19 Nisan 2024 Cuma / 11 Sevval 1445

'Ülkenin milli servetine sahip çıkıyoruz'

Turkcell Genel Müdürü Murat Erkan, veri kullanımı ve depolamanın ülkeler için kritik önem taşıdığını belirterek, Turkcell’in bu alanda 2 milyar TL’lik yatırım yaptığını söyledi. Erkan “Toplamda 4 veri merkezi kuracağız. Bir yerde ülkenin milli servetine sahip çıkıyoruz” dedi.

KAAN ZENGİNLİ9 Eylül 2019 Pazartesi 07:00 - Güncelleme:
'Ülkenin milli servetine sahip çıkıyoruz'

Türkiye’nin en büyük iletişim operatörü Turkcell, büyümesini hızla sürdürüyor. Bu yılın ilk yarısında cirosunu geçen yıla göre yüzde 20.3 artarak 11.9 milyar TL’ya ulaştıran şirket, net karını ise şirket tarihindeki en yüksek değer olan 1.7 milyar TL’ye yükseltti. Ancak Turkcell’i ülke için önemli yapan yalnızca ekonomiye sağladığı katkılar değil… Şirketin, ülkeler için stratejik öneme sahip olan ‘iletişim’ sektöründe gerçekleştirdiği yatırımlar da kritik önem taşıyor. ‘Türkiye’nin datası Türkiye’de kalmalı’ stratejisi üzerine kolları sıvayan Turkcell, ülke çapında 4 veri merkezi kurarak önümüzdeki yılın sonuna kadar toplam 2 milyar TL yatırım yapmış olacak. ‘Veri üretimi ve depolanması’ geleceği kontrol etmek ve yönetmek isteyen ülkeler için anahtar görevi taşıyor. Bu nedenle verilerin ülke sınırları içinde kalması oldukça önemli… Tüm bu gelişmeleri, Turkcell’in gelecek hedeflerini ve yeni yatırım planlarını şirketin Genel Müdürü Murat Erkan ile konuştuk. Yaklaşık 6 ay önce Turkcell’in genel müdür koltuğuna oturan Erkan, grup içinde oldukça sevilen ve takdir toplayan yönetici. Superonline Genel Müdürlüğü döneminden bu yana tüm Turkcell ekibiyle sıkı ilişkiler içinde olan Erkan’a şunu da sorduk… “Nasıl bu kadar seviliyorsunuz?” “Herkese dokunmak, herkesle sohbet etmek, onlara temas etmek ve bunu kalben yapmak…” diye cevapladı. 

Turkcell olarak bu yılı nasıl geçiriyorsunuz? 

Tüm zamanların en iyi yıllarından birini geçiriyoruz. Oldukça başarılı finansal sonuçlar elde ettik. Genellikle yıla nasıl başlarsanız öyle gidiyor. Telekom sektöründe aydan aya değil de altı aylık süreçlerde ciddi değişimler oluyor. Bugün bir şey yaparsanız etkisini altı ay sonra görüyorsunuz. O yüzden de bu konularda daha rahat öngörü sağlayabiliyorsunuz. 

5G konusu Türkiye için kritik bir konu. Turkcell 5G ile ilgili yaptığınız çalışmalardan bahseder misiniz? 

Uzun süredir 5G ile ilgili çalışıyoruz. 2017’den beri ise bu alanda saha testleri ve demolar yapıyoruz. Hem de bunu birden fazla tedarikçiyle yapıyoruz. 5G’nin en büyük sıkıntısı terminal yokluğuydu. Şebekeyi kurdunuz ama terminal yok. Şimdi yavaş yavaş terminaller de pazara sunulmaya başladı. Biz 5G’ye hazırız. Var olan frekanslarımız üzerinden 5G hizmeti sağlayabiliriz. Uygun terminaller sahada olursa 5G’yi yarın sunabiliriz. Geçtiğimiz günlerde yaptığımız hız testi ile dünya rekoru kırarak ne kadar hazır olduğumuzu açıkça ortaya koyduk. Lisans verildiği anda hizmete girebiliriz 

5G’de izlenilen yol ile ilgili görüşleriniz neler?  

