20 Nisan 2024 Cumartesi / 12 Sevval 1445

Kanada’nın en büyük projesinin temeli meyve suyu ile atıldı

Türkiye’nin ilk meyve suyu ihracatını Ersu markası ile gerçekleştiren Ali Akman, inşaat ve turizm işinde de hızlı büyüyor. Akman’ın Kanada-Toronto’da 600 milyon dolar yatırımla yükselen inşaat projesi, 1.350 konuttan oluşuyor.

Kaan ZENGİNLİ15 Ağustos 2016 Pazartesi 07:00 - Güncelleme:
Kanada’nın en büyük projesinin temeli  meyve suyu ile atıldı

kman Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ali Akman, Türkiye’nin ilk meyve suyu ihracatçısı... 1969 yılında Türkiye’de paketli halde başlanılan meyve suyu üretimi, o dönemki hükümetin verdiği teşviklerle ciddi yol kat etmiş. Ancak ihracat yapamadığı ve iç tüketiminde kendilerine yetmediği firmalar, bir bir kapılarına kilit vurmuş. Ali Akman, o dönemlerde riske girerek Konya’da Ersu markasını satın alarak meyve suyu sektörüne adım atmış. 2000 yılına gelindiğinde Ersu’yu halka açan Akman, bugün ABD, Kanada, Japonya, Avustralya, Yeni Zelanda ve Çin başta olmak üzere 50’nin üzerinde ülkeye meyve suyu ihracatı gerçekleştiriyor. Akman, meyve suyu işinden kazandığı para ile turizm ve inşaat sektörüne girdi. Toronto’da temeli atılan projede 1.350 konut bulunuyor. Yatırım bedeli ise 600 milyon dolar...

İş hayatına nasıl atıldınız?

Robert Koleji’inde eğitimime başladım. Ardından İngiltere Manchester Üniversitesi’nde işletme okudum. Son olarak da Almanya’da Data Processing masteri yaptım. Türkiye’ye 1981 yılında geldim. Babam Türkiye’nin ilk harita mühendisidir, Yıldız Teknik Üniversitesi mezunu. Ben Türkiye’ye geldikten sonra baktım ki baba mesleğiyle bir alakam olmayacak. Önce bir firmada 1 yıl boyunca çalıştım, sene 1981... Emniyete çalıştığım şirket adına 24 tane panzer ithalatını gerçekleştirdim. İlk işim bu oldu. Sonra kendi işimi kurdum. Meyve suyu ticaretine başladım. Türkiye’nin ilk meyve suyu ihracatını 1982 yılında Amerika’ya ben gerçekleştirdim.

Şirket ve holding nasıl kuruldu? Nasıl büyüdü? Kilometre taşları nedir?

Türkiye’de ilk meyve suyu üretimi 1969’dan itibaren başlamış. Süleyman Demirel zamanında verilen teşviklerle ve bu fabrikalar 4-5 yılda zor hayata geçirilmiş. İhracat yapamamışlar. İç piyasada satamamışlar. Ve 1980 yılına gelindiğinde hepsi iflas etmiş. Kimisini bankalar devralmış. Dolayısıyla birçok şey yapmaya çalıştım ithalat ihracat üzerine. Bunlardan meyve suyu neticesini verdi. 1984 yılında Ersu’yu satın aldım. Ersu Konya’daydı. 1989’da Amerikalılar’la Antalya’da Golden meyve suyunu kurduk.1992’de Afyon Sultandağı’nda Morello meyve sularını kurduk. 1994’te de Niğde’de Aksu meyve sularını kurduk. 4 tane meyve suyu fabrikamız var. Bir de su fabrikamız var, İvriz Su. 2005’teToroslar’da İvriz Su tesislerini kurduk. Ersu’yu Almanlar’la ortak kurmuştuk. 1989’da onların hisselerini aldık. 1987’de Antalya Golden’i kurduk. 1992’de o firma iflas etti. Onların (Amerikalı firmanın) hisselerini biz aldık. Ondan sonrada yüzde 100 kendi sermayemizle devam ettik.

Mevcut yatırımlarınızdan bahseder misiniz?

