23 Nisan 2024 Salı / 15 Sevval 1445

Belgrad’ı yeniden fetheden Türk

Belgrad’a ilk mağazayı açtığı gün Belgradlılar ‘yeniden fethetmeye mi geldiniz? diye sordu. Kısa sürede ülkede 13 mağazaya ulaşan gömlek markası Tudors, Sırbistan ve Makedonya’da pazar lideri oldu.

KAAN ZENGİNLİ17 Temmuz 2017 Pazartesi 07:00 - Güncelleme:
Belgrad’ı yeniden fetheden Türk

Sınır ötesi operasyonlarını hızlandıran Türk markaları adeta birer ‘uç beyi’ gibi çalışıyor. Halen dünyada 2 bin 500’ü aşkın mağaza ile faaliyet gösteren Türk markaları bu sayıyı yıl sonunda 3 bine çıkaracak. Dışarıda hızla mağazalaşanlardan biri de ‘Gömlek Krallığı’ sloganıyla hizmet veren Tudors. Yurt dışında 41 mağazası bulunan Tudors’un en fazla mağazası ise Sırbistan’da. Markanın Sırbistan’a sessiz sedasız açtığı ilk mağaza ise oldukça ses getirmiş. Sırplar ‘yeniden fethetmeye mi geldiniz? diye sormuş. Tudors’un Yönetim Kurulu Başkanı Yaşar Apaydın ile perakendeyi ve Tudors’u konuştuk.

Tudors nasıl doğdu?

1998’de Yeşildirek’te toptan gömlek işine başladık. Babam o yıl vefat etmişti. 14-15 yaşında tezgahtan yetiştik. Ben mimarlık okudum. O sırada kardeşim toptan satışa devam ediyordu. 7-8 sene mimarlık yaptım. Ama o yıllarda organize perakende çok hızlı gelişiyordu. 2006’da kardeşimle ‘biz bu işi niye ilerletmiyoruz’ diye düşündük ve ilk mağazayı açtık. O zaman markamız Cobalt idi. 20-30 tane Cobalt mağazası açtık ama isim hakkını almadan bu işlere girmişiz. Meğer başkası almış. Mahkemelik olduk. 1 milyon dolar istedi. O yüzden ismimizi değiştirelim dedik. O dönemde Tudors dizisini izliyordum. Bundan güzel marka olur dedik ama o marka varmış zaten. Sahibiyle konuştuk, kullanmıyormuş satın aldık. 2011’de ilk tabelaları koyduk. Cobalt’lardan bir kısmını Tudors’a dönüştürdük. Bugün 200’den fazla mağazaya ulaştık.

Yurt dışında ne durumdasınız?

13 ülkede 41 mağazamız var. Bireysel olarak baktığımda yurtiçindeki mağaza beni o kadar da çok heyecanlandırmıyor. Ama yurtdışında açılan her mağaza çok çok önemli. Yeni bir yere bir Türk markasının bayrağını dikmek çok önemli. Sırbistan’ın başkenti Belgrad’da bir mağaza açtık, Türkiye’ye döndük. Birkaç gün sonra bir telefon geldi: “Ben Belgrad Büyükelçisi’yim. Siz gelip mağaza açmışsınız, insanlar beni arıyor. Tebrik ediyorlar, ‘yeniden Belgrad’ı fethetmeye mi geldiniz’ diyorlar. Bize niye haberdar etmiyorsunuz...” Bir Türk markasının oraya gitmesi çok hoşlarına gitmiş. O ülkeye ilk biz gittik. Başka Türk tabelası yoktu. Sonra diğer giyim mağazaları gitti. Artık Türk markaları dünyanın her yerinde.

Mağazalaşma planınız nasıl? Hedefler neler?

