19 Nisan 2024 Cuma / 11 Sevval 1445

Öğrencilerimiz üniversitemizin tam merkezinde

İstanbul Aydın Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Mustafa Aydın, “Biz öğrenci odaklı bir üniversiteyiz. Her hafta bir icra kurulu toplantısı yaparız. Üst yönetimle bir araya geliriz. Aldığımız her kararın arkasında ‘Bu karar öğrencilere nasıl dokunacak’ bunu tartışırız” dedi. 

KAAN ZENGİNLİ20 Ağustos 2018 Pazartesi 07:00 - Güncelleme:
Öğrencilerimiz üniversitemizin tam merkezinde

Türkiye’de eğitim sektörü hızla büyüyor. Her yıl milyonlarca öğrencinin sisteme girdiği düşünüldüğünde, daha verimli ve katma değeri yüksek eğitim için, üniversitelerin kendilerini her geçen gün daha da geliştirmeleri gerekiyor. Son yıllarda hızla çoğalan vakıf üniversitelerinin, alanda kendilerine ciddi bir misyon yüklediğini görüyoruz. Ülkemizde faaliyet gösteren bu üniversitelerin dünyanın birçok eğitim kurumu ile rekabet ettiğine şahit oluyoruz. Türkiye’nin en büyük vakıf Üniversitesi unvanını taşıyan İstanbul Aydın Üniversitesi de, bu eğitim kurumlarının başında geliyor. Eğitim sektörünün duayen isimlerinden, İstanbul Aydın Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Mustafa Aydın ile Patron Katı köşemizde sohbet ettik. Türkiye’deki eğitim kurumlarını, öğrencilerin geleceklerini nasıl planlayacaklarını, Aydın Üniversitesi’nin öğrencilerine ne gibi imkanlar sağlayacağını masaya yatırdık… Mustafa Aydın’ın “Biz öğrencilerimizi üniversitemizin merkezine koyuyoruz” cümlesiyle başlayalım röportajımıza… 

İyi bir üniversite öğrencilerine ne vaad etmeli ve sizce onların geleceklerine nasıl bir katkıda bulunabilmeli? 

Bilgiye ulaşım artık çok kolay. Öğrenci daha liseden kendi geleceğini kurgulamaya başlıyor. Hangi alanda ilerlemem lazım? Dünyanın ne tür insan kaynağına ihtiyacı var? Yapacağım tercih beni nereye götürecek? Tüm bu soruları kendine sorarak eğitimine ona göre yön veriyor. Bir insan için ve genç için nedir önemli olan? Seçeceği mesleğin, gideceği üniversitenin yarın ona sağlayacağı hayat standardı ne olacak? Sosyal statü verebilecek mi? Meslek ölecek mi? Bunlara bakıyor… 

Eğitim kalitesi, akademik kadrosu… Bunlar en önemli etken olmalı, öyle değil mi? 

Öğrenciler için sadece eğitim değil önemli olan… Bu öğrenci bir üniversitenin sosyal imkanına bakıyor, ders dışında yapacağı etkinliklere bakıyor (edebiyat kulübü, spor kulübü vs vs) Yurtdışı imkanlarına bakıyor, çok dilli ve kültürlü bir üniversite mi? Düşünüyor… Burs imkanları önemli. Yurtdışına açılırken kendisine ne kadar destek olacak bunu düşünüyor. Artık günümüzde öğrenci üniversiteyi görmeden de tercih etmiyor. Artık ulaşım çok kolay , gelip okuyacağı, yaşayacağı üniversiteye bakıyor. Kesinlikle bir üniversiteyi görmeden tercih etmemek gerek. Akademik kadrosuna bakın, laboratuar alt yapısına bakın, bilişim-elektronik alt yapısına bakın, üniversite mezunlarının piyasada ne kadar rağbet gördüğüne bakın… Bunlar öğrenciler için çok çok önemli kriterler. 

Türkiye’nin en büyük vakıf üniversitesi olarak, mezun olan ve aktif olarak eğitim gören öğrenci sayınızdan bahseder misiniz? 

41 bin öğrencimizle bugün Türkiye’nin en büyük vakıf üniversitesiyiz. Son 8 yıldan beri en çok tercih edilen vakıf üniversitesiyiz. Biz öğrenci odaklı bir üniversiteyiz. Her hafta bir icra kurulu toplantısı yaparız. Aldığımız her kararın arkasında ‘Bu karar öğrencilere nasıl dokunacak’ bunu tartışırız. Senatomuzda öğrenci temsilcisi de bulunuyor. Üniversitemizin merkezine öğrencileri koyuyoruz. İstanbul Aydın Üniversitesi bu yıl itibariyle 53 bin mezuna sahip. 