Şu an tamamı bize ait 5 fabrikamız var. Ersu 2000 yılında halka açıldı. Ersu’da en büyük hissedar yine benim. Ama halka açık bir şirketti. Yüzde 60’ı halka açık. Ama şirketin yüzde 70’i halen benim. Halka açık olan kısmımın bir kısmı halen bende. Antalya sadece elma ve armut sıkıyor. Morello Afyon’daki fabrikamız narenciye hariç tüm meyveleri sıkıyor. Niğde’deki Aksu hem elma armut suyu sıkıyor. Hem de tesisler için plastik varil üretiyor. Ersu ise tüm meyveleri üretiyor. Narenciye dahil. Tüm ambalajlara dolum yapabiliyor. Cam, karton ve pet olmak üzere. Aynı zamanda konsantre ve püre de yapabiliyor. Yani en entegre olanı bu. Tesislerimizde 150000/160000 ton meyve isleme kapasitemiz var. Bu da oldukça büyük bir rakam. Üretimin hemen hemen yüzde 75’i hemen hemen ihracata gidiyor. En çok AB’ye gönderiyoruz. Ondan sonra Kuzey Amerika, ABD ve Kanada, Doğu’da Japonya, Avustralya, Yeni Zelanda, Çin en büyük pazarlarımız. Yaklaşık 50’nin üzerinde ülkeye satıyoruz.

Meyve suyu dışında en büyük yatırımınız hangi alanda?

İkinci büyük konumuz inşaat. Türkiye’nin ilk condominium projesini 1997 yılında Ankara’ da inşa ettik. Türkiye’nin en yüksek 2’inci binasıydı o yıl. Hastane, fabrika, AVM, işte ticari inşaatlar yaptık. Yurtdışında faaliyetlerimiz oldu. Ankara’da 2 tane otelimiz var. Capital Plaza otel ve Samm otel diye. Türkiye’de bir de Akman Otomotiv ve Akman Filmcilik adında şirketlerimiz var.

Yurtdışında faaliyete geçirdiğiniz tesislerin veya inşaat yatırımlarının detayları nedir?

Üretim olarak biz ilk Arjantin’de 1987 yılında bir tesisi hemkurduk hem geliştirdik. 1992-1994’de İtalya’da bir meyve suyu tesisini satın aldık. Daha sonra o tesisi İran’a ihraç ettik. İran’da 3 tane meyve suyu fabrikası kurduk, 1992-99 yılında. Ondan sonra 1994’te Çin’e gittik ve 2011’e kadar 3 tane meyve suyu fabrikası kurduk. Çin’in en büyük Türk yatırıcımsıydık bu dönemde. Daha sonra baktık biraz Doğu’dan uzaklaşalım dedik.

Turizm tarafından neler yapıyorsunuz?

Şu anda Kanada’da çok faal durumdayız. Toronto’da 3 tane otelimiz var. Sheraton, Marriot ve Wyndham. Hem mülkü hem işletmesi bize ait. Bir de Toronto’da inşaat yapıyoruz. 4 tane kule inşa ediyoruz. 1.350 daire yapıyoruz, Toronto’nun en büyük inşaat projesi şu anda yatırım bedeli 600 milyon dolar. Şu anda biraz Kanada’ ya yoğunlaştık. Oradaki inşaat projemiz oldukça büyük bir proje. Tabi Türkiye içerisinde de araştırma içerisindeyiz. Biraz bu siyasi türbülans bizi hafif frenledi. Ama İstanbul’da özellikle inşaatta projelerine bakıyoruz.

Demokrasiye hiçbir müdahale kabul edilemez

15 Temmuz darbe girişiminin püskürtülmesinin nasıl yorumluyorsunuz?

Demokrasiye hiçbir müdahale kabul edilemez. Ülke ve millet olarak demokrasi, özgürlükten ve parlamenter sistemden vazgeçmemiz mümkün değil. Türkiye gibi demokrasiye büyük emek vermiş bir ülkede insanımıza bunları yaşatanları şiddetle kınıyoruz. Biz de daha çok çalışıp daha çok üretip ülke ekonomisine daha çok katkı sunacağız. Halen süren projelerimize yeni projeler ekleyerek yolumuza devam edeceğiz.