın üzerindeki proje finansman kredilerini ağırlıklı enerji, alt yapı ve gayrimenkul sektörlerinde kullandırdıklarını bildirdi. Aydın, kredi büyümesi ile ülkelerin ekonomik büyümesinin paralel olduğunu ve bunun göz ardı edilemeyeceğini dile getirdi. Aydın “Kredi derecelendirme kuruluşlarının not indiriminden kaynaklı faizlerde bir artış yaşanacak. Ancak bunun etkisi 30-40 baz puan olacak. Paçal maliyet göz önünde bulundurulduğunda bu artışın fiyatlamaları değiştirecek düzeyde olmayacağını görüyoruz” diye konuştu.
Yapılandırma 58 milyar liraya dayandı
Aydın, zimmet maddesinin kaldırılmadığını, maddeye bir paragraf eklendiğini ve yapılan düzenleme ile yeniden yapılandırmaya açıklık getirilerek hukuki olarak imkan sağlandığını ifade etti. Yeniden yapılandırma tutarının 58 milyar liraya yaklaştığına dikkati çeken Aydın “Biz 58 milyar lirayı yapılandırırken, ortada Demokles’in kılıcı gibi bir zimmet uygulaması vardı” dedi. Bazı kişilerin farklı kredibilite sorunu olduğu için kredi alamadığını vurgulayan Aydın “Sektörümüz, ayakta kalabilme ümidi olan her firmaya destek oluyor” dedi.
16 Nisan istikrar için çok önemli
Aydın, 16 Nisan referandumunun siyasi istikrar için çok önemli olduğuna dikkat çeken Aydın, şunları söyledi: “Futbolu çok severim ve iyi de anlarım. Çok pas yaparsınız ve maç sonunda sizin topla oynama oranınız yüzde 75 olur. Maçı alamamış olabilirsiniz. Kaleye direkt gitmeniz gerekir. Yarışabilmek için bu şart. Biz bürokrasinin daha az olduğu, daha hızlı karar verildiği bir dünya bekliyoruz. Referandum buna vesile olacak. Çıkan sonuç milletin takdiridir. Bir risk görmüyoruz.”