‘DÜNYAYI GÖRECEKLER’

Yurt dışı imkanları var mı? 

İngiltere’de, Almanya’da, Amerika’da, Pekin’de temsilciklerimiz var. Öğrenci istese de istemese de; her öğrencimiz mezun olmadan önce yurtdışına gönderme gibi bir proje başlattık. Mutlaka gönderiyoruz. Dünyayı görmeleri, gelişmelerden haberdar olmaları, Türkiye dışında nasıl bir hayat deneyimlemelerini istiyoruz. 

‘ÜRETEREK PARA KAZANACAKLAR’

Şirketlerle ilişkiniz nasıl? 

Üniversitemizin içinde 100’e yakın firma var. Kuluçka merkezi bunlar. Bunlara öğrencilerimiz ortak, eğlence, yazılım, lojistik her sektörden… Örneğin; Eğer okulumuzda bir kantin, kitapçı veya dükkan açmak isteyen varsa muhakkak 3 öğrenciyi ortak almak zorunda. Biz parayı parayla kazanan değil parayı üreterek kazanan insanları yetiştirmeyi hedefliyoruz” dedi.

Eğitimle iş hayatı iç içe yürüyor

İşe yerleştirme oranınız nedir? Çok iyi eğitim vermek ile bitmiyor olsa gerek misyonunuz… 

Biz uygulamalı eğitim yapan bir kurumuz. Eğer bilgiyi pratiğe dönüştürmüyorsanız, o bilgiyi çöpe atın gitsin. Biz kuruluş amacımızı bunun üzerine oturttuk. İlk yıldan itibaren öğrencimizi işyerleriyle akrabalık ilişkisi kurduruyoruz. Öğrenci henüz 1 sınıftan itibaren burada aldığı pratik bilgiyi, orada teoriye çeviriyor. Şirketlerle ilişkiler kuruyor. Bugün üniversitemizin işe yerleştirme oranı yüzde 80 civarında… Bu staj değil, staj suiistimal edilebilir. Bizimki direkt uygulamalı eğitim veriyoruz. 300 bin firma ile işbirliği yapıyoruz.

“YÜZDE 40’I BURSLU”

Burs imkanlarınızdan bahseder misiniz? 

Ortalamaya baktığımızda öğrencilerimizin yüzde 40’ını burslu okutuyoruz. Başarı bursu, sporcu bursu, ihtiyaç bursu gibi pek çok burs türümüz var. Bunun dışında erkek ve kız öğrencilerimiz için yurt imkanlarımız,yurtdışından 600 üniversite ile işbirliğimiz var. Türkiye’nin üçüncü büyük laboratuvarına, Aziz Sancar t adını taşıyan bir teknoloji merkezini sahibiz. 

KIBRIS’I BİR EĞİTİM ADASINA ÇEVİRELİM

Son olarak Kıbrıs’taki eğitim kurumları ve ülkenin potansiyeli hakkındaki görüşleriniz neler? 

Kıbrıs önce bir eğitim adasıdır sonra Turizm ve sulu tarımla kalkınması gereken bir yerdir. KKTC’yi şu anda dünyaya açan kapı eğitimdir. KKTC’de eğitim alan öğrenciler mezun olup ülkelerine döndüklerinde bürokrat oluyorlar, çeşitli görevlerde bulunuyorlar. 

KKTC’DE YATIRIMA DEVAM 

Onlar KKTC’den aldıkları diplomayla bunları yapıyorlar. Ve bunlar siyasi platformda KKTC’nin tanınırlığını sağlayan en önemli faktör. Gelin bu önemli faktörü destekleyelim ve insanların eğitim için Kıbrıs’a gelmelerini sağlayalım. Kıbrıs adasının, stratejik konumu ve ekonomik yapısıyla bir “Eğitim Adası” olması kaçınılmazdır. Türkiye için ise “olmazsa olmaz” ların başında gelir. Biz de, deyim yerindeyse “ustalık dönemimizde bir Selimiye” inşa etmek gibi bir misyonla KKTC’de temas ve yatırımlarımızı sürdürüyoruz. Amacımızı Kıbrıs’taki eğitimin kalite çıtasını daha da yukarılara yükseltmek ve daha kaliteli, daha başarılı öğrencileri KKTC’ye çekerek KKTC’nin eğitim algısını yükseltmek olarak belirledik.