19 Nisan 2024 Cuma / 11 Sevval 1445

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Bankalara saldırarak döviz alma yoluna gitmeyin

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Trabzon Valiliği'nin yemeğinde konuşuyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan sanayicileri uyararak 'Bankalara saldırarak döviz alma yoluna gitmeyin' dedi

12 Ağustos 2018 Pazar 07:00 - Güncelleme:
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Bankalara saldırarak döviz alma yoluna gitmeyin
Başkan Erdoğan'ın sözlerinden satır başları:
 
Unutmayın, karanlığın en koyu anının şafağın sökme anı olduğuna inanarak alemlerin Rabbinden umudumuzu kesmedik. Karamsarlık gömleği giymedik. Olumsuzluklardan bahsedenlere, onlara inat, iman varsa imkan da vardır diyerek yılmadan ve yorulmadan ülkemize ve milletimize en güzel şekilde hizmet etmeye çalıştık.
 
Karşılaşılan her zorlukla beraber, muhakkak bir ferahlık vardır. Her zorluk, bir zaferin müjdecisidir.
 
"Tuz Gölü'nde paça olmaktan son anda kurtuldular"
 
Devlet yönetimi ve siyaset hayatımızda pek çok kez mevlamızın bu müjdesine mazhar olduk. Birinci Dünya Harbi'nde Osmanlı'yı mezara koymaya gelenler, Çanakkale'de tarihlerinin en büyük hezimetini yaşadılar. Sevr'i hayata geçirmeye çalışanlar Tuz Gölü'nde paça olmaktan son anda kurtuldular.
 
1974'te onca tehdide ve ambargoya rağmen bu milletin Kıbrıs Türklerini özgürleştirmesine engel olamadılar. Okuduğumuz bir şiir yüzünden "Artık muhtar bile olamaz" manşetleriyle bize siyasi ömür biçenler, aziz milletimizin iradesine ket vuramadılar.
 
27 Nisan bildirileriyle siyaseti dizayn etmeyenler, sandıkta millet iradesine boyun eğdiler; Gezi olaylarıyl büyük projelerimizi sabote etmek isteyenler amaçlarına ulaşamadılar. 15 Temmuz'da milletimizi esir almaya çalışanlar, milletin cesareti karşısında zelil oldular.
 
Bu millete kefen biçenlerin tamamı, eninde sonunda büyük bir hezimet yaşadı.
 
"Küstah açıklamalarla bize had bildireceklerini düşünüyorlar"
 
Bugün de benzer operasyonlara maruz kalıyoruz. Ekonomik yaptırımlarla bizi sindirebileceklerine inanıyorlar. Küstah açıklamalarla bize had bildireceklerini düşünüyorlar.
Ekonomik tetikçilerini kullanarak, iplerini ellerinde tuttukları kredi derecelendirme kuruluşlarını üzerimize salıyorlar.
 
Batmış ve bitmiş bir Yunanistan'a sürekli derece veriyorlar. Bitmiş zaten. Versen ne olacak. Türkiye'nin notunu indirmiş, indirsen ne olacak.
 
Asparagas haberlerle Türkiye'nin direncini kıracaklarını sanıyorlar. Bunlar Türk milletini zerre kadar tanımıyorlar. Zira tanısalardı, bu milletin Allah'tan başkasının önünde eğilmeyeceğini, diz çökmeyeceğini bilirlerdi.
 
Bizi tanısalardı Türk milletinin karakterinin "bağımsızlık" olduğunu anlarlardı. Bizim milli onurumuzdan asla ödün vermeyeceğimizi görürlerdi. Bu millet mandacılığı elinin tersiyle itmiş bir millettir.
 
Her karış vatan toprağını şehit kanlarıyla sulayarak bu günlere gelmiş bir millettir.
 
"B ve C planını uygulamak zorunda kalırız"
 
Türkiye'yi tehdit etmek hiçbir ülkenin, devletin ve derecelendirme kuruluşunun haddi değildir.
 
Bu milleti ayakta tutmak sadece bizim görevimiz değildir; sanayicinin ve tüccarın da görevidir. Aksi takdirde biz de B ve C planını uygulamak zorunda kalırız, bunu da böyle biliniz.
 
"Bunu ihanet-i vataniyye olarak görüyorum"
 
Bazı haberler alıyorum; mallarını satmıyorlarmış. Ne demek satmıyorum? Depolarda istiflemek nedir? Satacaksın. Satmazsan bedelini ödersin. Çünkü ben bunu bir ihanet-i vataniyye olarak görüyorum. Sen bunları satmak için ürettin. Sen de mi birilerine hizmet etme gayreti içerisindesin. Bize yerli ve milli lazım. Yerli ve milli değilsen, bunun bedelini ödersin.
 
Ekonomimize yönelik kur operasyonunun üstesinden geleceğiz. Ülkemize giydirilmeye çalışılan bu deli gömleğini hep birlikte yırtıp atacağız.
 
Başta Pensilvanya'daki mel'un olmak üzere, 15 Temmuz darbe girişiminin faillerinin peşini bırakmayacağız. 251 şehidimizin kanını yerde bırakamayız. Gazilerimizin kanını yerde bırakamayız. Bu alçaklardan bunun hesabını soracağız. Son FETÖ'cü ve son PKK'lı terörist etkisiz hale getirilene kadar bize durmak yok.