Yurt içinde 170’ten fazla mağazamız oldu. Nerede gerekliyse, uygun lokasyon olduğunda açıyoruz. Yurt içinde 200-250’ye kadar çıkabiliriz. Yurt dışında ise bir yıl içinde 50 de 150 de mağaza açabiliriz. Bir ülkeden iyi bir partner geldiğinde daha çok mağaza açma imkanımız olur. Bu biraz da Türkiye’ye gelen turistle alakalı. Geldikçe markalarımızı görüyorlar ve kendi ülkelerine götürmek istiyorlar. Şu anda en fazla franchise başvurusu alan markalardan biriyiz. Pakistan ile anlaşmamızı yaptık yakında açacağız. Danimarka ile anlaştık. Lokasyonlar tutuldu. Bulgaristan dahil 10 ülke ile görüşmelerimiz devam ediyor. Sırbistan’da partnerimiz ‘iki yıl içinde 2 mağaza açacağım’ dedi. 13 mağaza açtı. Sırbistan’a girdiğimizde İtalyan gömlek markaları terk etti. Şu an Sırbistan ve Makedonya’da pazar lideriyiz. Makedonya’da 5, BAE’de 6, İran ve Irak’ta 3’er, Karadağ, Slovenya, Kıbrıs ve Kosova’da 2’şer, Hırvatistan, Bosna-Hersek ve Macaristan’da birer mağazamız var. Türk Cumhuriyetler’le görüşüyoruz. Doğru partneri bulmak için bekliyoruz. Her ülkeden birden çok talip var.

Mağazalaşma sırasında yurt dışı desteği alıyor musunuz?

 Şu anda Turquality desteği almasanız bile kendiniz yurtdışında mağaza açarsanız devlet kira desteği veriyor. Ama yurtdışına bizim gibi franchise veren markalara da kira desteği verilmeli. Ekonomi Bakanı’mıza da konuyu ilettim. Önemli buldu. Şayet bu destek bizim gibi franchise veren KOBİ düzeyindeki şirketlere sağlanırsa koşmaya başlarız. Belli bir saygınlığa ulaşmış firmalar franchise ile yürümeye başladığında kira yardımından yararlanmalı. Ayrıca bir diğer konu da şu: Markalarımız yurtdışına giderken işbirliği içinde gitmesi lazım. Sektörün ağabeyleri bir ülkeye giderken yanlarında küçükleri de partner olarak götürmeliler. Böylece dünyadaki perakende gücümüz de ihracatımız da artacak. 

Tudors kaç kişiyi istihdam ediyor

1000 kişi çalışıyor. Sürekli mağaza açıyoruz. İstihdam anlamında sürekli büyüyen bir yapımız var. Yıllık istihdam artışımız yüzde 20’leri buluyor. En az 1.500 kişi de bize üretim yapan firmalarda çalışıyor.

Osmanlı iyi izler bırakmış

İç piyasada nasıl?

Çok kötü değil. Türkiye toparlanıyor. Geçen seneye göre yukarıdayız. Çok sıkı hazırlandık. İnovasyon ve tasarım anlamında çok iyi çalıştık. Aynı mağazaları birbirine oranladığmızda büyüme yüzde 10. Açtığımız mağazalar da dahil edildiğinde toplam büyümemiz yüzde 30’u aştı. Perakedenci olarak bizim turiste ihtiyacımız var. Daha çok turist demek etkileşim demek. Sadece ürün almıyorlar markaları alıp gidiyorlar. Bu da daha çok ihracat demek. Mağazacılarla konuştuğumuzda örneğin bazı günler Van mağazası satışta İstiklal mağazasını geçiyor. Turist olmasa birçok mağaza kepenk kapatır. Bir kere şunu kabul edelim Türkiye’yi ve Türkler’i seviyorlar. Ben oralara gittiğimde de onu görüyorum. Osmanlı’nın izleri iyi. Gidip geldiğimizde sevgi dolu yaklaşımları var. Kültürlerine bizi daha yakın hissediyorlar. 

Yeni sezonun rengi yeşil, bordo ve mor

Tasarım konusunda neler yapıyorsunuz?

Tasarım ekibimizde 6 kişi var ama sürekli sayı değişiyor. Sürekli tasarlıyor. Önümüzdeki sezon çok renkli ve canlı renkler geliyor. Yeşil, bordo ve mor renkler. Ama tasarım öyle birşey ki ‘kırmızı bu senenin rengi değil’ diyorsunuz ancak öyle bir tasarım yaparsınız ki herkes giyer. Detay önemli. Bütünlüğü olan, güne uygun ürünleri tasarlayıp tüketiciye getirmek önemli. Tasarım ekibimiz sürekli uluslararası trendleri takip ediyor. İnsanlar önceden ihtiyaç için giyiniyordu şimdi moda için giyiniyor. Ayrıca sadece 2-3 ay giymek istediği için de  fazla para vermek istemiyor.