5G sürecinde dünyada farklı bir yol da izleniyor. Birçok ülke büyük lisans bedelleriyle ihale yapmak yerine 5G’nin vatandaşa hızlıca ulaşması için çalışıyor. Bazı ülkeler de buradan bir lisans ücreti çıkarıyor. Ama mesela İtalya’da lisansı büyük bedeller karşılığı verdiler ve alan şirketin değeri yarı yarıya düştü. O yüzden de lisans ücreti iyi düşünülmeli. Çok büyük lisans paraları verip çok düşük gelir artışları olduğu zaman bu şirketlerin değerine olumsuz etki yapıyor. Mesela Japonya’da lisans bedeli almadılar. Bunun endüstri 4.0 dönüşümü için kritik öneme sahip olduğunu bilerek ve ekonominin gelişimine katkı sağlayacağını öngörerek hareket ediyorlar.  

Milli üretim denilince ‘veri’ konusu aklıma geldi. Stratejik bir konu ne dersiniz? 

Her işte, her sektörde veri çok değerli. Sizin verilerinize sahip çıkmanız lazım. Başkalarına kaptırırsanız bu sefer onlar o veri üzerinden para kazanmaya başlıyor, onun üzerinden değer üretmeye başlıyor. Bu bir milli servet. Biz bunu on yıl önce öngördük. Bugün çok sıcak bir konu. Bizim geçmişteki söylemlerimizde de Türkiye’nin verisi Türkiye’de kalmalı, Türkiye verinin geçiş noktası olmalı. Yani Doğu ile Batı arasındaki veri trafiğinde bir köprü olmalı, “İpek yolu fiber yoluna dönüşmeli” gibi önemli mesajlar vardı. Bunu 10 yıldır söylüyoruz aslında. Veri merkezleri kritik. 2 milyar liranın üzerinde veri merkezi yatırımı yapmış olacağız. Ankara bitti, inşallah açılışını yapacağız çok yakında. Gebze veri merkezimiz neredeyse tam kapasite çalışıyor. İzmir’de de veri merkezimizi faaliyete soktuk. Çorlu’da da yapıyoruz. Bu veri merkezlerimiz, çok net söyleyeyim, adeta sanat eseri. Bugün yabancı şirketler Türkiye veri merkezine gelip dolaştığı zaman hayran kalıyorlar. 

Müşterileriniz ile ilişkileriniz nasıl? Sizin için ne ifade ediyorlar?  

Bizim gibi en değerli mal varlığı müşterisi olan işlerde, onun hem beynine, hem kalbine hitap etmeliyiz. Yani hem mantıklı ve rasyonel gelmeliyiz, hem de duygusal olarak onu mutlu etmeliyiz. Bu ikisini yakaladığınız zaman müşteriyle hiçbir zaman problem yaşamazsınız. İkisini birden yakalamanız lazım ama. Bütün müşteri deneyimimizi, bütün yapılanmamızı da bunun üstüne kurguluyoruz. Önümüzdeki dönemde de bununla ilgili aksiyonlar alacağız…

“Öyle seviyorlar ki, sağ olsunlar ayağımı kırdılar” 

Çok sevilen bir yöneticisiniz...

Sağ olsunlar öyle bir durum var. Bunun temel sebebi, herkesle her türlü sohbetin içinde olabilmem. Hatta o kadar seviyorlar ki, ayağımı bile kırdılar! (gülüşme)… Bizim bayi çalışanlarımızı geçen yıl Kıbrıs’a götürdük. Bu arkadaşlarla birlikte turnuvalar düzenliyoruz. Futbol, satranç, plaj voleybolu turnuvası gibi. Hep birlikte kaynaşalım istedik. Futbol turnuvası düzenlerken biz de bir takım kurduk ve arkadaşlarla oynadık. Bu turnuvanın galibi için sponsorumuz ‘kazanan takımdaki oyunculara telefon hediye edeceğim’ dedi ve maçlar bir anda sertleşti… İyi bir takım olduk ancak, maçın içinde kaleci benim ayağı kırdı. Ertesi gün sunumum vardı. Sunuma kırık ayakla çıktım. Şaka bir yana, onlarla sahada da ekip içinde de temas ediyorum. Bu da çalışanlarımızın ve benim çok hoşuna gidiyor.